Browsing articles from "Ocak, 2025"

Kendim Olma Cesareti

Oca 23, 2025   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Kendim olma konusunda acı çekiyorum, boşluktayım, birbirine çok benzeyen bedenler ve ruhlar beni yoruyor. Neredeyse tepkileri davranışları fiziksel görünüşleri tıpatıp benzerlik göstermeye başlayan insanlardan artık yoruldum diyen bir danışanım sıkıntı ile anlatırken, otantik olmak istiyorum, kendimi tanımak, kendim olmak istiyorum diye haykırıyordu. Kendi olma arayışı bu dünyada zor bir yolculuktur. Çünkü bu dünya bu sistem bize diğerleri ile aynı olmaya aynı düşünmeye aynı şeyleri yapmaya fazlasıyla zorlar, farklı olduğumuzda farklı etiketlerle yargılanır hatta bazen cezalandırılırız. Her şeyden önce biz kendi düşüncelerimizi yargılamadan kendi duygularımızı yargılamadan gözlemliyor muyuz ? Duygularımı, düşüncelerimi yargısızca gözlemlemek sorumluluk almayı gerektirir. Erkek bir Danışanımın ağlayamam, ağlamak erkeklere göre bir şey değil dediğinde kendi acı ve üzüntüsünü yargılıyor anlamına gelir. Çünkü çok zordur bir erkeğin ağlaması, bu toplumda hemen kılıbık ve kadın gibi olmakla suçlanır . Halbuki kadın gibi olmak bu evrende varoluşsal olarak olunabilecek en özel şeyden biridir. Duyguları yaşamamanın bedeli , inkar etmenin görmezden gelmenin bedeli çok ağırdır, kendimizden uzaklaşmak kendimizi inkar etmek , bir başkası gibi olmaya çalışmak ve sonuç, kendine yabancılaşma , hüzün ve derin depresyon . Otantik bir insan olmak, kendin olmak nedir peki? bunun gerçek cevabı bütün koşullanmalardan sıyrılarak, kendime ait olmayan düşünceleri fark ederek işe başlayarak olur, gerçekten içimi kemiren bu düşünceleri yargıları kim diyor, bunlar kime ait ? Herkes gibi olmama herkes gibi düşünmeme , Herkesin yaptığı meslekleri yapmamı isteyen kişilere tepki vermeyi , bunlar bana ait değil, diyebilmeyi başarmak ve bambaşka biri olmak istiyorum diyen bir Danışanım. Artık yeter Hep başkalarının istediği bir hayatı yaşadım, başkalarının istediği tepkileri verdim, çok kazandıracak denilen mesleği seçtim ama nihayetinde kendimi kaybettim diyor ve tekrar kendini bulma yolculuğunda psikoterapi desteği almaya karar verdiğinde ona şunu söyledim; psikoterapi yeniden doğuştur ve sancılıdır. Hazır mısın? Bu sancıyı psikoterapi alarak yaşamaya? Eğer yeterince değişmek için cesaretin varsa adım atabilirsin ya da maskeler takarak olmadığın kişi olarak varoluş sancıları ve depresyonla yoluna devam edebilirsin ” dönüşüm bir adım ve kararla başlar ve zaman gereken bir yoldur değişim. Yeter ki isteyelim.


Psikoterapist ve Aile Terapisti Özlem Aktaş

Yas sürecine gereken saygıyı göstermek-Psikoterapist Özlem Aktaş

Oca 12, 2025   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Yas nedir? Ölen bir sevdiğimizin arkasından duyduğumuz acı ile anlamlandırılır. Oysaki yas sadece ölen kişi ile ilgili değildir. Bazen hayatımızda duygularımız öldüğü için bile yas tutabiliriz . Örneğin bir üniversiteyi ,bir liseyi bitirmiş olmak . Geride bıraktığımız okul hayatının yasını tutmayı gerektirebilir. Yas , Aslında biraz daha geniş kapsamlı düşünülmesi gereken içimizde, binbir çeşit duyguyu açığa çıkaran bir süreç ve her şeyden önce bu sürece bakış açımız da toplumdan topluma farklı. Bazıları ölümü ve kayıp süreçlerini bir değişim dönüşüm yeni bir başlangıç olarak değerlendirebilirken ne kadar böyle değerlendirsek bile bir kaybın insanda yarattığı acıyı görmezden gelmek ve kabul etmemek en büyük problemlerden biridir. Bir boşanma süreci bir zamanlar sevdiğimiz insanın bir daha hayatımızda olamamasıdır ve bu bir kayıptır, bu bir yastır, kişi evliliğinde istediği kadar kötü bir şekilde ayrılmış olsun neticede o ilişki de ne yaşansın arkasından acı çekmenin ve üzülmenin o hüznünün ve o kaybın ve boşluğun nedeni icimizde ki gizli yas surecidir ve bu süreci yok saymak bastırmaya çalışmak gibi savunma mekanizmaları kişiye daha çok zarar verir . Bu yüzden bir şeyin kaybı yaşadığın da ‘ ne olacak canım boş ver üzülmeye değer mi ya da kurtuldun , Ya da sen kurtuldun ‘ gibi avutucu cümlelerin hiçbiri insanı avutmayacağı gibi tam tersi derin yaralar açacaktır , her ne kaybettiysek içimizde yaşadığımız bazı sevgi ve duygularımızın kaybı da bir yasken, gençliğin, yaşadığımız mekanın artık orada olmayışı da bir gizli yas sürecidir. Öyleyse hayatımızda şu an neleri geride bıraktık.Gerektiği kadar yasımızla yüzleştik mi ,gerektiği gibi yasımıza gereken saygıyı gösterdik mi. Yoksa hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam mı ettik. İlerleyen zamanlarda nedeni belirli olmayan birçok problem , görmezden gelinen bir çok duygunun , gizlenen bir yasın nedeni olabilir. Bu sebeple duygularımızın farkında olmak, bu duyguları dönüştürmek üzere göstermek gerektiğinde terapi almak, yaraları fark etmek ,yola yaralarımıza rağmen güçlü bir şekilde devam etmemizi sağlar. Beni çok şaşırtan şey, hayatlarında sevdikleri bir insanın ölümüyle bile yas sürecine sağlıklı yaşayamayan insanların varlığıdır . Danisanlarimizdan aldığımız şaşırtıcı geri bildirim , nasılsa gecer diyerek acıları bastırmayı öğrenmeleri. Bastırmak zorunda kalınan acılarla yıllar sonra farklı sekilde yüzleşmek zorunda kalmaları oldukça sarsıcı peki geç mi? bu acılarla yüzleşmek için asla geç değil, psikoterapi yeniden doğuş demektir ve her an bulunduğunuz noktadan başlar, terapi almaya karar vermek bir sorunun varlığı değil tam tersi bir kendiyle yüzleşme olgunluğunun işaretidir.

Psikoterapist , Aile Terapisti Özlem Aktaş

Kaybetmekten en çok korktuğumuz şey?

Oca 7, 2025   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Kaybetmekten en çok korktuğumuz şey aslında tam olarak nedir? Ve kaybetmekten en çok korktuğumuz şey bilinçaltı nedenlerle karşımıza sürekli çıkar bizi yüzleşmek zorunda bırakır. Yüzleştiğimiz durumun bizi degistirmesi endişesi vardır. İnsanın kendini değiştirmesinin altındaki en büyük engel korkularıdır. Örneğin ilişkimizdeki sorunla Yüzleşmek aynı zamanda kaybetme korkusunu tetikler , çünkü aslında ilişki bize göre değildir ama bunu kabul ettiğimiz anda boşanma ayrılma gerçeği ile yuzleşiveririz. Sonrasında Bir bu korku ile bir anda kendimizi kandırmaya başlarız, aslında o kadar da sorun yoktur . Sırf kaybetme ilişkiyi bitirebilme cesareti ile yüzlesmemek için en derin korkumuz belki yalnızlık korkumuzla yüzleşmeyi erteleriz. Ne kadar duygulardan kaçıp erteledikçe yaşanmamış hayatlar , bastırılmış duygular ve kendine kızgınlıkla geçirilmiş bir hayat ile devam etmeyi seçeriz. Aslında gerçekten kaybetmekten korktuğumuz şey sorunlu giden bir ilişki mi, yoksa bir statü kaybı sonucu oluşacak bir yalnızlık mı, kendimizle cesurca yüzleşmeden doğru cevapları bulmak imkansız, yüzleşmek de bir cesaret gerektirir ve terapi de bu cesurca kararı alabilmektir. Kararlarınızı altındaki gerçek duygu , inanç ve manayı fark etmektir. Ne istediğimizi anlamaktır, kendimizi tanımaktır. Psikoterapi yeniden doğmaktir. Yüzleşmek cesareti gösterip, küllerimizden yeniden doğmaktır.

Özlem Aktaş

Psikoterapist, Aile Danışmanı ve Terapisti

Cehaletin Bedeli Nedir

Oca 7, 2025   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Sokrates şöyle der “Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız cehaletin bedelini hesaplayın.” İnsan her şeye yatırım yapıyor, ya da en azından para harcıyor diyelim. Ya kendisine yatırım? Kendine yatırım eğitimle olur? Peki kaç kişi yeni yılda kendime bie iyilik yapıp bir psikolojik danışman ya da yaşam koçu ile çalışacağım diyor? Kim kişisel gelişim eğitimlerinden kendine en uygununu seçiyor ya da yaşam koçluğu eğitimini kendi kişisel gelişimi için istiyor? Ben diye düşünüyseniz çok şanslısınız. Bu farkındalık size büyük bir sıçrama yaratacaktır. Bir güzel konuşma dinlemek isterseniz de @plenahumanakademi youtube kanalımıza girip Psikoterapist, Profesyonel Koç, Eğitmen ve Yazar olan Özlem Aktaş ve İnci Tokçalar bir dönüşüm yolculuğunun nasıl başladığını anlattığı videoyu izleyebilirsiniz. Bu keyifli yolculuğa Psikoterapist, Profesyonel Koç, Eğitmen ve Yazar olan Özlem Aktaş ve İnci Tokçalar ile çıkmaya hazır mısınız? Mutlu yıllar dileriz.

Mutlu evlilik terapi ile mümkün mü?

Oca 6, 2025   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Yıllardır aynı ilişki sorunlarıyla uğraşıyoruz, eşimin ısrarla bitmeyen şikayetleri beni çok yordu, her şeyin sorumlusu ve günah keçisi ilan edilmekten yoruldum, ipe sapa gelmez problemlerle uğraşıyoruz, yılların yorgunluğu ve evliliğimizin artık çekilecek yanı kalmadı diyor Danışanım. Peki bugüne kadar neden destek almadıklarını sorduğumda ne değişecek ki, sevgim, saygım tekrar geri gelecek mi. Sevgi ve saygı, gayret ve bakış açısı değişikliği ile değişebilir mi, evet . Eğer yeniden farklı bir gözle bakıp ilişkiyi algılama şeklimizi değiştirir isek , aslında ben eşimi seviyormuşum, egom , gururum engelmiş yada soruna odaklanmaktan , evlilikteki, ilişkimizdeki gerçek değer ve anlamı unutmuş oluyoruz. Bir evliliğin ve ilişkinin gerçek sonunu ne getirir? Kimine göre sadakatsizlik kimine göre sevginin , saygının bitmesi. Her ne kadar hepimiz için nedenler değişse de bir ilişkinin içinde varolmamızın gerçek nedenlerini anlamadığımız müddetçe sorunlar yaşamaya devam edeceğiz. Bazen ilişkilerde görünenden bambaşka nedenler yatar, çocukluğumuzda yaşanan bağlanma sorunlarımız, ailemizin dinamikleri, kuşaklar boyu getirdiklerimiz bizi biz yaparken , evliliklerimizi şekillendirir. Bir niyetle başlanan bu yolculuğa karar verirken bir aile danışmanlığı yada terapisi almak, en az bitirme kararı yada ne yapacağının bilinmediğin de alınacak aile danışmanlığı ve terapisi kadar önemli ve gereklidir. Hayatımızın bu önemli dönüm doktasına çocukluk yaralarımızı getirmek yerine bir yetişkin olarak başlayıp sürdürmek için aile danışmanlığı ve terapisi önemlidir ve sorumluluk dolu bu yolculukta biraz da gereklidir.

Özlem Aktaş

Aile Danışmanı ve Terapisti , Psikoterapist

İlişkide ki Döngüler ve Mutsuzluk- Özlem Aktaş

Oca 5, 2025   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Hep aynı döngüler, hep aynı sonuçlar, hep aynı acılar ve seçimler, neden değişmiyor kaderim bir türlü? Neyi başaramıyorum , neden sürekli mutsuzum diye haykırıyor Danışanım , O da bir çokları gibi yazgısının dışına bir türlü cıkamayanlardan , elimden geleni yapıyorum, olumlamalar, kitap okumalar, kendimi geliştirip sürekli yeniliyorum ama yine aynı sonuçları yaratacak, yanlış ilişkilerde buluyorum kendimi diyor acı içinde ki Danışanım , artık mutlu olmak, hep tekrarlayan mutsuz hayatımdan çıkmak ve gerçekten hak ettiğim aşkı yaşamak istiyorum diyor. Peki gerçekten neyi hak ettiğini biliyor musun sorusuna ise klişe cevaplar, Oysa ki iç dünyasında neden sürekli benzer acıları yaşatacak insanları hayatına aldığından bihaber. Bu seçimlerin gecmisteki aile döngüleri içinde çözümlenmemis konuların içinde gizli olduğunun farkında değil. Neleri kendisinin sanıp, yazgısı yapıp kendini kurban yaptığının farkında değil, kurban olmaktan çıkmak ve yazgını değiştirmeye hazır mısın sorusuna her ne kadar evet dense de bu süreç, zorlu ve farkındalıkla dolu bir terapi sürecidir. İçinde ki yara ile yüzleşme ve hep tekrarlaryan ilişki döngülerinden psikoterapi ile çıkmak elbette mümkün. Sadece kurban psikolojisi ile kolayı seçmeye devam mı etmek yoksa mücadele gerektiren kendini tanıma yolculuğunu mu seçmek, karar süreci bir adımla başlar ve gayretle devam eder ta ki yazgıyı değiştirme sorumluluğunu alıncaya kadar.

Özlem Aktaş

Psikoterapist, Aile ve İlişki terapisti

Ara

Kategoriler