Browsing articles tagged with " Profesyonel yaşam koçu"

Neden Kariyer Danışmanlığı?-İnci Aktaş

Tem 13, 2015   //   by admin   //   Kariyer  //  No Comments

Amerika’da yapılan, klasik bir çalışanın işi algılayışı araştırmasında şu sonuç ortaya çıkmıştır. İstisnasız tüm çalışanlar bir robot olduklarını düşünüyorlar. Sabah işe geldiklerinde açılan ve işten çıkarken kapama düğmesine basılarak kapatılan bir robot…Peki hal böyle olunca, iş doyumu nasıl sağlanabilir?

İş doyumunun yaşam doyumuna etki eden önemli bir faktör olduğun anlaşılması ile kariyer danışmanlığı/kariyer koçluğunun önemi giderek artmaya başladı. Öyleyse bir kariyer danışmanı ya da kariyer koçu sizin için neler yapabilir?

Fransızca ve Latince kökenli olan kariyer sözcüğü hareket edilen yol anlamını taşıyor. Ve kariyer danışmanı siz bu yolda kariyer gelişiminizi sağlarken size yol arkadaşlığı yapan kişidir. Kariyer danışmanlığı, ilk defa meslek seçiminizi yaparken, iş değiştirirken, meslek değiştirirken, yeni bir iş ararken bireye yardım etme sürecidir. Aynı zamanda kariyer koçları, iş yerinde başarı gösterip doyum elde etmesi, kariyer planı yapması, etkili iletişim kurabilmesi ve çatışmaları çözmesi/önlemesi, ve terfi dönemlerinde danışanlarına yol arkadaşlığı yaparlar. Yetenek havuzlarındaki bir çok yönetici adayı assessment sürecinde bir kariyer koçu ile çalışmaktadırlar.

Kariyer koçu/kariyer danışmanı ile çalışırken, derinlemesine görüşme ve ölçme araçları ile kendinizi tanır, yetkinlik ve geliştirilmesi gereken yanlarınızı saptayabilir, benlik algınızı gerçekçi bir biçimde oluşturabilirsiniz. Bazen danışanlarımız kendilerini olduklarından daha yetersiz ya da daha yeterli algılayabiliyorlar. Oysa kişinin gerçek özellikleri ile kendisini nasıl algıladığı, birbiriyle uyumlu olmalıdır.

Kariyer danışmanı ile çalışmak, seçeceğiniz iş ve mesleklerle ilgili daha fazla bilgi edinmenize olanak tanır. Size tatmin sağlayacak mesleğin toplum ihtiyacını da karşılaması gerekir. Örneğin geçmişte popüler olan bir meslek şu anda toplum ihtiyacına hizmet etmeyebilir. Bir kariyer danışmanı kişinin ihtiyaçlarıyla toplumun ihtiyaçlarını dengelemeyi hedef alır.

Özetle kariyer koçluğu hizmeti kişinin ömrü boyunca alabileceği bir hizmettir. Ve kariyer koçu bireylere, mesleki eğitim alacağı alanı seçerken, çalışacağı yeri belirlerken, iş yaşamının getirdiği zorlukların üstesinden gelirken, terfi zamanları geldiğinde, yeni bir işe ya da mesleğe geçiş yaparken, özellikle sosyal bilimler gibi kişilere geniş bir kariyer alternatifi sağlayan fakültelerden mezun olan bireyler için karar verme sürecinde, emeklilikte gerçekleştirilecek aktivitelerin planlanmasında kişiye yol arkadaşlığı yapan kişidir.

İş ve özel yaşamınızın dengede olduğu güzel günler dilerim.

İnci Aktaş

Kariyer Danışmanı/Profesyonel Yaşam Koçu Bursa

Bir kariyer danışmanından hizmet almak ve tüm sorularınız için bize ulaşabilirsiniz.

info@akademiplena.com

Tel:(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Eğer 20 Yıl Sonra 25 Kilo Fazlanız Olacağını Bilseydiniz…İnci Aktaş

Mar 16, 2015   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Basitçe hesaplayalım. Günde 3 gr. Kilo aldığınızı ve bu kilonun bedeninize kalıcı olarak yerleştiğini düşünün. 3 gram ne kadar eder? Çok küçük değil mi? Hatta ileri gidelim ayda 100 gram aldığınızı ve bu kilonun kalıcı olarak yerleştiğini düşünelim. Çok az değil mi? Ayda 100 gram..Peki yılda kaç kilo eder? 1,2 kilo..Bir şey değil değil mi?

