Browsing articles from "Kasım, 2014"

Antidepresan Gülümsemesi-İnci Aktaş

Kas 24, 2014   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Bir gün yaptıklarınızdan değil yapamadıklarınızdan pişmanlık duyacaksınız…Ancak bugün kimle konuşsanız, bir çok insanın antidepresan kullandığını görürsünüz. Bazıları ise bunu size söyleyemez bile… Çünkü yalandan antidepresan gülümsemesi, mutlu olduklarına inandırır herkesi.

Kafamda durmadan bağırıp çağıran bir yabancının sesi, 
Yüzümde kocaman yalandan bir antidepresan gülümsemesi. 
Böyle gitme ne olur, böyle gitme ne olur. 
Biraz yanımda otur diyemedim. 
Başımı yaslasaydım omzuna, ağlasaydım. 
Öpüp koklasaydım, yapamadım.utandım. 

Yazılarımı takip edenler bilir, radyoda bir şarkı dinlerim ve bu şarkı bana yazı yazmam için ilham olur. Bugün bu şarkı ilham oldu ve ben de antidepresan gülümsemesine değinmek istedim… Neden yalandan, kocaman, oyuncak zaferlere ve lustral, prozac, cipralex’e ihtiyacımız var? Bazen kafamızda durmadan konuşan depresyondaki ses, bazen kendi kendimize yarattığımız hastalık belirtileri, bazen şiddetli geçimsizlik, bazen iş, bazen para sorunları..Bazen yapamadıklarımız, bazen ise yaptıklarımızdan duyduğumuz pişmanlıklarımız…

Yine de durup düşündüğümüzde ve kendimize sorduğumuzda ‘gerçekten gerekli mi?’ diye, eğer yüzümüze yalandan bir gülümseme koyacaksak, bunu antidepresansız da başaramaz mıyız?

Reçeteye mi ihtiyacınız var? Mutsuz musunuz? Şarkı söyleyin, dans edin, dua edin ve her şeyi kutlayın. İşte anahtar budur. Gülümseme her kapıyı açar. Bir kez gerçek anahtarı bulduğunuzda hiç bir şey eskisi gibi olmaz.

Siz zorla da olsa gülümsediğinizde beyniniz mutlluk hormonu (serotonin) salgılar. Ve beyninizde bir tür gerçekliğe dönüştürme kurgusu oluşturulur ve bu kurgu kendi gerçekliğini yaratır. Gülümseme gerçek bir ilaçtır.

Diğer reçete; affetmektir. Affetmek yaralardan iyileşmektir, yaralardan ve acılardan kurtulma gücüdür. Unutmayın, affetmek unutmak demek değildir..

Affetmek olanları yok saymak anlamına da gelmez ancak affetmek sizi geçmişten kurtarır. Ruhunuzu temizler..Bunu istemez misiniz? Size acı veren kişiyi affederek, kendinizi özgür bırakmak istemez misiniz?
Bugüne kadar pişmanlık duyduğunuz tüm yaptıklarınızdan dolayı kendinizi affederek başlayın. Ne olduysa oldu yaşandı ve bitti, şimdi kendinizi affedin.  Ve yapmak isteyip de yapamadıklarınızdan dolayı kendinizi affedin.  Artık tam ve bütün bir insan olabilmek için kendinizi affedin. Kendi kendinizi affettikçe ruhunuzu temizleyeceksiniz. Kendinizi affettikçe etrafınızda bir ışık parıldayacak ve antidepresan gülümsemesi yerine gerçekten gülümseyeceksiniz. 

Kendini affetmek kendini sevmektir. Affetmek unutmak demek değildir, sizi inciten kişiyi tekrar hayatınıza almanız da gerekmiyor. Bütün sınırlarınızı koruyabilirsiniz. Bazen insanlar sizi incitirler, size acı verirler, Neden biliyor musunuz? Çünkü onlar da büyüyorlar ve öğreniyorlardır. Onları insan oldukları için affedin. Onları Allah’ın yarattığı insan olduğu için affedin. 
Ve son olarak, affetmek gerçek bir reçetedir. Kötülüklerden duyduğunuz acıyı geçirecek tek ilaç affetmektir..

Affedin ve gülümseyin..

Sevgilerimle,

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & Eğitmen & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Aşk Mı? Bağımlılık Mı?-İnci Aktaş

Kas 20, 2014   //   by inciaktas   //   İlişkiler  //  No Comments

‘Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?, Tebrizli Şems

 Biri size gelse ,dayaktan yüzü gözü morarmış olsa ve size ‘kocam beni çok dövüyor ama seviyorum’ dese, ne düşünürsünüz?

Bağımlılık deyince aklınıza alkol,sigara ya da uyuşturucu mu geliyor? Peki ya evlilikler,ilişkiler? “Bana sadece,beni döverken ilgi gösteriyor” diyen kadın sizce eşini seviyor mu? Bizi en çok şaşırtan şey de işte budur.

Biz buna, bildik alanda kalma güdüsü diyoruz. Bu hayatımızın altının üstüne geleceği korkusudur. Çünkü, bildik alan güvenlidir. Güvensizliğin içindeki güvendir o. Ne de olsa bildiktir, tanıdıktır. Sorunlar büyüktür. Ama nasıl baş edeceğinizi bilirsiniz. Öğrenmişsinizdir.

İlişkinizde doğru gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamak için sadece fiziksel şiddet olması da gerekmez, bazı ilişkiler  acı doludur, mutsuzluk doludur, huzursuzluk, tatminsizlik ve sevgisizlik doludur ama kişi için tanıdıktır.

Bu alandan çıkınca ne yapacaksınız? Eğer ilişkiniz bir bağımlılığa dönüştüyse, bağımlı olduğunuz kişi olmadan bir gelecek düşünebiliyor musunuz?

Esaretin Bedeli filmini izlemediyseniz tavsiye ederim. Yaşlanıncaya kadar ömrünün büyük bir bölümünü hapisanede geçiren yaşlı adam, tahliye olduktan bir kaç gün sonra, artık ne yapacağını bilmediği için intihar eder. Çünkü bildik alana geri dönmek ister ama dönemez. Orası konforlu ve güvenli değildir ama bildiktir. 

Eğer ilişkinizide kendinizi mutsuz ve huzursuz hissediyorsanız, İlk yapmanız gereken şey, ilişkinizin aşk mı bağımlılık mı olduğunu düşünmektir. Eğer bağımlılıksa, belki de yeni bir hayat tasarlamanın zamanı gelmiştir. Bağımlılıktan kurtulmanın yolu dengeden geçer. Hayatınızın her alanında denge sağlarsanız size sadece yeni hayatınıza adapte olmak kalır.

Sevgiyle kalın..

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Evliliklerin ve İlişkilerin Düşmanı ‘Kıskançlık’-İnci Aktaş

Kas 9, 2014   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Evliliklerde ve romantik ilişkilerde bir kişiyi kıskanç yapan nedir?

Son zamanlarda hem danışanlarımdan hem de çevreden yükselen yakınmalar, ilişkilerin içinde bulunduğu çıkmazı gözler önüne seriyor. Kadınlar, geçmiş tecrübelerinden kaynaklanan erkeklere olan güvensizliklerini ön plana çıkarırken, erkeklerde de durum değişmiyor…

Peki sorumuzun yanıtı ne? Kişiyi kıskanç yapan şey nedir? ‘Sahiplenme’ Aslında ilişkilerde sorun yaratan kıskançlık değildir. Sahiplenmedir. Bir kadını veya bir erkeği seversiniz ve yarın bir başkasına gidebileceği korkusuyla ona sahip olmak istersiniz. Yarının korkusu bugünü yaşamanızı engeller ve aslında bu bir kısır döngüdür. Kısa bir süre sonra, bu korkular kendi kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşür. Eninde sonunda eşiniz kendine başka bir eş aramaya başlar ve bunu bilinçsizce yapar. Çünkü kısknan eş, sinir bozucu biri olur çıkar. Ve sonunda beklenen gerçekliğe dönüştüğünde, eşiniz artık başka biriyle olmak için sizden ayrıldığında siz kıskanmakta haklı olduğunuzu düşünürsünüz. Aslında tam tersi, her şey sizin kıskançlığınız yüzünden ortaya çıkmıştır.

Bu nedenle ilk yapmamaız gereken şey ‘anda kalmaktır’ yarın hiçbir zaman gelmeyecek. Daima şu anı yaşayacaksınız. Ve şu anda asla problem yoktur. Sorununuz yoktur. 5 dakika sonra eşiniz sizi aldatacak olabiir ama şu anda hiçbir probleminiz yoktur. 5 dakika sonra olabilecekleri düşünerek yalnızca olmasını hızlandırırsınız. Bugün size yeterlidir. Yarını düşünürseniz bugünü isteksizce ve yarım yaşarsınız…Seviliyorsunuz. Biri sizi gerçekten seviyor. Bunun için sevinin, mutlu olun, bunu kutlayın. Bugün o kadar büyük, o kadar bütün bir şekilde aşık olun ki, eşinizin sizden uzaklaşmasını engelleyecek kadar büyük olsun. Kıskanmak, sahiplenmek, onun da bir birey olduğunu unutmak onu uzağa itmekten başka bir işe yaramaz. Tam tersi, sevginizin ve aşkınızın büyüklüğü onu sizin yanınızda tutar.

Bazen sevdiğiniz kişi bir başkasıyla birlikte olmak ister. Onunla mutludur. O andan itibaren yapılacak tek şey mutlu olmasına izin vermektir. Eğer onu gerçekten seviyorsanız mutlu olmasını istersiniz…Ve eğer siz sadece onun mutlu olmasını isterseniz, zaten o başkasını aramayacaktır.

Şunu unutmayalım. Kıskançlık her şeyi yok eder, sahiplenme her şeyi yok eder. Onu ne kadar kıskanır, ne kadar kin ve öfkeyle dolarsanız, onu kendinizden o kadar uzağa itersiniz.

O bir insan, bunu anlamaya çalışın. Çünkü bazen her şeyden sıkıldığımız her şeyden bıktığımız olur. Gerçekçi olun. Bu size artık aşık olmadığı anlamına gelmez. Belki biraz değişikliği, belki biraz yalnız zaman geçirmeye ihtiyacınız olduğu anlamına gelir. Örneğin yalnız bir tatil..Tatil dönüşü mutlaka bir şeyler farklı olacaktır.

Birbirinizi sahiplenmeyin, özgür olun.  Hiçbir şey bizim değil bu hayatta…İşte tam da bu yüzden…Sahiplenmeyin..

Evrensel yasa şudur ki; sizden kaçıyormuş gibi görüneni serbest bırakırsanız o size mutlaka gelecektir..

Sevgiyle kalın..

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & Yazar


(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler