Browsing articles in "Makaleler"

Yaşam Koçluğu

Nis 15, 2019   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments
Yaşam Koçluğu
Koçluk Eğitimi almak istiyorsunuz ve bu eğitim size ne kazandıracak merak ediyorsunuz. Yaşam Koçluğu kişiyi mevcut konumundan arzu ettiği konuma taşıyan yol arkadaşlığıdır. Yaşam Koçluğu mesleğini ister profesyonel olarak yapın, ister yaşam koçluğu eğitimini kendi yaşamınıza koçluk etmek için alın her şekilde hayatınız değişecek. Evet bunu söylüyorum çünkü biliyorum. Sebep mi? Her sabah yeni bir hayata başlamak için kendinize söz veriyor olabilirsiniz. Bu hayatınızın tek bir alanında (örnegin; sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma) olabileceği gibi, tüm alanlarınızda dengeyi yitirdiğiniz için bu kararı vermiş olabilirsiniz. Ama sabah uyandığınızda yine aynı eve uyanacaksınız, aynı kişi olacak varsa eşiniz ve çocuklarınız. Aynı işyerine gidip aynı insanlarla karşılaşacaksınız ve onlar değişmeyecek sizler değişeceksiniz. Yaşam Koçluğu, içten dışa bir değişim dönüşüm sürecidir. Hayatınız değişecek ve bunu siz gerçekleştireceksiniz.
Eğer bir yaşam koçluğu eğitimi araştırıyorsanız, bence mutlaka NLP metodolojisini eğitimin içine entegre etmiş bir kurumla çalışılmalı. Bugün psikoloji bilimini temel alan ve NLP teknikleriyle harmanlanmış eğitim Plena Akademi’yle birlikte çok az sayıda kurumda bulunabilir. Sebep Koçluk Eğitimi’ni hazırlayan kişilerin bizler gibi Psikoloji doktorası yapmıyor olmaları. İkinci sebep ise NLP Eğitimleri bir çok koçluk eğitimi veren şirkette yaşam koçluğu eğitim programından ayrı tutulmaktadır. Maalesef bizler NLP Eğitimi/NLP Teknikleri olmadan koçluk eğitim programı düşünemiyoruz.
Plena Human Profesyonel Koçluk Eğitimi içeriği ve katılım koşulları için bize ulaşabilirsiniz.
Sevgilerimle,
02242434314
İnci Aktaş
Profesyonel Yaşam Koçu
Uluslararsı Akredite Eğitmen

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Nefes Meditasyonu-Geveze Zihni Nasıl Susturabiliriz?

Nis 13, 2019   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Zihnimiz yorgun..Çünkü zamanımız şartlarında sakin ve dingin kalabilmek nerdeyse imkansız. Bir yandan karnımızı doyurmak diğer yandan gelişen dünyada sosyal kabul görmek için, aslında “olmadığımız kişi olmaya” çalışmanın baskısı ile maske üstüne maske takıyor olmak… Zor iş.

Bu maskeleri giymek bir dert. Soyunmak ayrı bir dert. Soyunabilmek için ise gece uykumuzda bile susmayan geveze zihnimizi susturmak esas. Çünkü beynimiz,dünyaya geldiğimiz andan itibaren duyu organlarımız aracılığında dışarıdan gelen uyaranlar ile bağlantı kurar. Büyüdükçe ve yeni yaşam deneyimleri edindikçe bu bağlantılar güçlenir.

Algı, anlayış, kavrama gibi bilişsel tüm işlevler  “zihnimizi” oluşturur. Zihnimiz dünyadan aldığı tüm bilgileri işlemeye ve yorum yapmaya başladığında beyindeki ilgili bağlantılar ( yaptığı yorumlar doğrultusunda )  hormonlar ve salgı bezlerini kullanarak olumlu ya da olumsuz duyguları oluşturur. Oluşan duygulara paralel davranışlar meydana gelir. Bu davranışlar zamanla alışkanlıklarımızı oluşturur. Ve bu şekilde hayatımız şekillenmiş olur.

Oysa hayat belirsizliklerle doludur. Belirsizlik ise insan için “tehlike” ile eş anlamlı olup kaygıyı tetikler. Zihin, belirsizliği ve kaygıyı ortadan kaldırmak için her şeye anlam vermek ister. Bu anlam verme çabasıyla herkes kendi algı ve bakış açısına göre hikâyeler tasarlar. Ve insan, hayatını bu hikâyeler üzerinden yaşar. Bu nedenle kişi sayısı kadar farklı hayat hikâyeleri var. İyi ya da kötü milyonlarca hikaye…

Zihnin, manipüle ettiği hayatımızın gerçeğine vakıf olabilmek için, önce zihni susturup, yarattığı hikayelere son verebilmeli. Zihni susturmak hiç kolay bir iş değildir. Susturabilmek için önce terbiye edilmesi gerekir. Zihin terbiyesi için en kestirme yollardan biri “nefese konsantrasyon”dur.

Bunun için önce dik oturup, sakin bir yer seçilmeli.Gözler kapalı olsun.

–  Önce 1-2 dk kadar 7 sn ( içinizden sayarak) de nefes alın. 11 sn  ( içinizden sayarak) de verin.

-Sonra sadece nefes alış- verişlerine konsantre olarak nefes alın-nefes verin, verdiğiniz nefesi 1 olarak sayın. Bu çalışmada her verdiğiniz nefesi sayacaksınız. Her verdiğiniz nefesi 10 ‘a kadar sayın. Verdiğiniz nefes sayısı 10 olduğunda tekrar 1’ den başlayarak bu çalışmaya dilediğiniz kadar devam edin. Zaman zaman düşüncelerin zihninize üşüştüğünü ve çalışmanızı böldüğünü fark edeceksiniz. Zaman zaman hangi sayıda olduğunuzu unutacaksınız. Bazen de 10 dan yukarı doğru kim bilir kaçıncı sayıya çıktığınızı fark edeceksiniz.

İşte bunun gibi durumlarda her ne olduysa bırakıp tekrar nefese odaklanıp,1’ den başlayıp 10’ a kadar sayarak nefes vermeye devam edin. Bunu başarıyla uzun süre yapabilir olduğunuz da belli bir süre sonra sayarken zihin devreden çıkacak zihninizi susturmayı başarabileceksiniz. Sustuğunda ise dünyevi stresten arınacak, bunun ötesinde küçük aydınlanmalar ve hayatınıza daha derin farkındalıklar katacaktır. Belki daha fazlası… Onu siz keşfedeceksiniz.

Hicran ipekbağlar

Profesyonel Koç & Nefes terapisti

02242434314

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

ETİKET . Zihni susturmak,zihin,stres,nefese konsantre,nefes koçu, bursa nefes  terapisi, hicran ipekbağlar

Yaşam Koçluğu Eğitimi, Kişisel Gelişim ve Safsataları

Mar 30, 2019   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Safsata kelimesini kullandığım için öncelikle affınıza sığınıyorum zira gelişim yaşam koçluğu ve söz konusu kelime yan yana hiç uygun değiller. Bununla birlikte son yıllarda artan yaşam koçluğu eğitimleri ve koç sayısı ile saygın bir meslek olan Profesyonel Yaşam Koçluğu/Profesyonel Koçluğa ‘karşı’ bir akım başlamış durumdadır. Bunu anlamak çok güç çünkü gelişim içten dışa olur. Kişi gelişmeden toplumsal gelişme olmayacağı gibi, kişisel gelişim için profesyonel koçluk yaklaşımı çok önemli bir argümandır.

Kişisel gelişim ve koçluk ile hatta pozitif düşünce ile örgütsel mücadeleye girmiş olan kişilerin, pozitif düşünen ve bireysel olarak gelişime açık ve gelişen kişiden nasıl bir zarar geleceğini açıklamalarını belemekteyiz. Kitlesel mücadeleye girişilecek alanlar çocuklara, insanlara ve hayvanlara, doğaya yani evrene zarar veren şeyler olmalıyken, kişisel gelişim karşıtlarının bilmesi gereken şudur. Eğer bu zararı yaratan kişiler bireysel olarak içten dışa bir gelişim süreci içerisinde olsalardı bu zarar minimize edilebilirdi. Ne yazık ki internet ortamı bilgi kirliliğine çok müsait. Reklam amaçlı en popüler konulara karşı yazılan karşıt görüşler arama motorlarında üst sıralar çıkabilmekte ve insanların kişisel gelişim çabalarını sınırlayacak nitelikte yoruma maruz bırakmaktadır.

Sözün özü şudur ki; kendi içimize dönelim, temizliğe kapımızın önünden başlayalım. Biz değişirsek dünyanın değiştiğini hatırlayalım. Nitekim herkes birisinin çıkıp dünyayı değiştirmesini bekliyor. Eğer herkes o birisinin kendisi olduğunu bilirse toplumsal gelişime katkı sağlayabiliriz.

Elbette ki her meslekte olduğu gibi Yaşam Koçluğunu kirletecek insanlar da olacaktır. Akredite olmayan kısa süreli ve içeriksiz eğitimler pazarlanacak ve satılacaktır. Yine de uzun vadede niteliksiz yaşam koçlarının kalıcı olamayacağını düşünüyoruz.

Yetkin bir koç olmak için, geçekten öğrettiğini uygulayan, mesleğini içselleştirmiş, uzun süre koçluk yapmış, akredite eğitmenlerden eğitim almanız gerekecektir.

Gelişimin sonu yoktur. Şimdi bugün burada elinizdekilerle başlayın.

Sevgiyle kalın.

02242434314

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Hipnoz’u DOĞRU bilmek…

Eyl 12, 2018   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

HİPNOZ…

Neredeyse tüm seanslarımda Hipnoz (iletişim olarak) ve Hipnoterapi yapan bir hipnoterapist olarak, birçok rahatsızlığın (panikatak, anksiyete, depresyon, öfke kontrolü, obsesif bozukluklar, tükenmişlik sendromu, alkol, sigara, obezite vs.) tedavisinin Hipnoz ile daha çabuk olduğunu gördüm.

Ericsoncu Hipnozu benimseyen tüm Hipnoterapistlerin bildiği gibi; Hipnoz, terapi sürecini kısaltan bir yöntemdir. Hipnozun, hipnoz olarak bilinen tarihçesi 200 seneden fazla süreye dayanmaktadır ve bilimsel çalışmalarda bazen aralık verilerek devam etmekte. Hipnoz sadece ismi ile ilgi uyandıran bir yöntem olmasıyla birlikte, hipnoterapiden sonuç alan danışan sayısı arttıkça, onların tecrübelerinden etkilenen insan sayısı da artıyor.

Kişilerin artık iyileşmez diyerek kanıksadıkları ya da torba torba ilaç içerek iyileştiremedikleri bilimsel ve duygusal problemlerin Hipnoz ile iyileştirilmesi ve sürecin kısa sürmesi hayli merak uyandırmaktadır. Birçok hastalık dolayısıyla birçok ameliyat geçirmiş ve en son panik atak teşhisi de konmuş olan bir danışanım bana geldiğinde, artık ilaç kullanmayı reddettiği için hipnoza başvurmak istediğini söylemişti. 5 seansın sonunda panik atak tamamen iyileşti ve danışanımın yorumu şu oldu: “Nasıl oluyor da seanslarda bir kez bile panik atak kelimesi geçmeden ben iyileştim?”. Çünkü panik atak da tüm diğer rahatsızlıkları gibi, ruhun derinliklerinde baş gösteren değişme çabasının bir belirtisi olarak ortaya çıkmıştı. Bahsettiğim bilişsel ve duygusal etkenler ortadan kaldırılmadıkça dışardan müdahaleler sonuç vermeyecekti.

Bu aşamada Hipnoz hakkında yanlış bilinenleri de aydınlığa kavuşturmakta fayda görüyorum. Hipnoz kesinlikle bir uyku hali değildir, kişinin telkin alması için gözlerini kapaması bile gerekmez. Bir fikrin kabul edilmesi olan hipnoz, günlük hayatımızda hem kendi kendimize hem de başkaları tarafından bize uygulana bir yöntemdir. Hem de sürekli olarak… Bu hem olumlu hem olumsuz olabilir. Eğer zihninizde güçlü bir eleştiri duvarı yoksa olumsuz olabilir ve insanların söylediklerinden çok çabuk etkilenerek sınırlarınızı belki de onların sınırlarına göre belirlersiniz. Oysa bu durum; sınırları olmayan baloncuğun içinde yaşarken, kendimize bir sınır çizerek içine hapsetmeye benzer. Gerçekliğimiz bu sınırlara göre belirlenir. Bu olumlu da olabilir çünkü yeni inançlar ve fikirler geliştirerek yeni bir gerçeklik yaratabilir, hayal edebiliyorsan eğer o arzu ettiğimiz hayata ulaşabiliriz.

Hipnoz bir uyku hali olmadığı için uyanıp uyanmamak da söz konusu değildir. Bununla birlikte Hipnoz halindeyken kimse size özünüze aykırı bir şeyi yaptıramaz ve normal şartlarda ona söylemeyeceğiniz bir şeyi söyletemez.

Hipnoz çok olumlu ve hızlı bir şekilde hayatınızı dönüştürecek bir tekniktir. Doğru kaynaklardan doğru bilgiye ulaşarak, doğru kişiyle çalışarak aşağıda belirttiğim tüm sorunlarınıza çözüm sağlayabilirsiniz.
Hipnozun faydalı olduğu alanlar;
Hipnoz nelere çözüm sağlar?
-Panik atak
-Anksiyete
-Tükenmişlik
-Depresyon
-Sosyal Fobi
-Öfke
-Tüm bağımlılıklar
-Obsesif bozukluklar
-Kişisel Gelişim

Saygılarımla,

İnci AKTAŞ

Hipnoterapist & Profesyonel Koç

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

(224)2434314
(533)5475241
www.akademiplena.com

NEFES TERAPİSİ İLE MİGREN ATAKLARI KONTROL ALTINA ALINABİLİR Mİ?

Eyl 3, 2018   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

migren

NEFES TERAPİSİ İLE MİGREN ATAKLARI KONTROL ALTINA ALINABİLİR Mİ?

Migren otonom sinir sisteminde oluşan bio-elektriksel bir hastalıktır. Otonom sinir sistemi ise bedendeki tüm yaşamsal faaliyetleri yönetir. Çeşitli faktörler otonom sinir sisteminin işlevsel faaliyetlerini bozarak beyin damarlarının genişleyip daralmasına sebep olur. Açlık, susuz kalma, uykusuzluk, hormonâl değişiklikler ve hava olayları migreni tetikler. Ama en çok da mükemmeliyetçi, detaycı, hassas kişilik yapısı diyebilirim.

Migren şikâyeti olan danışanlarımın genelinin takıntılı, kırılgan ve duygularını ifade etmekte zorlandıklarını fark ettim. Bu durum onların diyafram adalesini kullanmadan göğüs solunumu yapmalarına sebep olur. Göğüs solunumu ise zihinde kutuplaşma ve gerginliğe yol açar. Bir de bu duruma genetik yatkınlık eklendiğinde kişi bir kısır döngü içine girer.

Ortaya çıkan gerginlik omurilik boyunca yükselir, omurilik soğanından başın bazı bölümlerine yayılır. Bu da sinir sistemi üzerinde basınç algılamasına, ağrılara ve duygusal sıkışmalara neden olur. Sinir hücreleri arasındaki sinyallerin iletimini sağlayan canlılık, zindelik, mutluluk hissi veren serotonin hormonu azalır. Stresi tetikleyen kortizol hormonu yükselir. Böylece migren atakları içinden çıkılmaz bir kısır döngü haline gelir.

Bu döngünün kırılma noktası, diyafram nefesini kullanarak doğru nefesi hayata geçirmek, düzenli nefes egzersizleri ve nefes terapisi ile migren ataklarında ağrıyı azaltmak, kontrol altına alabilmektir. Diyaframı kullanarak doğru nefes alımı ile tüm kaslar gevşer, sinir sistemi üzerinde basınç algısı ortadan kalkar. Serotonin, dopamin hormonları artar, kortizol  gibi stres hormonlarının  seviyesi  düşer. Böylece zihindeki kutuplaşma, anlayış ve kavramada düzelme olur. Baş ve boyun çevresindeki sıkışan enerji serbest kalır. Beyin hücrelerine bol oksijen gider. Otonom sinir sistemi doğal işlevlerini yerine getirmeye başlar. Nefes terapisi ve düzenli nefes egzersizleri migren ataklarını kontrol altına almaya yardımcı olur.

Nefes Terapisti

Hicran İpekbağlar

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

ÖNEMLİ DUYURU

Tem 25, 2018   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Değerli Eğitim Katılımcılarımız, Danışanlarımız ve Okuyucularımız,

Konuşmanızla Hipnoz Edin” kitabının yazarları olarak; “Konuşmanızla Hipnoz Edin” kitabının ve eğitiminin isim ve telif haklarının yalnız İnci Aktaş ve Özlem Aktaş’a ait olduğunu belirtmek isteriz.

Konuşmanızla Hipnoz Edin (Etkili Hitabet – Topluluk Önünde Konuşma) Eğitimi, Türkiye çapında sadece Bursa’da Yazarlar/Yazarların belirlediği eğitmenler tarafından verilmektedir. 

Kitabın ve eğitimin ismini kullanarak reklam yapan yada eğitim veren kişiler hakkında yasal işlem başlatılacaktır.

Kamuoyuna duyurulur.

İnci AKTAŞ & Özlem AKTAŞ

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Çocuğumu bir birey olarak kabul ediyor muyum?

Nis 4, 2018   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Çocuğumu bir birey olarak kabul ediyor muyum?

Birey nedir, kimdir ve çocuğumu birey olarak kabul edebilseydim ne farklı olurdu? Kendi istek ve arzularını çocuklarına kabul ettirmeye çalışan anne babalarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Çoğunlukla çocuk ve ebeveyn arasında ki çatışmaların nedeni de bu. Çocuğun ayrı bir kişiliği olduğunu kabul edememek.

Ebeveynler çocuğu birey olarak kabul edemediklerini, kendi istek ve beklentilerini sıklıkla çocuklarına aktardıkları davranış kalıplarında gösterirler. Çocuklar için ilk ve en etkili model anne babalardır. Çocuğa olumlu davranış ya da olumsuz davranış kalıplarını farkında olmadan aile ortamında öğretiriz. Anne baba kendi arasındaki çatışmaları farkında olmadan çocuğu yansıtır, ya da çatışma ortamına çocuk maruz bırakılır. İlerleyen zamanlarda çocuklarda duygusal sorunlar baş göstermeye başladığında sıklıkla kolaylıkla çocuğun mizacını yaradılışını suçlamak daha kolay bir yol gibi çıkıyor ebeveynlerin karşılarına. Ebeveynlerden biri bu durumun dışında kalmaya çalışıp, çocuğun olumlu davranışlarını ve kişiliğinin kendine has özelliklerini görüp onaylarken, diğer ebeveynin tutumları zıddı yönde ise çocuk çoğunlukla içsel çatışma yaşamaya başlayacaktır. Ne beklediğimizi, ne istediğimizi çocuğun kişiliğini ve arzularını dikkate alarak ifade edebilirsek, demokratik, açık iletişimin olduğu bir aile ortamı yaratabiliriz.

Her birey, dünyaya gelirken kendine has kişilik özelikleri, yetenekler ile dünyaya gelir. Bizler kendi ailelerimizden getirdiğimiz davranış, değer ve inanç kalıplarını sürdürmeye devam ederiz. Oysa ki dünya değişir. Çocuklara yaklaşma tarzımız, tutumumuz da değişime uğramak zorundadır. Anne babalar çocukların dünyasında ki ilk öğretmenler olarak, çocuğunu öncelikle koşulsuz kabul ve sevgi ile kabul edip , nasıl daha etkin ebeveyn olacaklarını sorgulamaları gerekir. Çünkü anne baba olmak dünyada ki en büyük sorumluluktur. Çocuğu birey olarak kabul edebilmek, önce kendini kabul edebilmek, kendini tanımaktan geçer. Birey, kendine has özellikleri olan insandır. Çocuk da ne kadar küçük olursa olsun, kendi içsel özellikleri, algıları, düşünceleri, inançları, değerleri olan bir varlıktır. Kendinin farkında olan, inanç ve değerlerinin farkında olan anne babalar çocuklarının düşünce ve algılarının daha fazla farkına varabilmekte, kendini kabul edebilen ebeveynler çocuklarını oldukları gibi kabul edebilmeyi daha kolay başarabilmektedirler.

Kendini kabul, farkındalıkla gelen bir süreçtir. Daha farkındalıklı aileler, ileri gelişkin ve kendinin farkında olan yeni nesillerin gelişmesi için son derece önemli bir konudur. Bu sebepledir ki aile eğitimleri, koçluk, danışmanlık gibi yaklaşımlar ailenin sorunlarını bir bütün olarak ele almasını sağlarken sıkıntıların bütünsel bir yaklaşımla çözülmesine yardımcı olur. Aile koçluğu, danışmanlığı, aile içindeki iletişim çatışmalarının çözülmesine katkı sağlarken, beceriler uzun vadede daha anlamlı değerlerin yaratılmasına da katkı sağlamış olmaktadır. Aile, toplumun yapı taşıdır, bu sebepledir ki sağlıklı büyüyen gelişen bir çocuk yetiştirmek isteyen aileler öncelikle değişim için sorumluluk alıp, harekete geçmeyi istemelidir. İstemek başarmanın yarısıdır. El birliğiyle güçlü, sevgi temelli aile birlikleri yaratmak dileğiyle…

Sevgiler..

Özlem Aktaş, Psikolojik Danışman, Profesyonel Koç, Eğitmen

02242434314

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Beden Dili Eğitimi Size Ne Sağlar?

Mar 20, 2018   //   by admin   //   Eğitimler, İlişkiler, Kişisel Gelişim, Liderlik, Makaleler, Mutlaka Okuyun  //  No Comments

Beden Dili Eğitimi Size Ne Sağlar?

Beden Dili eğitiminin ne işe yaradığına ilişkin bilinen bazı yanlışlar ve uygulama hatalarından kısaca bahsetmek faydalı olacaktır.

Beden dili hakkında bilinen ve her kaynaktan öğrenilebilen sadece birkaç bilgi dahi bazen diğer insanlara karşı sihirli bir güç kılıcı, herşeyi açığa çıkaran bir yalan makinası veya bir zihin okuma rehberi gibi düşünülebilmektedir.

Karşımdaki kadın/erkek bana bakarken saçlarıyla oynadı. Hmm o halde benden kesin hoşlandı!’

‘Kollarını göğsü üzerinde bağdaştırdı, şimdi savunmaya geçti.’

“Başını öne eğdi, işte şimdi çok sinirlendi”

!!!

Yukarıdaki örnek tespitler tamamen yanlış olmamakla birlikte, beden dili bilgisi hiçbir zaman kesin yargılarla davranılan, yüksek yorum yapma performansı sahneleme imkanı veren bir bilgi değildir.

Albert Mehrabian’ın iletişim bilimine çok büyük katkısı olan araştırmasına göre insanlar üzerinde söylediklerimiz %7, ses tonumuz ve konuşma tarzımız %38 ve beden dilimiz yani sözsüz iletişim aracımız en az %55′lik bir etki anlama/anlaşma etkisi yaratmaktadır.

Evet, yalanlar, ama sadece yalanlar değil, aynı zamanda ifade edilemeyen tüm düşünce ve duygular da,  daha çok % 7’lik payı olan sözcüklerin arkasında yaşamayı severler. Ancak bedenlerimiz gerçekleri saklayamaz! Sadece doğru ve dikkatli gözlem yaparak sözcükler olmadan da bize anlatılanı çözümleyebilmek mümkündür. Ancak doğru iletişim kurabilmeyi istiyorsanız öncelikle “iyi bir gözlemci” olmalısınız.

Bunlar karşımızdakini anlamak için aklımızda tutmamız gerekenler. Bir de beden dili bilgilerini kendinizde uygularken yapılan hatalı uygulamalardan kısaca bahsedelim:

Beden dilinin en önemli sırrı samimiyettir. O sebeple, kendi beden dilinizi de tamamen yönetebilmeniz pek mümkün değildir. Bir duygu, bir fikri ancak içselleştirdiğimizde, öz beden diliniz haline gelebilir. Aksi halde, içinizde hissedemediğiniz bir beden dili ifadesi sizi yapay ve gülünç duruma düşecektir. Kendinize ait olmayan bir beden dili ifadesini sırf etkileyici olmak adına kullanmadan önce bir kez daha düşünün. Çünkü iletişimde etki gücü en az % 55 olan bir vasıtanın yolda kalmamak için orijinal parçalardan oluşması gerektiğini düşünüyorum. Ya da boyunuzu daha uzun göstermek için başınızın üzerine bir tahta parçası koymanız safaride vahşi hayvanları size yaklaşmak konusunda belki caydıracaktır ancak insanlar arasında bu şekilde gezmeniz pek de istediğiniz etkiyi yaratmayacağı gibi tuhaf biri olarak kayda geçmeniz garantidir.

Şimdi son olarak; önce beden dilinin bir tanımını yapalım ve sonra kısaca nedir ne değildir kısmına geçelim:

Beden Dili, zihinsel, fiziksel ve psikolojik etkilerin iç dünyamızda ortaya çıkardığı düşünce ve hissedişleri, bilinçaltı tepkilerinin de eşliği ile, duruş, jest, mimik, göz hareketleri şeklinde yansıttığımız sözsüz bir iletişim şeklidir. Hem “kendimizle” hem de dış dünya ile iletişimi içerir.

Beden dilini iletişim aracı olarak kullanmak iç ve dış iletişimimizin “derinliğini” artırır.

İleri profesyonel teknik uygulamalar olarak kullanılan kriminal, siyasi, liderlik ve eğitimcilik gibi topluluk önünde gerçekleşen faaliyet alanlarını bir kenara ayırırsak beden dili iletişimini özellikle sosyal iletişim ve iş iletişiminde etkin olarak kullanmanın amacı kendimizle ve ikinci kişilerle iletişimizde derinliği kazanmak ve “”kaliteyi artırmaktır”.

Beden Dili, iletişimini öğrenmenin ve etkin kullanmanın amacı, negatif eleştiri yapma tutkusuyla karşımızdaki kişinin zaaflarını ortaya çıkarma, karşımızdakini rencide etme becerisini  geliştirme aracı değildir.

Beden Dili iletişimini öğrenmenin ve etkin kullanmanın amacı, karşımızdaki kişilere onlarla ilgili bir çeşit bilgiçlik taslamak, insanları sınıflandırmak, kalıplaştırmak, onların kişiliklerini tanımlama, isimler koyma ve karakterlerini yorumlama cüreti göstermek değildir.

Beden Dili iletişimini öğrenmenin ve etkin kullanmanın amacı psikolog edasına kavuşmak değildir. Hiç bir insan tek başına bir yaklaşımla tanımlanıp isimlendirilemez.

Beden dili yaklaşımı, ancak, davranışları çok dikkatle, özenle ve saygı ile gözlemleyerek kişileri daha iyi ve daha doğru anlamak için birtakım tespitler yapar. Beden dili yaklaşımı kişilik tespitleri yapmamaktadır.

Beden Dili iletişimini öğrenmenin ve etkin kullanmanın amacı kendimizi olduğumuzdan farklı biri olarak göstererek kişileri yanıltma yoluna gitmek ve bu yolla çıkar elde etme kabiliyeti geliştirmek değildir.

Bu tür uygulama hataları bir işe yaramayacağı gibi samimiyet çerçevesinden uzaklaşıldığı için iletişimde sonu eninde sonunda hüsran olacaktır.

Beden Dili bilgisi kendimizi inkar etme değil kendimizi tanıma becerisi kazandıran bir bilgidir.

Beden Dili Eğitimi öncelikle kendi sözsüz çıktılarımızı anlamlandırmamıza yardımcı olacak ve kendimizi tanıma sürecimize destek olacaktır. Diğer bir deyişle, kendimizle ilgili farkındalığımızı artıracaktır.

Beden Dili eğitimi nitelikli iletişimi öğrenmenin ve kendinizle ilgili farkındalığınızı yükselten yolculuklardan bir yolculuktur.

Sevgiyle Kalın…

Bahar KARACA

                                   Birlikte gülebiliyorsanız bu mutluluktur,

                                          Birlikte ağlayabiliyorsanız bu dostluktur,

                                                    Birlikte susabiliyorsanız bu aşktır…

                                                                                                           Marquez

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Nefes Terapi ve Kişilik Deformasyonu

Ara 9, 2017   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

histrionik_kisilik_bozuklugu_h2149_f4e6aNefes Terapi ve Kişilik Deformasyonu

“Neden ben? Tüm çocukluğum, acı veren travmatik olaylara defalarca maruz kalarak geçti. Suçum ne? Nefes alamıyorum..” Diyordu danışanım.

Evet bazılarımız diğerlerine göre sorunlu erken çocukluk ve ergenlik dönemi geçirebiliriz. Bir yanda danışanım gibi hatta  defalarca daha ağır, üst üste yaşanmış karmaşık travmatik anılara sahip bireyler, diğer yanda ise mutlu çocukluk dönemi geçirmiş pek çok insan.

Ne yapalım? Siz mutlu çocuk olamadınız. Onlardan biri değilsiniz. Geçmişinizi değiştiremeyiz, siz o acıları yaşadınız. Ancak, yaşadığınız kötü anıların şu anki hayatınıza yansıyan olumsuz etkilerini değiştirebiliriz. Travmatik anıların etkisiyle yaralanmış olan o yaralı çocuğun ki “o hala sizin içinizde yaşamaya devam ediyor” yaralarını sarabiliriz. Lakin şu anda sorun yaratan da yara almış çocuğun ta kendisi.

Çocukluk çağından itibaren uzun süreli, tekrarlayan tarvmatik olayları yaşamak zorunda kalan bireyler,  ilişki ve kişilik deformasyonları yaşabiliyor.

Danışanımda çekingen, bağımlı ve takıntılı durumlar gözlemleniyordu. Bunaltılı ve zorlantılı özelliklere sahipti. Anne karnında başlayan çocukluk ve ergenlikte devam eden bir dizi olumsuz olaylar yaşamıştı. Çeşitli nedenlerle şiddet, taciz ve tecavüz, toplumsal baskı, hayatta kalma endişesi, zorbalık ve dışlanmışlık gibi pek çok istenmeyen durumları yaşamak zorun da kalmıştı. Bu karmaşık ve üst üste yaşanan olaylar,  şu anki hayatında çekingen, korkak, yersiz utangaç tavırlar nedeniyle iletişim zorluğuna sebep oluyordu. Eleştirilme ve dışlanma korkusu nedeniyle ilişki gerektiren sosyal ortamlardan kaçınma ve değersizlik duygusuyla içe kapanma, sevilme ve beğenilme arzusu nedeni ile hayır diyememe, sevildiğine inandığında ise bağımlı ilişkiler geliştirme, ahlak, değer ve doğruluk, cinsellik konularında esnek olamama gibi pek çok rahatsız edici durumlar yaşıyordu.

Birtakım terapi tekniklerini denediğini ancak başarılı olmadığını bu nedenle umudu kalmadığından yakınıp derman aramaktan yorulduğunu söylüyordu. KURTULAMAYACAĞINA DAİR OLUMSUZ İANÇ GELİŞTİRMİŞTİ.

Aile ve çevrenin etkisiyle oluşan travmatik etkiler, bilişsel düşünce hataları yapmasına sebep olmuş,  olumsuz davranış kalıpları ile katı sınırlar çizmişti.

Tabiii değişim zor!

Çünkü yaşanan, özellikle çocukluk döneminde yaşanan olumsuz olaylar, bireyin hormon dengesini alt üst eder. Özellikle ruh hallerini yöneten hormon dengesi bozguna uğrar.  Çünkü yaşanan stres otonom sinir sistemini alarma geçirir. Bir terslik olduğunu ve hayatta kalmak için tüm sistemlerin ve organların harekete geçmesi gerektiğini ön görerek serotonin, dopamin, endorfin, noradrenalin. Adrenalin, melatonin gibi hormonları harekete geçirir. Savaş ya da kaç emri vererek tehdidi ortadan kaldırmak amacı ile düşünmeyi durdurur. Göğüs nefesi almaya zorlar. Tekrarlanan travmatik olayların olumsuz etkisiyle birey artık göğüs nefesini kullanma alışkanlığı geliştirir. Ve artık o olayları yaşamıyor dahi olsa, sinir sistemi normal olan  olayları da  tehdit olarak algılar ve alarmda kalır. Bozulan hormon dengesi bireyi özgüvensiz, neşesiz, depresif, korkak, endişeli, huzursuz, çekingen ve mutsuz bir insan haline dönüştürür.

Nefes terapisi ile içerdeki yaralı çocuğun yaşadığı kötü anılar, bilinçaltı düzeyde dönüştürülerek ve hormon dengesi sağlanarak sağlıklı bir ruh hali oluşturmak esastır.

Hicran İpekbağlar

Nefes Koçu

02242434314

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Ayna Danışmanlık Faaliyetlerine Plena Human Akademi Olarak Devam Etmektedir

Ara 1, 2017   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Plane Human (108)

Değerli danışanlarımız, eğitim katılımcılarımız ve dostlarımız;

Ayna Eğitim Danışmanlık ve Kişisel Gelişim Merkezi, Haziran 2017 tarihinden beri faaliyetlerine Plena Human Bütünsel İnsan Gelişim Akademisi olarak devam etmektedir.

Plena Human Bütünsel İnsan demektir ve insan içten dışa gelişen bir varlıktır. Uluslararası vizyonumuz ve Türkiye çapında gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin bir çok alanda tek ve özgün olması Plena Human Bütünsel İnsan Gelişim Akademi’sini (Önceki adıyla; Ayna Eğitim Danışmanlık ve Kişisel Gelişim Merkezini) sektöründe lider konuma taşımaktadır.

Gelişen uzman kadromuz, deneyimli eğitmen, yaşam koçu ve psikolojik danışmanlarımız, eğitim çeşitliliğimiz ve siz değerli danışan ve eğitim katılımcılarımızın güveniyle büyümeye devam edeceğiz.

Sevgi ve saygılarımızla,

Kurucular; Özlem Aktaş & İnci Aktaş

Plena Human Bütünsel İnsan Gelişim Akademisi

(Ayna Eğitim Danışmanlık ve Kişisel Gelişim Merkezi)

Bursa

02242434314

Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.

Sayfalar:«12345678910...31»

Ara

Kategoriler