Peki böyle giderse 20 yıl sonra kaç kilo olacaksınız? Şu anki kilonuzdan 24 kilo fazla..Bu çok üzücü bir tablo ama herkesin göz önünde bulundurması gerekir. Bize hipnozla zayıflamaya gelen kişilerden bazıları, yıllar içinde aldıkları kiloyu bir ayda vermeyi hedefliyorlar. Onlara ilk söylediğimiz şey şudur. Bu kiloyu bir anda almadınız ve zayıflamak istiyorsanız sabırlı olmalısınız.

Kilo vermek, sabırlı olanlar için oldukça basit bir iştir. İster kendi kendinize sağlıklı beslenme programı uygulayın, ister hipnozla zayıflama programına katılın kabul etmeniz gereken ilk şey şu, hedefiniz için kendinize 6 ay vermiş olsanız bile, o aylar öyle ya da böyle geçecek..Kaldı  ki kilo verme süreciniz aldığınızdan daha hızlı olacaktır.

Çabuk kilo vermek için uygulanılan şok diyetler, ya da şok diyet olmasa bile eşinizin çoluğunuz çocuğunuzun yediğinden farklı hazırlanmış yağsız light yiyeceklerle hazırlanmış beslenme programları, birden kilo vermenize sebep olsa bile, bıraktıktan kısa bir süre sonra eski beslenme tarzınıza döndüğünüz anda verdiğiniz kiloları geri alırsınız.

Kişiler belli saatlerde yemeğe oturmak zorunda kalmasalardı, masaya oturduklarında değil acıktıklarında yemek yeselerdi, duygusal açlıklarını bastırmak için tıka basa yemeyip doyduğunda bıraksalardı kilo almazlardı. Vücudunuz neyi ne zaman ve ne kadar yemesi gerektiğiniz bilir. Onu dinleyin..

Sevgi ve sağlıkla kalın;

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & NLP Uzmanı

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Başarı Asosyalliktir (!) – İnci Aktaş

Eyl 2, 2014   //   by admin   //   Başarı Asosyalliktir (!), Kariyer, Makaleler  //  No Comments

Geçtiğimiz aylarda bir üniversitemizin kariyer günlerinde ‘başarı’ ve ‘NLP’  hakkında bir sunum yapıyorduk. Katılımcılara ‘Sizce başarı nedir?’ diye sorduğumuzda öğrencilerden biri şöyle cevap verdi. ‘Başarı; ineklik ve asosyalliktir.’

Bir anda içime bir üzüntünün yerleştiğini hissettim. Gençlik, geleceğimiz, yarınlarımız, başarıyı asosyallik ve ineklik olarak tanımlıyordu. Başarı, onların gözünde bu şekilde algılanıyordu. Peki bunu nasıl yarattık?

Danışanlarımdan üniversiteye hazırlanan bir genç vardı. Çoğu genç gibi o da kendisinden beklenen bölüme girmeyi amaçlıyordu. Ona; “Bırakalım şimdi bunları da sen ne istiyorsun?” diye sordum. Aşçı olmak istediğini söyledi. ‘Peki neden Gastronomi okumuyorsun?’ diye sordum. Aldığım cevap gençlerin başarı algısını ve içinde bulundukları zor durumu gözler önüne seriyordu.

