Browsing articles tagged with " kişisel gelişim uzmanı"

Stresle başaçıkmak

Nis 1, 2020   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Zor zamanlar ; içinde değişim dönüşümü , fırsatları barındırır. Bunları görecek bilinç düzeyine erişmek önemlidir. İçinde bulunduğumuz koşullarda ne durumda olursak olalım şikayet etmek de mümkündür,  şükredecek bir şey bulmak da mümkündür . Bu ikisi arasındaki fark bizim zihin ve bilinç düzeyimiz ile ilgilidir. Zihin gücümüzü  sağlığımızı olumlu yönde etkilemek için kullanabiliriz. Örneğin olumlu düşünceler,  duygular , olumlu yönde yapılmış olan imgelem çalışmaları, meditasyon , dua genlerimizi  pozitif yönde etkilediğini gösteren çok fazla araştırma mevcuttur. İyilesme görüntüleri,  imgelem genlerimiz üzerinde pozitif yönde etki yapmakta. Öyleyse koşulları en karamsar şekilde değerlendirip negatif yönde imgelem yaptığımızda , zihnimizi olumsuz resimlerle doldurduğumuzda sağlıksız bir fizyoloji , sağlıksız bir ruh hali ve en nihayetinde bozulmuş bir gen yapısı ve hastalıklara davetiye çıkarmış bir bağışıklık sistemi yaratmış  olacağız. Olumlu zihinsel şartlanmalar,  imgelem,  meditasyon , dua stresli durumları çok daha hızlı atlatabilmemizi sağlar ve bu tarz uygulamalar ile beyinlerimizin mutluluk üreten bölümlerini aktive etmiş  oluruz. Hayatınızda şu an neyi büyütmek istiyorsunuz ? panik , kaygı ve stresi mi ? yoksa her şeye rağmen içsel huzurumu ? Bu bir seçimdir. Gerçekleri görüp doğru değerlendirmek ile birlikte yine de zihninizi ve duygularınızı daha olumlu yönde yönetebilirsiniz .Bu da fiziksel sağlığınızı ve ruhsal sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Sevgiyle.



Online eğitimler için www.plenahuman.com adresimizi ziyaret edebilirsiniz. Online eğitim programlarına kayıt olduktan sonra istediğiniz yerden istediğiniz zaman eğitimlerimize katılabilirsiniz.

Bireysel online seanslar için ise, 02242434314 nolu telefondan bize ulaşabilirsiniz.



Özlem Aktaş

Psikolojik Danışman , hipnoz uygulayıcı , eğitmen

05335179512

2242434314

.#evdekal

Panik #kaygi #stres #psikolojikdanışma #hipnoz #hipnoterapi#regresyon #onlineterapi #onlineeğitim #koclukegitimi #koçluk #psikoloji #terapi#plenahuman

Bilinçsizliğimiz Bir Gün Yok Oluşumuz Olabilir – Özlem Aktaş

Dünyamız çılgın bir teknolojik değişim yaşıyor, her şey çok hızlı değişiyor ve bu değişim çoğu zaman hayatımızı  kolaylaştırdığı için çok mutluyuz. Niye? Çünkü, her şey o kadar hızlı ve yetişemediğimiz her yerde teknoloji devreye giriyor ve hayatımızı kolaylaştırıyor. Peki hayatımız kolaylaşırken bazı şeyleri yanlış anlamlandırdığımız için bazı değerlerimizi kaybediyor olabilir miyiz? Örneğin, dünya olarak çılgınca kaynaklarımızı tüketmekle  kalmayıp, olası kaynakları da görmezden gelmiyor muyuz ? Tam bir duyarsızlık yaşadığımız ortada. Herkes sadece kendisini düşündüğü müddetçe de evrensel bir bilincin yaratılması mümkün gözükmüyor. Oysa, bilmiyoruz ki bizden çok uzaklardaki bir kişinin bile mutsuzluğu hepimizi etkiliyor. Sessiz kalıyoruz; zenginlik ve para hırsının, sevgi ve paylaşmanın önüne geçmesine dur demiyoruz. Farkındalıksızlığın bizi ele geçirmesine dur demezsek dünyamızda sevgi , paylaşmak, mutluluk, huzur gibi gerçek amaç değerlerini bir sonraki nesillere bırakamıyor olacağız. Çocuklarımıza sadece hırs, zenginlik ve para uğruna başkalarını yok etmek gerekliliğini öğretmekten vazgeçelim, evrende herkese yetecek kadar sonsuz kaynak var ve hepimiz bu evrende eşit haklara sahip olmalıyız. Öyle ki bu bilinçsizlik ve açgözlülük tüm dünyayı ele geçirmiş durumda. Örneğin, ormanlarımız ve ağaçlarımızın katledilmesi ile oksijenin zaman içerisinde bulunmaması tehlikesi gerçeğini göz ardı ederek ne yaptığımızın farkında değiliz. Herkes, ben mi dünyayı kurtaracağım bilincinde olup, elini taşın altına koyup özveride bulunmazsa güzelim dünyamızı el birliği ile sona hazırlayacağımız kesin. Örneğin, kağıt yapımı ve daha bir çok şey için katlettiğimiz ağaçların aslında geleceğimiz ve yaşamamız için gerekli olan oksijeni temin ettiğini unutuyoruz. Tüm kaynaklarımızı savurganca katlediyoruz, şehirleşme ve modernleşme adı altında kendimize hapishaneler yaratıyoruz. Oysa ki ağaçların kesimine dur demek için bir yol var; hintkeneviri. Neden dünya olarak, kağıt yapımında kullanılmak üzere hintkeneviri yetiştirilmiyor ? Peki günlük gazete ihtiyacının karşılanması için ne kadar ağacın feda edildiğini biliyor musunuz ? Kağıt bardaklar, fastfood kartonları, kağıt havlular, peçeteler ve daha fazlası için ağaçlarımızı katlediyoruz, geleceğimizi yok ediyoruz. Hintkeneviri hem ucuz hem kolay yetişiyor, sadece kağıt yapımında değil, en güçlü cisimlerin yapımı, dayanıklı kumaş, etkili ilaç yapımında bile kullanılıyor. Karşı kampanyalarda kullanımı engellenmeye çalışılıyor, her yerde yetişen bu mucize bitkinin kullanım alanı ve ucuzluğu bir çok endüstrinin işine gelmiyor, insanoğlunun açgözlülüğünden güzel bir örnek. Çünkü bu işlerden çok para kazanan büyük sanayiler var. Ancak göz ardı ettiğimiz gerçeklerin aslında sonumuzu hazırladığını fark edersek sessiz kalmayı bırakabiliriz. Bilincimizin yükselmesi için gözlemlemek gerek, yaşamı kolaylaştırmak adına kaybettiğimiz değerleri ve sevginin, paylaşmanın asıl güç olduğunu fark etmek gerek. Bu dünyayı hepimiz paylaşıyoruz ve hepimiz sorumluyuz . Ben ne yapabilirim diye sormak yerine “ne ve nasıl yapabilirim” diye sormak daha yapıcı çözümleri önünüze sunacaktır. Tabi ki değişim için bilmek yetmez uygulamak gerekir . Hep beraber daha sevgi dolu, anlayışlı yaklaşım ve farkındalık dolu bir dünya yaratabiliriz.

Toplam  bilincin, biz bilincinin yükselmesi  için sessiz kalmayı bırakarak bunu başarabiliriz.

Daha sevgi dolu bir dünya için el ele …

Özlem Aktaş – Kişisel Gelişim Uzmanı

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Yaşamda Denge Kurabilmeyi Başarmak – Özlem Aktaş

Şub 3, 2014   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Yaşamda Denge Kurabilmeyi Başarmak  //  No Comments

Hayat, birçok uyaranın hayatımızı etkilemesi ile hızlı bir şekilde akmakta. Bu talepkar dünyanın taleplerini karşılamaya çalışırken her şeyi aynı anda yapmaya çalışmak zorunda hissedebiliyoruz kendimizi. Oysaki  her şeye yetişemeyeceğimiz malüm. Televizyon, reklamlar, en son sunulan teknolojik ürünler her şeyin daha iyisini  sunuyor bize. Yeni, daha iyi arabalar, daha iyi, konforlu evler, daha lüks eşyalar, daha teknolojik akıllı ürünler içerisinde ne yapacağına karar veremeyen bir çok kişi… Hayat yeni şeyler sunarken sürekli daha iyisine sahip olma beklentisi, her şeye yetişebilme çabası günümüz sendromu olan tükenmişlik sendromuna bizi iten bir neden haline gelmekte. Günümüz kadın ve erkekleri her şeye yetişebilmek istiyor. Evime,  aileme, kariyerime, hobilerime, sosyal aktivitelerime, sağlığıma  zaman ayırabilmeliyim diyor. Yaşamımızda  bir denge istiyorsak her şeye yeteri kadar zaman ayırabilmenin yollarını bulmak düşüyor bize. Bir yandan kariyer yapmaya çalışırken; ailemize, sağlığımıza, hobilerimize zaman ayırma zorunluluğunu hissediyoruz. Hatta bazen öncelikler değişiyor. Bir bakıyoruz zamanımızın çoğunu işimiz almış, neredeyse ailemize hiç vakit ayıramaz, eşimizi göremez olmuşuz. İşte tam bu noktada neyin yanlış gittiğini sorgulamaya başlamamız gerekiyor. Zaman geçerken, hiçbir şeye yetişemezken, hayatın avuçlarımızın içerisinden akıp gittiğini fark etmek acı vermeye başlıyor çoğumuz için.  Kariyer yapmaya çalışırken o çok sevdiğimiz yavrumuzun büyümesine bile tanık olamamak iyice yoruyor ruhumuzu. Tükenmeye başladığımızı hissederken hayatın dengesini iyice kaybettiğimizi fark ediyoruz birdenbire. Birşeyler ters gitmeye, ya da biz yeterince keyif almamaya başlıyoruz birşeylerden . Artık ruhumuz, bedenimiz dengesizliğin sinyallerini vermeye başlıyor adeta. Sürekli kronikleşen baş ağrılarımız, nefes almakta güçlük çekişimiz, artık bedenimizin hiçbir şey yapmaya takaatinin kalmaması bize biraz olsun yavaşlamamız gerektiğinin işaretlerini veriyor, durup bir hayatımıza bakmamız gerektiğinin işaretini. Her şeye yetişmeye çalışırken hiçbir şey yapamaz hale gelmek istemezsiniz değil mi? Hayatta doyum, dengesizliğin içerisinde olabildiğince dengede yaşama becerisidir. Peki bunu nasıl başaracağız? Öncelikle durup, sessizce içinize dönüp hayatınıza şöyle bir dışarıdan  bakın. Yaptıklarınızın ne kadarı gerekli veya ne sizi doyuma ve mutluluğa ulaştırıyor ? Belki de bazılarından vazgeçme zamanı gelmiştir, ne dersiniz? Belki hayatınızda şöyle güzel bir sadeleştirme yapmanız, hayatınızın tekrar denge ve doyuma ulaşmasına ve kendinizi daha dingin ve huzurlu hissetmenize yardım edecektir. Öyleyse hemen bugün birşeylere “hayır” demeye başlayarak yaşamınızı sadeleştirmeye başlamaya ne dersiniz? Yaptığınız her şeyi yapmak zorunda mısınız? Nelere hayır derseniz yaşamınızda hareket imkanı elde edersiniz? Hayatınızdan hemen çıkarmanız halinde hafifleyeceğinizi düşündüğünüz neler var? Örneğin gereksiz eşyalar, kıyafetler, aktiviteler, gereksiz, geliştirmeyen olumsuz düşünceler, ilerletmeyen alışkanlıklar, sizi yoran duygular , hatta enerjinizi emen insanlar ? Hangilerini çıkarırsanız kendinize yeniden doyum ve mutluluk , neşe ve şansı vereceksiniz ? Hiç düşündünüz mü? Gereksiz olduğunu düşündüğünüz, enerjinizi tüketen her şeyden ama her şeyden bir an evvel kurtulun . Eğer yeniden dengeye kavuşmak, daha doyumlu, huzurlu olmak istiyorsanız bunu kendiniz için yapın. Gerekli olmadığını düşündüğünüz şeyleri yapmaktan vazgeçebilirsiniz. İstemediğiniz şeylere hayır diyebilirsiniz. Evet, isterseniz yapabilirsiniz. Gereksiz insanları hayatınızdan çıkarabilir, yapmak istemediğiniz şeylere hayır diyebilirsiniz.  İşte o zaman hayatınızın kontrolünü ele almanın özgürlüğünü yeni baştan hissedebilirsiniz. Bu özgürlüğü ve hafiflemeyi yaşamayı istiyorsanız hemen kendinize bir söz verin ve başlayın. Özgürlüğü ve mutluluğu kısa süre içerinde fark edeceksiniz.

Sevgi ve ışıkla kalmanız dileğiyle.

Kişisel Gelişim Uzmanı

Özlem AKTAŞ

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Artık Değişim Zamanı Geldi Mi Sizce? Özlem Aktaş – Kişisel Gelişim Uzmanı

Kas 25, 2013   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Yaşamınızın şuan ki halinden ne kadar memnunsunuz? İşiniz, ilişkiniz, aile ilişkileriniz, parasal durumunuz, sağlığınız, sosyal hayatınız, arkadaşlıklarız, hobileriniz sizi memnun ediyor mu? Yoksa hayat bir sıkışmışlığın içinde oradan oraya sizi sürüklüyor mu? Artık yaşadığınız hayat sizi tatmin etmiyorsa bir yerlerde eksiklik hissediyorsanız değişme zamanı gelmiş demektir. Değişimi istediğiniz yer neresi peki? İnsanlar bize, koçluğa  değişmek için gelmek isterler. “Peki neyi değiştirmek istiyorsunuz” diye sorarız. İlk başlarda daha iyi bir maaş, daha mutlu bir beraberlik, daha büyük ev, araba gibi nedenler sayabilirler. Biz sonra “Gerçekten ne istiyorsun?” diye sorduğumuzda şaşırırlar. “İstediklerimi saydım” derler. “Peki, bu saydıklarınızı elde ettiğinizde, bu sizi ne kadar mutlu edecek? Daha doyumlu, daha mutlu bir yaşam, yaşamanıza ne kadar katkı sağlayacak?” diye sorarız. Aslında istediklerinize kavuşursunuz yeteri kadar isterseniz; ancak sonrasında ne olacağını hiç düşündünüz mü? Eğer mutluluğunuzu alacağınız eve, evliliğe  ya da daha yüksek maaşlı bir işe bağladıysanız bunlara sahip olunca da mutlu olamazsınız. Evet, olursunuz belki ama çok kısa süreliğine. Çünkü gerçek tatmin, mutluluk, doyum sahip olacaklarınızda değil, şuanda var olan bir şeydir. Eğer şuan mutlu değilsek, gelecekte istediğimiz şeye sahip olduğumuzda da mutlu olamayız. Doyum, sahip olduklarımızda değil, sahip olduklarımızın ne kadar farkında olduğumuza göre değişir. Bir şeyleri değiştirmenin yolu önce bu yoldaki düşünce yapımızı değiştirmekten gelir. Neyi değiştirirseniz mutlu ve doyumlu olacağınıza karar verin . Aynı şekilde düşünerek, aynı şekilde davranarak farklı sonuç alamazsınız. Değişimi sağlamak istiyorsanız kendinize güçlü sorular sorun. Değişimi niçin isterseniz isteyin değişmemenin size maliyetini sorun kendinize. Aldığınız cevap ne kadar duygu yüklüyse o kadar başarılı olursunuz. Örneğin kilo vermek isteyen kişi, kendisine şunu sormalıdır; Bu şekilde devam edersem neler kaybetmeye devam edeceğim? Kayıp olarak saydığınız şeylere duygu yükleyin. Örneğin, “her geçen an daha fazla şişmanlayıp, kendimden nefret edeceğim. Kendime acıyıp, belki de istediğim ilişkiye sahip olamayacağım” gibi. Sonra değiştikten, kilo verdikten sonra nasıl biri olmak istediğinize karar verin. Nasıl bir görüntüye sahip olacak, kendinize ne söyleyecek, kilo verdikten sonra nasıl hissedeceksiniz? Bu tasarladığınız yeni size öyle güçlü duyguyla bağlanın ki, sanki şuan olmuş gibi mutlu olun. Değişmeyi güçlü bir şekilde isteyin, değişmemeyi ise acı ile bağdaştırın. Yaşam, kendimize acıyacak kadar, mutsuzluklarla geçirilecek kadar uzun olmayabilir. Mutlluğu, sağlığı beklemek yerine şimdi hayatınızda bunları yaratın. Şimdi mutlu hissederseniz, bir şeyler değiştiğinde doyumu yakalayabilirsiniz. Mutluluk için illaki dediklerinize sahip olmak gerekmez; mutlu olmak için şuan nedenler bulun. Etrafınıza şöyle bir bakın yüzlerce sebep bulabilirsiniz tabi ki bulmayı isterseniz. Kişisel gelişim ve değişim bir yolculuktur. Değişmeyi isteyin, karar verin  ve harekete geçin. Bu yolculuktan, şuandan keyif almayı seçin.

Sevgiyle kalın.

Özlem Aktaş – Kişisel Gelişim Uzmanı, Koç

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Etkili Karar Ver ve Güce Sahip Ol – Kişisel Gelişim Uzmanı Özlem Aktaş

Eyl 26, 2013   //   by admin   //   Etkili Karar Ver ve Güce Sahip Ol, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Karar vermek; çeşitli, bir çok alternatif arasından seçim yapmak demektir. Bunun için önce etkin düşünmek gerekir ve düşünmek her bir işin artı ve eksilerini tartmayı gerektiren ön faliyettir. Kararlı bir kişiyi diğer kişilerden ayıran özellik,  artık düşünmeyi bırakıp eyleme geçme gücüne sahip olmasıdır. Eylem itici güçtür. Öncelikle etkili karar verebilmeniz için  hedefiniz nedir bilmeniz gerekir. Başarı veya başarısızlık yönünden sonuç ; hem kararın gücüne hem de kararın uygulanmasındaki etkinliğine bağlıdır. Tam olarak bu nokta , etkilemenin , iletişimin , motivasyonun , kişisel gelişimin devreye girdiği yerdir.

Daha etkili düşünen kişiler olabilmemiz için, karar verme ve problem çözme faliyetleri sırasında zihnimizin nasıl çalıştığını algılamamız gerektiğidir. Nlp ve koçluk zihininizi nasıl etkin kullanacağınızı size öğreten muazzam yöntemlerdir.  Her gün binlerce seçenekle karşı karşıya kalıyoruz. Küçük yada büyük kararlar vermek zorunda kalıyoruz. Bu kararların bazıları bizi çok fazla etkilemezken bazıları hayatımızı değiştirebiliyor. İyi, sağlıklı kararlar verebilmek, hayatta ilerlemek , başarmak istediklerimizi başarabilmemiz için bir etkendir. Hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için daha iyi kararlar verdiğimizden emin olmamız gerekir. İyi kararlar verebilen biri olmak için ruh halimizin farkında olmamız önemlidir. Çünkü kötü bir ruh hali içindeyken iyi kararlar vermemiz mümkün değildir. O yüzden daha iyi kararlar verme konusunda ilk yapmamız gereken kendimizi iyi hissederken kararlarımızı vermektir. İyi sonuçlar her zaman iyi ruh hali içinde elde edilebilir. En iyi kararları verdiğiniz zaman hangi ruh hali içinde olduğunuzu hatırlayın. Yaşamınızı değiştiren bir çok kararı, kendinizi iyi hissederken verdiğinizi fark edersiniz. Kendinizi kötü hissederken muhtemelen sonuçları bizi olumsuz etkileyecek kararlar vermemiz olasıdır. Bu sebeple hayatımız için önemli olan konularda karar vermeden önce kendinizi iyi bir ruh moduna sokabilmelisiniz. Nlp ve koçluk,  sizi başarıya götücek ruh hallerini açığa çıkarmanızda yardımcı olur.

Hayatta güce giden yol, etkin karar vermekten geçer. Kararsızlık içinde boğuşan insanları bilirsiniz. Şunu mu yapsam yoksa bu yöne mi gitsem ? Bir türlü karar veremezler . Çünkü en temelde ne istediklerini bilmezler. Güç ne istediğini bilmek ve bu yönde güçlü adanmış bir karar verip eyleme geçmektir.

“İnsan yaşamak için doğmuştur, yaşamaya hazırlanmak için değil.” der Boris Pasternak.

Bu noktada kendimize şu güçlü koçluk sorularını sormamız gerekir; “Ömrümün bundan sonraki on yılını nasıl yaşayacağım? İstediğim yarını yaratabilmek için, bugün nasıl kararlar almalıyım? Hayatımda şu an için önemli olan nedir, uzun vadede önemli olacak olan nedir? Nihai kaderimi biçimlendirmek için ben bugün hangi adımları atmalıyım? Kısacası hangi kararları vermeliyim ?” bu soruların cevaplarını alıyor olmanız gerekir.

Hangi eylemleri yapacağınızı, bizi nihai amacımıza ulaştıracak gücü açığa çıkaran şey, kararlarımızın gücüdür. Sahip olduğumuz gerçeklikteki  her şey, bir kararla başlamıştır. Kaderimiz karar anlarında şekillenir. Verdiğimiz büyük küçük her karar geleceğimizi şekillendiren tohumlardır. Kim olduğunuza ve neyi yapabileceğinize dair bir karar verdiğinizde yaşamınız, kaderiniz değişmeye başlar. Herşey tek bir kararla başlar ve bu karar sizi sonsuza dek , huzursuz, mutsuz yapabileceği gibi yaşamınızda hayallerinizin ötesinde bir gerçeklik elde etmenizi de sağlayabilir. Eğer gerçekten karar verirseniz yapamayacağınız şey yoktur. Hayatınız yeni, tutarlı ve adanmış bir karar verdiğiniz anda değişir.

Görünmezi görünür kılmak, karar verme gücünde  yatar. Gerçek kararlar, rüyalarımızı gerçeğe dönüştüren aracılardır. Karar gücümüzü  gerçek anlamda kullanma yolundaki  engel, yanlış kararlar verme korkumuzdur. Verdiğiniz karar ne olursa olsun, kararsızlıktan daha iyidir. Esnek olun, kararlarımızda hatalar yapabilir, pişmanlıklar yaşayabiliriz. Hata yapmak, bir şeyler denediğiniz, eyleme geçtiğiniz anlamına gelir. Verdiğiniz karar ne olursa olsun, esnek olmaya, sonuçlara bakıp onlardan ders almaya, o dersleri, gelecekteki daha iyi kararlar için kullanmaya karar verin. Başarı; ısrarlı çabaların sonunda gelir. Ne kadar çok karar verirseniz bu konuda o kadar ustalaşırsınız. Bütün iyi tecrübeler, kötü tecrübelerin sonucunda öğrenilir ve en değerlileri olumsuz olanlardır. Çünkü öğrenme fırsatı yaratırlar. Başarısızlık, güçlü bir öğrenme fırsatıdır, kararlarımızın sonuçlarında ne öğrendiğimiz önemli. Kararlarınızın sorumluluğunu alıp, yola devam edin. Ne kadar çok karar verirseniz o kadar ustalaşacaksınız. Ustalaşmak, siz ne kadar sürdürmek isterseniz, o kadar sürer. Hayatta başarısızlık diye bir şey olmadığını hatırlayın. Var olan yalnızca sonuçlardır. Uzun dönemli olarak odağınızı, verdiğiniz kararınızı uygulamaya adayın. Başarılar, sabır ve adanmak sonucunda elde edilir. Başarı ve başarısızlık, bir gecelik tecrübeler değildir. Kendinizi uzun vadeli sonuçlara adamaya karar vermek, kısa dönemli çözümlere heves etmemek, hayatınız boyunca alacağınız kararların en önemlilerindendir.

“Hayat ya cesur bir tecrübedir, ya da hiçbir şey değildir.”

-HELEN KELLER

Kaderinizi oluşturan  şeyin, başınıza gelen koşulların değil, sizin kararlarınız olduğunu bilin. Hemen şimdi hayatınızda olumlu bir fark yaratacak küçük bir karar verin. Basit, uygulaması kolay bir karar. Amacınızı düşünerek, kendinizi iyi bir ruh haline sokun. Mutlu hissettiğiniz anda sizi ileriye taşıyacak o kararı verin ve hemen eylem adımı belirleyin. Kararın gerçek bir karar olduğunu ancak eyleme geçip, sürdürülebilir kıldıktan sonra anlarsınız. Hemen şimdi hayatınızda fark yaratacak sürdürülebilir bir karar verip eyleme geçin ve yaşamınızdaki mucizeleri izleyin .

Sevgiyle kalın.

Kişisel Gelişim Uzmanı Özlem AKTAŞ

(224) 2434314

Makaleler Categories

Ara

Kategoriler