‘Eğer babamın değil de, kendi istediğim bölümü okur, sonra başarılı olamazsam babamların yüzüne nasıl bakarım…’

Durdum ve sonra şöyle cevap verdim. ‘Hayatta tek bir başarı vardır, o da istediğin gibi yaşamaktır. Bu yolda asla başarısız olmazsın. Yenilgi sandıkların seni daha iyi olmaya zorlayan yoldaşın olurlar. Ayrıca başarılı olacak kişi sensin, iş değil. Eğer başarısız olursan, -ki başarısızlık diye bir şey yoktur, yalnızca öğrendiklerin vardır- bu gerekli bedeli ödemediğimiz takdirde her girişimimizde karşılaşabileceğimiz bir deneyim olur…’

Ne biz ne de çocuklarımız yarış atı değiliz. Her gün, çocuğunu baleden alıp koşturarak piyano dersine götüren, ordan tenise bırakan ve en sonunda eve geldiğinde saat gecenin 10’unda hala ders çalışmasını bekleyen anne babalarla karşılaşıyorum. Gençler ve çocuklarımız gece 11′ e kadar dersanede, sonrasında sabahlara kadar evde ders çalışmaya zorlanıyorlar. Eğitim sistemimizin bunu mecbur kıldığını biliyorum ama hedeflerimizin ya da başarı sandıklarımızın sevdiklerimizle, sevdiğimiz şeyi yaparak geçireceğimiz zamanlardan çalmasına izin vermeyin.

Eğer madde dünyasının koşuşturmacası içinde bir an durup Tolstoy’un aşağıdaki Allegorik yapıtını okuyacak kadar vakit ayırabilirseniz, bütün haftanıza yön verebilir..

Pakhom adlı bir köylü, Rusya’nın en asil insanının sahip olduğu kadar geniş toprakları olduğunda, tam bir başarıya erişeceğine inanır. Bu da onun hedefidir. Bir gün ilginç bir teklif alır. Güneşin doğuşundan batışına kadar ne pahasına olursa olsun koşarak katettiği topraklar onun olacaktır.
Pakhom, bu cömert önerinin yapıldığı o yerlere hareket edebilmek için dünyadaki bütün varını yoğunu satar ve yola çıkar. Bir sürü güçlükten sonra varmak istediği yere ulaşır. Bir sonraki günkü büyük fırsattan yararlanabilmek için gerekli işlere girişir.
Ertesi gün şafak vakti, ölesiye koşusuna başlar. Pırıl pırıl sabah güneşiyle hücuma geçtiğinde hedefine ulaşacağından iyice emindir. Sağına soluna bakmadan o yakıcı sıcakta dört nala gider. Bütün gün yiyecek, su ya da dinlenme için mola vermeden, bütün hızıyla koşar. Her koştuğu adımla toprağının daha da genişlediğine inanır. Nihayet güneş çölün arkasında kaybolmaya başlayıp etrafı karanlık bastığında Pakhom sendeleye sendeleye bitiş çizgisine ulaşır. İşte Zafer! Hedefine ulaşmıştır sonuçta. İşte başarı ! Ve sonra…Pakhom son adımıyla yığılıp kalır.İşte şimdi yalnızca… iki metrelik toprağa ihtiyacı vardır.
-Tolstoy

En büyük düşünüzü bir gün gerçekleştireceğinizi biliyorum. Tabi ki, bunun için kendinize bir hedef belirlemeli ve bunun için zaman, enerji ve çaba sarfetmelisiniz. Ancak sabırlı olun. Gününüzü temel amacınıza engel olacak şeylerle doldurmayın. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapın. Keyfinize bakın ve rahatlayın. Yeter ki başınızı yastığa huzurla koyun.  Sevdiğinizi ve sevildiğinizi bilerek.

Sevgiyle Kalın,
İnci AKTAŞ
Profesyonel Yaşam Koçu & Yazar

Eğer Profesyonel bir yaşam koçu ile çalışmak isterseniz, sitemizden bize ulaşabilirsiniz.
www.akademiplena.com

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

(224)2434314

İşler Zorlaştığında Vazgeçme Günahının Affı Yoktur! – İnci Aktaş

 

Ünlü Amerikalı yazar Napoleon Hill, bir keresinde Edison’a ampulü mükemmel hale getirebilmek için yaptığı ve on binlerce kez başarısız olduğu deneyler hakkında; ‘Sonunda sırrı bulmasaydın ne yapardın?’ diye sordu. Edison gözlerinde neşeli bir parıltıyla, ‘Şu anda seninle konuşarak zaman kaybetmek yerine laboratuvarımda çalışıyor olurdum.’ diye cevap verdi.

Peki siz başarısız olduğunuzda ne yapıyorsunuz? Danışanlarımız bize gelirler ve binlerce kez denedim ama olmuyor derler, oysa onlar iki kere bile denememişlerdir. KFC’nin kurucusu Albay Sanders, emekli olduktan sonra ortaya çıkardığı tavuk tarifini satmak için Amerika’yı baştan sona dolaştı ve tam 1009 kere reddedildi. Eğer siz 1009 kere reddedilseydiniz, 1010.’yu dener miydiniz? Denemelisiniz! Her insan hayalini kurduğu ve inandığı her şeyi gerçekleştirebilir.

Bazı insanlar ise bir kere bile denemeden vazgeçerler. Onlar ise korku ve endişelerine yenilmişlerdir. Oysa işler zorlaştığında vazgeçme günahının affı yoktur.

Eğer biraz daha sabredebilirsek ileride mutlaka pırıltılı bir şeyler belirecektir. Bazıları karşılaştıkları her engelden korkar ve onu düşman olarak görür. Gerçekte onlar dostturlar ve sizi olmak istediğiniz yere götüren yardımcınızdırlar. Başarı bir sonraki dönemeçte olabilir ama köşeyi dönmeden asla orda olduğunu bilemezsiniz.

Karşılaştığımız her başarısızlıkta bizim için bir lütuf vardır. Başarısızlık yanında gözü açık olanlar için mutlaka bir fırsat getirir. Hayat daima yaşadıklarınızı telafi eder. Bazen başarısızlığımıza o kadar takılıp kalıyoruz ki, önümüzden geçip giden fırsatı kaçırıyoruz.

Asla bırakmayı denemeyin, asla denemeyi bırakmayın…

Sevgiyle Kalın,

 

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & Nlp Uzmanı & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Yıldızlar Ne Kadar Güzel! – İnci Aktaş

Tem 24, 2014   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Yıldızlar Ne Kadar Güzel!  //  No Comments

Yağmur, sevimli köpeğimiz Peter ve ben bahçede oynarken, yağmur birden başını kaldırdı ve bağırdı; “Aaaa, yıldızlar ne kadar güzel..”

Yağmur 5 yaşında ve  her baktığı şeyde farklı güzellikler görüyor. Peki biz ne zaman bıraktık çimenin yeşilinin kaç farklı tonda olduğunu görmeyi?

“Yaşlandığımız için oyun oynamayı  bırakmayız; oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız,” diyen Bernard Shaw, şu soruyu size de sordurmuyor mu? ‘ Nasıl tekrar çocuklar gibi düşünmeyi öğrenip yeniden biraz yaratıcılık kazanabiliriz?’

Küçük çocukları seyredin. Resim çizerken onları izleyin. “Bu bir inek mi?” diye sorarsınız. “Hayır, o bir ağaç,” der küçük çocuk. Resimler, onlar ne olmasını istiyorsa o olur.

Yaratıcı olmak istiyorsanız, özgür olmalısınız. Özgürce düşünmeli ve konuşabilmelisiniz. Bu nedenle çocuklar özgürdür. Sizin “Tanıştığıma memnun oldum,” dediğiniz kişiye onlar, “Onu sevmedim, o gitsin,” diyebilirler. Yani siz özgür değilsiniz. Belli kalıpları izliyorsunuz ve davranışlarınızı sınırlıyorsunuz. Yağmur, gökyüzüne bakıyor ve yıldızları görüyor. Belki de siz, gökyüzüne bile bakmıyorsunuz.

Çocuklar meraklıdır, dikkatli ve yaratıcıdır. Bu nedenle sizin görmediklerinizi görürler. Sihirbazlık numaralarını anında fark ederler. Elindeki güvercini kaybedip şapkadan çıkaran sihirbaza ağlamaklı bir şekilde “diğer kuş öldü mü?” diye sorarlar.

Artık içimizdeki çocuğu uyandırmanın zamanı gelmedi mi? oyun oynayın, eğlenin, kahkaha atın ve merak edin. İşte her kapıyı açan anahtar budur.

Bu anahtarı bir kez bulduğunuzda artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Bol farkındalıklı ve meraklı bir gün dilerim.

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Eğitmen & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ergenlik Çağındaki Gençlerin İhtiyacı – Profesyonel Yaşam Koçu & NLP Uzmanı İnci Aktaş

Eki 25, 2013   //   by admin   //   Ergenlik Çağındaki Gençlerin İhtiyacı, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  1 Comment

Ergenlik çağındaki gençlerin, erişkinler topluluğunun üyesi olma süresince, tüm yaşamlarını etkileyebilecek birçok sorun ortaya çıkıyor. Ve bu sorunlar, bu kişinin hayatı boyunca sosyal konumunu etkileyebiliyor. Bu nedenle, ergenlik çağı yeni yetişkinliğe geçiş süreci profesyonel destek gerektiren en önemli zamanlardan biri. Bu desteğin sonuçları, diğer zamanlarda yapılandan çok daha uzun sürebilmektedir.

Bireyler, ileri ergen dönemine girdiklerinde, erişkinler topluluğuna katılma sürecine yeni girmiş olan gençlere tanınan özgürlüğü kaybetmeye başlarlar. Oysa bu gençlerin, yaşıtlarıyla (hem cinsleri ve karşı cinsle) ilişki ve iletişim kurmayı öğrendikleri ve eyleme geçtikleri dönemde, bu süreç geciktirilirse, bu gecikme oranında sosyal yapının dışına düşüyor. Örneğin; eğer yirmili yaşlara kadar karşı cinsle flört etmemişse, yıllardır flörtü deneyimleyen yaşıtları arasında davranışları yüzünden kınanan ve dışlanan bir insana dönüşüyor. Sosyal davranışı uygunsuz bulunuyor.

Gençler sırf aşık oldukları, evden kaçtıkları ya da çocuk sahibi olmak istedikleri için evlenirler ama bu öngörülemeyen bazı sorunlara sebep oluyor. Aileleriyle birlikteyken uymak zorunda oldukları bir davranış tarzı vardı. Şimdi bu davranış ise yaşıtlarıyla ilişki kurmasını engelliyor. Bunu memeden kesilmeye benzetebilirsiniz. Çocuk aileden ayrılıp yakın ilişkiler kurmadıkça bu memeden kesilme süreci tamamlanmaz.

Aileler uzun süreli bağlanma gerçekleştirdikleri için genç erkek veya genç kız, ayrı bir yaşama hazırlanamaz. Bazen bu evden ayrılamamalarına bile sebep olabilir. Çevrenizde de çokça rastlayacağınız gibi ergenler ailelerinden asla yeterince kopamıyor ve bir eş bulup mutlu yuvalarını kuramıyorlar.

Profesyonel bir yaşam koçundan ya da terapistten destek almak pek çok ergen için, amacı gencin olgunluk kazanmasına yardım etmek olan bir yabancıyla iletişim kurmasını sağlayan bir başlangıç olacaktır.

Süreç başarılı olduğunda yaşam koçu gencin yeteneklerinin çoğunu ortaya koyabileceği bir yaşama geçmesini sağlar. Ya da terapistin müdahelesi ne kadar zorlayıcı olursa, örneğin; Hastaneye yatma ya da yıllarca terapi alma da ısrar etmek gibi, ergene zaten yapıştırılmış olan “özel insan” yaftasının utancı da o kadar kalıcı olur.

Bir yaşam koçu ve/veya terapistten yardım/destek talep ederken şunu sorabilirsiniz; “Alacağımız sonuç nedir?” Cevap şu olmalıdır; “Profesyonel biri danışanın hayatına koçluk yaptığında sonuç asla önceden kestirilemez!”

Sevgiyle kalın.

Profesyonel Yaşam Koçu & NLP Uzmanı İnci Aktaş

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Zihninizin Bağlarını Çözün – Profesyonel NLP Koçu Özlem AKTAŞ

Eki 12, 2013   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Zihninizin Bağlarını Çözün  //  No Comments

Hayat amacınıza ulaşabilmek, mutluluğun kapısını aralayabilmek için zihninizin bağlarını çözmeniz gerekir. Zihnimizin bağları çözülünce gerçek benliğimiz açığa çıkmaya başlar. Zihninizdeki bağlar, kendinize koyduğunuz sınırlar, engellerdir. Zihin, özgür olduğunda, engellerinden arındığında ancak kendini ifade edebilecek bir gerçeklik bulur. Zihnimiz çok güçlüdür. Zihnimizde yarattığımız gerçeklik şu anımızı oluşturur. Öyle ki eğer zihne gideceği bir yön vermezseniz sizi oradan oraya sürükler, hayatınızın kontrolünü kaybetmiş gibi hissedersiniz. Başarınızı, mutluluğunuzu belirleyen şey zihinsel olarak neye inanıyor ve ne düşünüyor olduğunuzdur. Zihnimizde kendimize koyduğumuz sınırlar, yapabileceklerimizin ne olduğunu belirler. Aslında engel yoktur. Bu hayattaki tek engel, zihnimizde yarattığımız sınırlar, inançlar, yargılardır. Henry Ford’u hepimiz biliriz. Kendisi okul okumamış olmayı eğer bir eksiklik olarak görseydi, etrafta bu kadar ford marka araba olmazdı. İlk kez Henry Ford atsız araba fikrini öne sürdüğünde herkes onunla dalga geçti. Kendisine çılgın mucit diyorlardı. Kimse yapabileceğine inanmıyordu. O’nu birçok başarısız insandan ayıran şey , O zihnini engelleyecek hiçbir bağa izin vermiyordu.  Nlp, zihnimizde sınırları aştığımızda yapamayacağımız hiçbir şey olmadığını göstermektedir. Başarı, içindeki potansiyeli görenlerindir. Başarı, zihnimizle ilgili zincirleri kırdığımız vakit oluşan farkındalık sonucunda gelir. Peki sizin kendinize koyduğunuz zincirleriniz neler?  Zincirleri kırma gücünü bulabilmek için hedefiniz doğrultusunda kendinizi motive edebilme gücünü kazanabilmelisiniz. Birçok kişinin iç sesi sadece yapamayacağını kendisine hatırlatır. Yapamayacağınızı size söyleyen iç sabotajcının farkında olun. Bu ses sizi başarmak istediğiniz şeye ulaşmanızı engellemek için elinden geleni yapacaktır. Size söylediği sözcüklerin farkında olun. Yetersiz olduğunuzu, yapamayacağınızı mı söylüyor? Bu sesi kısmayı öğrenin. Zihninizi yönetebilmek,  zihinsel bağlarımızı çözmek için ilk şarttır. Nlp’ye göre dünyayı beş duyumuzla algılarız ve bu algılar, deneyimlerimizi, yapabileceklerimizin sınırını belirler. Dünyayı temsil şeklimiz üzerinde bir hakimiyet kurabilirsek istediğimiz sonuçları yaratabiliriz. Sizi olumsuz engelleyen, yapabileceklerinizin önünde duran sınırlarınızı hatırlatan sesi kısın. Yerine kendinize yapabileceğinizi, başarabileceğini söyleyen iç sesinizi koyun . Elbette bu ses ilk başta çok kısık olacaktır, güvensiz , tereddüt içinde. Ancak ne kadar zihninizdeki sesin düğmesini açar ve bu sesi yükseltirseniz içinizden yükselen ses sizi motive edecek ve güdüleyecek kapıları açacaktır. İçinizde gelişen bu güven duygusu, zihninizdeki bağları çözmenize yardımcı olacak ve yapabileceklerinizin önünde, kendinize koyduğunuz sınırlardan başka hiç birşeyin olmadığını size farkettirecektir.  Öyleyse zihninizin bağlarını çözün, bulunduğunuz yer neresi ise oradan başlayın ve özgürce yükseklere tırmanın. Tek engel zihnimizdir. Önünüzdeki tek engel olan sizi çekin ve yolunuza güvenle, istekle ve kararlılıkla devam edin . Hatırlayınki  bu dünyada güçlü bir arzunun önünde hiçbir şey duramaz.

Sevgiyle kalın.

Özlem AKTAŞ – Profesyonel Nlp Koçu

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler