Browsing articles tagged with " aşk"

NEFES FARKINDALIĞINI ANLAMAK

Tem 19, 2021   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

NEFES FARKINDALIĞINI ANLAMAK

Nefes koçluğu almak isteyen bazı danışanlar, şu problemler ile başvuruyorlar.

-Nefes koçluğu ve ya terapisi alırsam kısmetim açılır mı?

-Ev, araba, villa sahibi olur muyum?

-İnsanlar tarafından sevilir, sayılır kabul görür müyüm?

Gibi, gibi..buna benzer pek çok soru ile karşılaşıyorum. SANIRIM biz nefes farkındalığını tam olarak anlatamamışız. ÜZGÜNÜM!EVET! Yukarıdaki sorular hayatımızın bir parçası ve pek çoğumuzun sıkışıp kaldığı durumlar. Ve pek tabi çözüm aramakla çok haklısınız. Ancak yukarıdaki bağlamda sorduğunuz sorulara alacağınız cevaplar sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Çünkü buradaki beklenti 2 ya da 3 seans terapi alırım, beyaz atlı prensim beni bulur, istediğim işe girer, parayı bulurum. Hap yap istediğini kap. HAYIR! Sistem böyle işlemiyor. EVET! “nefesin” Yaradanın kendi ruhundan sana üflediğidir. Mucizendir. Mucize ise insanın nefesi aracılığı ile özündeki sonsuz güç ile bağlantıya geçebilmesidir. Eğer, sen nefesinin ritmini, hızını ve kalitesini olması gerektiği gibi değiştirebilirsen, bilinçaltı zihninde kayıtlanan ve ruhunu yaralayan tüm olumsuz durumlardan özgürleşerek bağlantıya geçmiş olursun. Buradaki asıl niyet ise nefes mucizesini keşfetmek için çalışmak, nefesin ile iç alemine kapı açmak ; beden, zihin ve ruhsal iyileşmeyi başlatmak olacaktır. Nefesin sana yol verecektir. Öyle üç kuruşa beş köfte olmayacaktır. Yolun sonunda ise kim bilir belki öyle bir yere varırsın ki, o çok aradığın aşk, para ya da şöhret bulduğunun karşısında tüm anlamını yitirip, sadece bonus olacaktır.

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

HİCRAN İPEKBAĞLAR & NEFES KOÇU

02242434314

#nefes koçluğu #nefes farkındalığı #bursa nefes koçu#doğru nefes#nefes terapi

Sevgi Bir Mucizedir, Sevgi Sihirdir !-İnci Aktaş

Ara 1, 2014   //   by inciaktas   //   İlişkiler  //  No Comments


Eğer evliliğinizde ya da ilişkinizde mutsuzsanız ve tatmin değilseniz, ilk aklınıza gelen şey eşinizin değişmesini istemek olacaktır. İşte bu,eşlerin yaptığı en büyük hatadır. Asla eşinizin değişmesini umut etmeyin. Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bunun yerine siz değişin. Kökten bir şekilde değişin. Yeni bir insan olun. İletişimdeki sorumluluğu üzerinize alın ve kendinize sorun, ‘ben nasıl bir insan olmalıyım ki, mutlu olalım’ Siz yeni birisi haline geldiğinizde eşinizin de bambaşka bir insan olacağına şaşıracaksınız. Çünkü size karşılık vermek için değişecek, Başlangıçta bunun zor olduğunu düşünebilir çünkü karşısında sanki yeni bir eş vardır. Hatta bunun çok uzun sürmeyeceğini bile düşünebilir. Ancak yavaş yavaş ‘eşim değişebildiyse neden ben de değişmeyeyim diye soracak kendine’Asla o değişmeli diye düşüncelere kapılmayın. Her ilişkide kendi tarafınızdan değişmeye başlayın.

Hayat hala bir cennete dönüşebilir. Bunun için asla geç değildir. Ancak değişmek büyük bir cesaret gerektirir. Gerçekten ihtiyaç duyduğunuz şey biraz daha farkındalıktır.

Davranışlarımızın %97 si otomatiktir. Eşler her sabah kalkar belki bir günaydın bile demeden kahvaltı eder ve işlerine giderler. Günde 2-3 kez telefonla konuşur ne söylediklerini duymazlar bile çünkü akıllıları onlarca şeyle doludur. Akşam özel bir günse, özel gün yemeği yenir , değilse üç cümle kurularak yenilen akşam yemekleri ve sonra televizyon seyredilir..Tabi her ilişkinin kendine göre bir rutini oluyor ancak değişim için en önemli şey, davranışlarınızın farkına varın ve otomatik olmaktan çıkartın. Sadece bir gün boyunca şu ana kadar yapmakta olduğunuz şeyleri izleyin. Aynı şeyleri yapıyorsunuz ve eşleriniz ve ya sevgilileriniz de aynı tepkileri veriyor, hep aynı şeyleri yapıp farklı tepkiler beklemiyorsunuzdur herhalde.. Bu delilik olur..

Sadece küçük değişiklikler yapın ve şaşırın. Örneğin bir erkekseniz yarın sabah erken saatte kalkıp traş olmaya ya da gazeteleri karıştırmaya ya da telefonunuzda bir şeyleri kontrol etmeye başlamayın. Bunun yerine saatiniz 30 dakika erken çalsın, bu sefer siz hazırlayın kahvaltıyı , siz dizin bulaşıkları makinaya..Eğer kadınsanız, dünkü yorgunluğunuzu dünde bırakın, kocaman gülümseyerek uyandırın eşinizi, bugün sorunlardan yerine iyi şeylerden bahsedin, komik bir şeyler anlatın, güzel bir müzik açın..Kısacası ilişkinizde nasıl davrandığınızın farkında olun ve bir şekilde bu davranışı değiştirin. Farklı davrandığınızda eşiniz buna çok şaşıracak. Sevdiğiniz kişiyi görünce gülümseyin daima ve onu kucaklayın. Bugün onun gözlerinin içine bakın. Bu gece evde öylece otururken ellerini tutun, yalnızca gözlerinin içine bakın mutlu olun. Hiç bir neden yokken gülümsemeye başlayın.

Ne zamandır ellerinizi farkındalıkla tutmuyorsunuz, ne zamandır bir sabah yürüyüşüne çıkmıyorsunuz, ne zamandır yıldızların altında öylece oturmuyorsunuz? Eğer tek bir yoldan iletişim kurabiliyorsanız-ki o da tartışmaktır- sonucu tahmin edebilirsiniz.

Sevmek bir eylemdir. Sevgi bu eylemin sonucunda ortaya çıkan duygudur. Bu duyguyu yaşamak için karşılıklı olarak her gün her gece hatta uykunuzda bile sevme eylemini gerçekleştirin. 
Birlikte kahkaha atın, birlikte müzik dinleyin, birlikte tatile çıkın, birlikte çok eğlenin, yeniden arkadaş olun…Osho’nun dediği gibi şayet bir insanı seversen o kişi hemen güzelleşir. Sevgi böylesine bir simya sürecidir. Insana sevgi dolu gözlerle bakın birden onun güzelleştiğini görürsünüz. Bu bir mucize gibidir.

Sevgi bir mucizedir. Sevgi bir sihirdir. O kadar çok sevin ki içinizden taşır karşınızdakine bulaşsın. Hala çok geç değilken şimdi başlayın..

Sevgiyle,

Inci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Nlp Uzmanı & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Aşk Mı? Bağımlılık Mı?-İnci Aktaş

Kas 20, 2014   //   by inciaktas   //   İlişkiler  //  No Comments

‘Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?, Tebrizli Şems

 Biri size gelse ,dayaktan yüzü gözü morarmış olsa ve size ‘kocam beni çok dövüyor ama seviyorum’ dese, ne düşünürsünüz?

Bağımlılık deyince aklınıza alkol,sigara ya da uyuşturucu mu geliyor? Peki ya evlilikler,ilişkiler? “Bana sadece,beni döverken ilgi gösteriyor” diyen kadın sizce eşini seviyor mu? Bizi en çok şaşırtan şey de işte budur.

Biz buna, bildik alanda kalma güdüsü diyoruz. Bu hayatımızın altının üstüne geleceği korkusudur. Çünkü, bildik alan güvenlidir. Güvensizliğin içindeki güvendir o. Ne de olsa bildiktir, tanıdıktır. Sorunlar büyüktür. Ama nasıl baş edeceğinizi bilirsiniz. Öğrenmişsinizdir.

İlişkinizde doğru gitmeyen bir şeyler olduğunu anlamak için sadece fiziksel şiddet olması da gerekmez, bazı ilişkiler  acı doludur, mutsuzluk doludur, huzursuzluk, tatminsizlik ve sevgisizlik doludur ama kişi için tanıdıktır.

Bu alandan çıkınca ne yapacaksınız? Eğer ilişkiniz bir bağımlılığa dönüştüyse, bağımlı olduğunuz kişi olmadan bir gelecek düşünebiliyor musunuz?

Esaretin Bedeli filmini izlemediyseniz tavsiye ederim. Yaşlanıncaya kadar ömrünün büyük bir bölümünü hapisanede geçiren yaşlı adam, tahliye olduktan bir kaç gün sonra, artık ne yapacağını bilmediği için intihar eder. Çünkü bildik alana geri dönmek ister ama dönemez. Orası konforlu ve güvenli değildir ama bildiktir. 

Eğer ilişkinizide kendinizi mutsuz ve huzursuz hissediyorsanız, İlk yapmanız gereken şey, ilişkinizin aşk mı bağımlılık mı olduğunu düşünmektir. Eğer bağımlılıksa, belki de yeni bir hayat tasarlamanın zamanı gelmiştir. Bağımlılıktan kurtulmanın yolu dengeden geçer. Hayatınızın her alanında denge sağlarsanız size sadece yeni hayatınıza adapte olmak kalır.

Sevgiyle kalın..

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Aşk, Sensiz Bir Gelecek Düşünemiyorum! – İnci Aktaş

Oca 8, 2014   //   by admin   //   İlişkiler, Makaleler, Sensiz Bir Gelecek Düşünemiyorum!  //  No Comments

Bir gün, bir çift terapiste gelir. Kadın, adamın hiç tanımadığı bu terapistin yanında “Biz artık anlaşamıyoruz, ayrılacağız” der. Adam eve gittiğinde kendini asar ve ölür. Karısına bir not bırakmıştır: “Sensiz bir gelecek düşünemiyorum.”

Bizi en çok şaşırtan şey, yıpranmış, yürümeyen bir ilişkiye tutunmaya çalışan insanlardır. Bu insanlar bazen dayak yerler, bazen maddi manevi şiddete maruz kalırlar. Sevilmezler, aşağılanırlar, hor görülürler. Sorduğunuzda ise “Ama ben onu seviyorum” derler.

Artık bildik alana tutunmaktan vazgeçmenin zamanı geldi. Eğer bir ilişki iki insanı daha mutlu, daha huzurlu ve sağlıklı hale getirmiyorsa, bu iki insan artık güzel anılarını ortaya koyamıyorsa, bir taraf diğerinin enerjisini alır tüketir. Diğer taraf, buna rağmen saplantılı bir şekilde aşık olmaya devam eder.

Bence bu sigara, alkol ve aşırı yemekle aynı şey. Sana acı veriyor, seni öldürüyor ama kabul et bağımlısın, kabul etmeden bu bağımlılıktan kurtulamazsın.

Ayrıldığınızda ya da artık ayrılma zamanınız geldiğinde ondan vazgeçmezseniz hayatınızı yeniden yönlendirmekten ve doğru kişiyle yeniden mutlu olmaktan kendinizi mahrum bırakırsınız. dünyada altı milyardan fazla insan var ve yalnızların sayısı astronomik boyutta. Ama yine de insanlar bize geliyorlar ve “Sevebileceğim birini bulabilecek miyim?” diye soruyorlar.

Oysa tek yapmanız gereken bu kişiyi geçmişte bırakıp kendiniz için harika bir gelecek tasarlamaktır. Onsuz bir gelecek düşünemediğiniz tek şey: Aşk olsun!

 

İnci Aktaş

Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yaşam Koçu

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

İlişkilerde Nefes Almanın Önemi – İlişki Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Kas 20, 2013   //   by admin   //   İlişkiler, İlişklerde Nefes Almanın Önemi, Makaleler  //  No Comments

İkili ilişkilerdeki mutluluk ve doyum herkesin istediği bir gerçeklik.  Kimse bir ilişkiye mutsuz olmak için başlamaz.  Ancak  ilişkiler ve evliliklerde yaşanan belki de en önemli sorun, kişilerin birbirlerine nefes alacak boşluklar bırakmaması. Birini sevmeye başladığımızda yaşanılan şey genellikle, sahiplenme dürtüsüdür. Sahiplendiğimiz kişinin her an bizimle birlikte olmasını, bizimle paylaştığı anlardan başka anlarının olmamasını bekleriz içten içe.  Örneğin, eşi dışarıda arkadaşları ile bir şeyler yapmak isteyen biri bunu kendisine yansıtıp, benimle olmak yerine başka birini tercih ediyor diyerek üzülebilir. Oysa ki bu durum nasıl eşimizin başkasını tercih ettiği anlamına gelir ki? Ya da o gün eşlerden biri yalnız kalmayı istiyor olabilir. İlişkilerde yalnız kalmayı istemek reddedildiğimiz anlamına gelmez. Aksine kişilerin karşıdakine gerçek anlamda yenilenmiş olarak kendisini verebilmesi için zaman zaman yalnız kalıp içine dönmeyi istemesi en doğal şeydir. Gerçek  doyumlu bereberlikler; Her iki kişinin de birey olduğunu ve kendine ait bir alanının olduğunu bildiği ve bu şekilde yaşadığı bereberliklerdir. Yaşanılan bereberliğin en güzel yanı, aşk ve sevgi duygularıdır. Bu duygular, yaşamı güzelleştiren, anlam veren duygulardır. Sevgi ihtiyacı hepimizin en temel ihtiyaçlarındandır. Ancak sevgi,  karşımızdakini tutsak etmek, bizden başka bir yaşamı olabileceğini düşünmemek değildir. Sevgi dolu bir beraberlik, karşılıklı özverinin olduğu, kişilerin kendilerini ifade edebildikleri, kendilerine ait yaşam alanlarının, ilgi alanlarının olduğu coşkun bir ilişkidir. Bu ilişkide kişiler bir takım ilgi alanları olduğu için, arkadaşları ile görüştükleri için kendilerini suçlu hissetmez , aksine ilişkinin dışında bir şeyler yaptıkları için yenilenerek sevdiği insanın yanında varolabilmektedirler. Kişinin kendi kalabildiği bereberliklerde Aşk, varlığımızda açan bir gül olur  ve mükemmeldir. Kendimizi tuttuğumuz, sınırlar koyduğumuz, duvarlarımızı ördüğümüz , karşımızdakini kafeslere sıkıştırdığımız zaman aşkı yaşamak ne yazık ki mümkün olmamaktadır. Gerçek aşk,  sevgi özgürlük verir, karşıdaki kişiyi koşulsuz kabul eder.  Sevgi dolu bir beraberlikte kişi karşısındaki kişiyi herşeyi ile olduğu gibi kabul eder.  Karşıdaki insanın kendisini yaşamasına izin verir. Karşımızdakini  kendimize tutsak etme isteğimiz tamamen egomuzdan kaynaklanır ve kişi gerçek aşk ve sevgiye ulaştığında ego devre dışı kalır. Kişi kendi gibi olur. Ta ki egomuz konuşup, kendimizden, özümüzden uzaklaştığımızda karşımızdakini de kendimizi de kalıplara sokmaya başlarız. İşte o zaman deli gibi sevdiğiniz insan, birden bire sizin için bir yük olmaya, sizi sıkmaya başlar. O güzel duyguları yaşamak için başladığınız o güzelim ilişkideki, yapılan baskıcı tutumlar sonucunda , aşkın sizi terketmesine ve ilişkinizin çıkmaz bir yola girmesine sebep olur. Baskının olduğu, anlayışın olmadığı ilişkilerde ilişki nefessiz kalır, nefessiz kalan ilişki, aşk, sevgi ölmeye mahkumdur.  Kişi kendisi olabildiği ölçüde mutlu olur. En doyumlu ilişkiler kişilerin kendilerini, hobilerini, alışkanlıklarını keyifle ifade edebildikleri beraberliklerdir.

Sevgi dolu beraberlikler dileğiyle…

İlişki Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Söz Verdim Yarına Güzel Olacak – Yaşam Koçu İnci Aktaş

Tem 4, 2012   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Bu sabah işe gelirken radyoda bir şarkı dinledim. Ve sözleri gerçekten hoşuma gitti. “Söz verdim yarına güzel olacak, ay dolunay sabah çok uzak, üstüme düşen gölgene baktım, aşkın tenime çok yakışacak.” Emir’in söylediği bir şarkıydı. Dikkatle dinleyince bu şarkının aslında bir dilek olduğunu hissedebilirsiniz.

Sıkça yaptığım seanslar ilişkiler üzerine. Yeni bir ilişkiden çıkmış ya da doğru eşin hayatına girmesini isteyen kişilerle yaptığım seanslarda gördüğüm en önemli ortak özellik umutsuzluk. Duyduğum tek şey ise; “Böyle biri kaldı mı ki?” O zaman onlara şunu soruyorum; ‘Peki siz yeterince iyi değil misiniz?’

Unuttuğumuz şey şu, umutsuzluğa kapıldığımızda odağımızı gerçek bir aşka çeviremiyoruz. Odağımız daima dileğimizin gerçekleşmediğinde olursa bunu elde etme şansımız zaten yoktur. Eminim Edison ampulü icat ederken edememeyi düşünmemiştir. Yani evlenmeyi isterken evlenememeyi düşündüğünüzde kendi kalesine gol atmak için ters yöne koşan futbolculardan farkınız kalmaz.

İşte bu yüzden bu şarkıyı çok sevdim. Bu sözlerde henüz doğru eşinizle tanışmamış olsanız bile, aşkının size çok yakışacağına dair bir inancınız var. Yarınlardan umutlu! Eğer doğru eşin hayatına girmesini istiyorsanız önce niyet etmelisiniz. Çok basit, doğru eşin hayatıma girmesine niyet ediyorum. İçinizi yaratıcı gücün sonsuz şefkati ve sevgisiyle doldurmalısınız. Şefkati ve sevgiyi her şeyde görmelisiniz. Kötü olanı zaten biliyorsunuz, bu nedenle daima iyi olanı görün. Önce kendi güzelliğinizi görmeye başlayın. Güldüğünüzde gözlerinizin içinin nasıl parladığına daha önce dikkat etmemiştiniz değil mi? Şimdi tekrar aynanın karşısına geçin. Kendinize gülümseyin. Şu telkini alışkanlık haline getirin. Her gün her bakımdan daha güzel oluyorum.

Siz sadece telaşla aramaktan vazgeçin. Aramak sahip olamamak demektir. Ruh eşinizi ise zaten ona sahipmişsiniz gibi davrandığınızda bulabilirsiniz. Peki zaten sahipmiş gibi davranmak ne demektir? Bir düşünün, bugün hayatınızın aşkıyla karşılaşmış olsaydınız, nasıl hissederdiniz? Mutluluktan gözlerinizin içi gülerdi, kullandığınız kelimeler ‘mutluyum’ şeklinde olurdu, dünyayı elinizin altında hissederdiniz, birkaç kilo fazlanız vardıysa da aşık olduktan sonra kaybolup giderdi. İşte şimdi de böyle olmalısınız. Çünkü sahipmiş gibi davranmak, odağınızı sürekli elde etmek istediğiniz arzunuzda tutar. Eğer düşünceleriniz sürekli neden hala onunla karşılaşmadığınız yönündeyse sizi temin ederim asla karşılaşamayacaksınız.

Bilin ki siz kalbinizi sonsuz sevgiyle doldurduğunuzda evren de size aynı şekilde karşılık verecek. Tebrizli şemsin de o güzel cümlelerinde söylediği gibi;

               “Başkalarından sevgi, saygı ya da ilgi bekliyorsan önce kendine borçlusun bunları. Kendini sevmeyen bir          insanın sevilmesi mümkün değildir. Eğer sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin. Yakında gül yollayacak demektir.”            

                                                                                                                                                                                                       Tebrizli Şems

Şuanda kendinizi terk edilmiş, aldatılmış, yalnız ve mutsuz hissediyor olabilirsiniz. Ama bilin ki başınıza gelen en kötü şey asla gelebilecek en kötü şey değildir. Ve mutluluk haline dönüşmeyecek felaket yoktur. Çünkü şuanda negatif olarak hissettiğiniz her şey sonradan sizin iyiliğinize yarar ve şükredersiniz.

Yeni bir aşk ya da ruh eşinizi bulmak için ise tek yapmanız gereken aşka hazır olmaktır. Sizi yaratan gücün rehberliğini ve yardımını kabul edin. Ve ona güvenin. O’nun her şeye gücü yeter. Siz daima hazır olun ve kalbinizi aşka açın, bu yaydığınız mutluluk dolu enerji her zaman doğru kişiye ulaşır ve onu size getirir. Bu yan kapı komşunuzda olsa dünyanın öbür ucundaki her hangi biri de olsa… Öyle olmasını isteyin. Öyle olsun.

Amin, öyle olsun demektir. Dualarımızın sonunda ‘amin’ demez miyiz? ‘Amin’ deyin öyle olsun.

Ve söz verin yarınınıza her şey güzel olsun.

Sevgilerimle,

İnci Aktaş

Yaşam Koçu NLP Uzmanı

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Gerçek Zenginlik ve Bolluk Nasıl Elde Edilir? – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Ara 15, 2011   //   by ozlemaktas   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Mutlaka Okuyun  //  No Comments

GERÇEK ZENGİNLİK ve BOLLUK  NASIL ELDE EDİLİR?

Yaşam Koçu  ve NLP Uzmanı Özlem AKTAŞ

Ne kadar zengin olduğunu düşünüyorsunuz? Burada tam olarak zenginlik olarak kastettiğim şey, her konudaki tatmin düzeyiniz. Zihninizde kendinizle ilgili yarattığınız imaj nedir? Bir şeyleri hak ettiğinize ve sahip olabileceğinize inanıyor musunuz? Zihninizde çizdiğiniz senaryo başarısız olduğunuz, zaten bir şeyleri hak etmediğiniz ise hayatınıza girecek olan da başarısızlık ve parasızlık olacaktır. Zengin ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilmek  için önce zihinsel odağınızı değiştirmek zorundasınız . Eğer zenginliğin ve paranın ancak kötü yolla gelebileceğine inanıyorsanız, bolluğun sizin için artık çok geç olduğunu düşünüyorsanız, içinizdeki şartlarda bunun pek de olası olduğuna inanmıyorsanız aynen düşündüğünüz gibi olacaktır. Zenginlik ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilirim ya da olamam demeniz halinde ikisinde de haklısınızdır çünkü biz ne düşünürsek ‘o’ oluruz.

Darel Rutherford, ‘Alaaddin’in lambasındaki cininiz bolluk bilincinizdir.’ der. Çok doğru, siz bolluk içinde olmayı hakkınız olduğuna inandığınız her an her konudaki bolluk size akmaya başlayacaktır. İster para, kariyer, iş , ister aşk olsun fark etmez.  Zenginliği ve mutluluğu istiyorsanız bunun önce zihninizde yaratılması ve var olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Yoksulluk durumumuzun oluşma nedeni ise, bizim para ile ilgili olan ilişkimiz değildir, bizim kim olduğumuzu seçmemizle ilgilidir. Gerçek zenginlik, bolluk ve mutluluk için, önce  sahip olmak istediğimiz şeylere zihnimizde sahip olduğumuzu görmek gerekir. Yani zihinsel imaj yaratmak, olmasını istediğimiz durumları ilk önce zihnimizde canlandırmak gerekir.  Bu durumlarla ilgili düşüncelerimizi değiştirip,  zihnimizde yeni bir seçenek yeni bir biz yaratmamız gerekmektedir. Hayalini  kurup zihnimizde bir hedef ve vizyon yarattığımız şeylere sahip olabiliriz.  Hiçbir şey yoktur ki önceden hayali kurulmamış olsun. Doyumlu, keyifli ve daima zenginlik dolu bir hayat istiyorsak bunun hepimiz için gerçekleştirilebilir bir durum olduğunu kabul edip önce zihnimizde zengin olmayı seçmeliyiz. Zihninizde canlandırdığımız her şey yavaş yavaş hayatınızda çeşitli yollarla oluşmaya başlayacaktır. Kısacası ne olmayı istiyorsan önce  zihninde o kişi olmayı seç. Bu bilinçaltının çalışma kuralı ve evrensel yasadır. Önce olmak istediğiniz şeyi zihninizde her gün olduğunuzu görün. Bir gün  göreceksiniz ki gerçekten o kişi olmaya başlamışsınız.

Sevgiyle kalın…

(0224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Mutlu Olmaya Cesaretin Var Mı?

Eyl 2, 2011   //   by admin   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Çoğumuz mutluluğu bir sonuç sanarız. Dileklerimiz gerçekleştiğinde ne olacak diye sorulduğunda alınan cevap genelde mutlu olacağım olur. Bilmeyiz ki durum tam tersi işler. Mutlu olduğumuz da tüm dileklerimiz gerçekleşir…

Hayatınızda her ne olmuşsa olsun bugünden itibaren unutun gitsin. Bizler başımıza gelenlerden dolayı birilerini suçluyorsak yalnızca kendimize zarar veririz. Belki o suçladığımız insanlar başka hayatlarda başka izler bırakmaya başlamıştır bile. Unutmayalım ki her şey bizim iyiliğimiz için olur.

Mutluluğunuzun peşinden gidin. Etrafınız duvarlarla kaplı olsa bile mutlaka bir kapı açılacaktır. Mutluluk masalsı bir enerji yayar. Ve bütün dilekleriniz gerçek olur. Tüm kapılar sana açık, her zaman açıktı. Tek yapman gereken azıcık aralamak. Mutlu olmaya cesaretin var mı?

Eğer mutlu olmak için güneşin doğmasını beklerseniz yıldızları da kaçırırsınız. Oysa yıldızlar da geceyi aydınlatır. Karanlığı aydınlatmak için o kadar da fazla ışık gerekmeyebilir aslında…

Arzu ettiğimiz şeylere kavuşmadan önce yaydığımız mutluluk ne kadar güçlüyse o kadar güzel bir enerji yayarız. Bir dilek dilediysen tamam artık keyfine bakmaya başlayabilirsin. Yalnızca mutluluk veren şiirleri ve kitapları oku, cesaret veren filmleri izle, mutlu, huzurlu ve hoşlandığın arkadaşlarınla görüş, sevgi dolu yazılar mektuplar mailler yaz…

Ve hayatın her zaman tadını çıkar. Mutluluk insanın içinden gelir. Para, iş, araba, sevgili ya da herhangi bir dilek seni tek başına mutlu edemez ki. Eğer bir insan mutsuzsa dileklerini elde ettiğinde de mutlu olamayacaktır.

Hayattan bir kere geçmeyi planlıyorsunuz değil mi? Öyleyse yaşayacak binlerce yılınız varmış gibi davranmayın. Eğer mutlu olacaksanız bu şimdi olmalı. Çünkü bu yoldan bir daha geçmeyeceksiniz. Mutluluk kimseyle yarı yolda tanışmaz. Onu istiyorsanız almalısınız.

Şuandan itibaren yapmanız gereken tek şey mutlu olmak. Hayatınızda her ne olursa olsun mutlu olmaya karar verin. Şu an mutlu olun, haydi şimdi başlayın! Bakın çevrenize mutlu olmak için ne kadar fazla nedeniniz var görebildiniz mi? Bir çay demlerken mutlu olun. Çayınız var, demliğiniz, ateşiniz ve demek ki siz de varsınız…

Haydi iyi hissetmeye başlayın; iyi hissetmek, kendinize son düşüncenizin gerçek, son sözünüzün bilge, son davranışınızın sevgi dolu olduğunu söyleme yolunuzdur. Kendi gelişiminizi, kendinize iyi hissetme hakkını tanımayarak kısıtlamayın.

Ve unutmayalım, felaket haline dönüşemeyecek mutluluk olmadığı gibi mutluluk haline dönüşemeyecek felaket de yoktur. Bu sizin elinizde.

Benim kendimi başarılı saymak için hiçbir şey yapmama gerek yok aslında. Kendimi iyi hissetmek için ayağa kalkıp yere bakmam yeterli. Yerin altında değil üstünde olduğum her an harika bir gündür.

Mutluluğunuz daim tüm dilekleriniz gerçek olsun…

Sevgiler

İnci AKTAŞ

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Her Şey Bizim İyiliğimiz İçin Olur

Eyl 2, 2011   //   by admin   //   İlişkiler  //  No Comments

İlişkilerde başarısız sayılmazdı aslında. Ancak duygusal ilişkisi süresince kurup düşündüğü ayrılıkla ilgili büyük korkusu başına gelmişti. Ne de olsa insanların korktuğu başına gelir. Korku ve tereddüt en büyük dilektir hatta emirdir. Ayrılık her zaman kolay atlatılan bir durum değildir. Ancak ayrılığı bile ve beraberindeki sebep her neyse biz onu kendimize çekeriz. En çok düşündüğümüz şeyi kendimize çekeriz. Bahsettiğim kişi biz ona Ayşe diyelim, bu yıpratıcı ayrılık sonunda biten ilişkisini değerlendirip ondan ders almaya karar vermişti. Yaptığı hataları yapmayacaktı ancak fark etmediği bir şey vardı ki o da bir sınırlayıcı inanca takılıp kalmaktı. Bütün erkekler aldatır.

O esnada aynı zamanda ruh eşinin hayatına girmesini diliyordu. Kendisi bunu net bir şekilde ifade ettiğini ve artık aramasına gerek kalmadığını çünkü ruh eşinin kendisini bulacağını düşünüyordu. Strateji kısmen doğruydu. Çünkü kendinize bir eş dilediğinizde aramamanız gerekir. Çünkü aramak bulamamaktır. O doğru zamanda doğru yerde bulacaktır sizi.

Aylar sonra karşısına gerçekten dilediği gibi birisi çıkmıştı. Ayşe ruh eşine rastladığını düşünüp duygusal bir ilişkiye başladı ancak unuttuğu bi şey vardı. Sınırlayıcı inancı ‘Bütün erkekler aldatır.’ Bu net dilek, yüreğiyle inandığı hayatının aşkını bulacağı dileğinin önüne geçmişti. Korku ve terddüt en net dilektir. Ve Ayşe bir süre sonra öğrendi ki erkek arkadaşının kendisinden başka yürüttüğü bir ilişkisi daha vardı.

İşte dilek dilerken yaşadığımız en büyük iilem budur. Bir şeyi isteriz ama aslında gerçekten ne istediğimizi, yüreğimizde neye inandığımızı bilmeyiz. Oysa ki bir şeyi doğru istersek olur. Çünkü dilekler gerçekleşir hem de tam istediğiniz gibi. Ayşe ruh eşini içten içe adeta iman ederek inandığı bütün erkekler aldatır inancını kırmadan dilemişti. Ama dileği beraberinde inancını da haklı çıkaracak şekilde bir bonusla gönderilmişti.

Bu nedenle dualarınıza dikkat edin, her an gerçekleşebilirler, ki gerçekleşecekler diyoruz. Kişi mutlu bir ilişki arzusundayken aynı zamanda içten içe böyle bir aşkın olmadığını düşünürse bu dileği tam da istediği gibi, ağır ağdalı dramlara sahne olan bir ilişki ile gerçeğe dönüşür.

Peki Ayşe’ye ne mi oldu? O bu olaydan sonra içten içe iman ettiği inancını inanılmaz acılara bağlayarak değiştirdi ve yerine mutlu bir ilişkinin her zaman mümkün olacağı inancını yerleştirdi. Daha sonra mutlu ve sonsuza kadar sürecek birlikteliğini diledi ve hayalini kurdu. Buna bütün kalbiyle inandı ve mutlu oldu. Şuan o birlikteliği yaşıyor ve çok mutlu. Kendisine sorulduğunda o yaşadığı iki deneyim olmasaydı şuan ki eşini bulamayacağını söylüyor.

Yani her şey bizim iyiliğimiz için olur. Bu nedenle siz geçmişi bırakın, her ne yaşadıysanız farketmez. Öğrendikleriniz için şükredin ve onlarla yolunuza devam edin. Ve dileyin. Mutlu olun. Mutluluk masalsı bir enerji yayar ve bütün dilekleriniz gerçek olur…

Sevgiyle kalın

İnci AKTAŞ

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Aşkın ve Sevginin Dili – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Nis 18, 2011   //   by admin   //   İlişkiler  //  No Comments

Aşkın ve Sevginin Dili  – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Aşık olmak belki de dünyanın en güzel duygusudur. İnsanın aşık olunca ayakları yere basmaz olur, sanki hep bulutlarda geziyordur. İçi pır pır eder, yüreği susmak bilmez, aşkını düşünür, uykuya dalarken, sabah kalktığında akılda hep o aşık olunan kişi vardır. Onunla birlikteyken kendimizi cennetin eşiğindeymişiz gibi hissederiz. Elini tuttuğumuzda kanımız birlikte akıyor gibidir. O kişiye sarıldığımızda ayaklarımız yerden kesilir. Kimi bu duygularla beraber evlilik hayali kurar. Kimi aşık olduğunun en mükemmel insan olduğuna inanır.

Hepimiz evlenmeden önce mutlu bir evlilik hayali kurarız. Başlarda diğerleri gibi aşkımızı kaybetmeyeceğinizden o kadar inanırız ki… Biz diğerleri gibi birbirimizi kırıp incitmeyeceğizdir, ilişkimizi yıpratmayacağızdır, buna inanırız. Ne yazık ki aşkın ömrünün 2 yıl olduğu psikologlar tarafından kanıtlandı. Sonuçta gözümüz açılır, ayaklarımız yere basar ve karşımızdakini istediğimiz gibi değil olduğu gibi görmeye başlarız . Bir zamanlar deli gibi aşık olduğumuz insan bize kızıp eleştirmeye başlamış, bir zamanlar gözümüze büyük gözükmeyen önemsiz gördüğümüz şeyler birden çok önemli olmaya bizi rahatsız etmeye başlamıştır. Birden evliliğin gerçek hayatın içine girivermişizdir. Diş macununun nasıl sıkıldığından, kirli çamaşırlara kadar her şey gözümüze batmaya başlar ve bir zamanlar deli gibi aşık olanlar düşman oluverirken evlilikte savaş alanı oluverir. Gerçek şu ki insan aşık olmanın çılgın durumunda çok uzun süre kalması imkansızdır. Aşık olunca her şey ikinci planda kalır, hatta önemsiz hale gelir. Hedefler, iş,isteklerimiz, hayallerimiz… Sadece aşkımızla ilgili hayallerimiz vardır. Düşünsenize böyle bir durumda olsaydık hepimiz bu dünyanın hali ne olurdu ?

Zaman içinde aşk bittikten sonra, ilişkiye bireysel istekler, duygular, ihtiyaçlar ve davranış kalıpları hakim olmaya başlar. Aşk sona ermiştir. Bu durumda kişiler ya birbirinden uzaklaşır, boşanır, ayrılır ya başka aşkların peşine düşer ya da ite kaka ilişkilerini sürdürmeye çalışırlar. Aşk sona ermeden önce, sevgiye dönüştürülmesi şarttır. Sevgiye dönüştürülemeyen her aşk bitmeye mahkumdur.

Aşk ile sevginin birbirine karıştırılmaması gerekir. Aşk bilinçli bir tercih değildir. Aniden umulmadık bir anda gelir. Aşk güdüsel olarak bizi tuhaf ve mantıksız şeyler yapmaya iter ve aşık olduğumuzda ulaştığımız bu mükemmel en yüksek mutluluk seviyesinin korunmasını, hiç bitmemesini isteriz. Ancak bunun sonsuza dek sürmesi mümkün değildir. Aşk bittikten sonra bunu gerçek sevgiye dönüştüremezsek eğer acı verici ayrılıkların yaşanması kaçınılmazdır. O halde aşkı olduğu gibi kabul edip eşimizle gerçek sevgiyi var etmek ve korumak için çabalayabiliriz. Böyle bir sevgi tutku içermeyebilir ancak aklı ve duyguyu birleştiren bir sevgi olur ve bu da çaba gerektirir.

En temel duygusal ihtiyacımız aşk değil, birlikte olduğumuz insan tarafından gerçekten sevilmek ve sevginin güdüsel olarak değil, akıl ve irade ile beslenip güçlendirildiğini bilmektir.

Seçimlerimizden oluşan gerçek dünyaya döndüğümüzde, iyi ve sevgimizi göstermekte cömert olmayı seçersek bunun adı sevgi olur. Eşimizin bizi kabullendiğine, bizi istediğine ve bizim iyiliğimiz için uğraştığına inanırsak kendimizi güvende ve mutlu hissederiz. Peki evlenince gözlerdeki ışıltı, cinselliğin heyecanı ne olacak diyebilirsiniz ? Ancak eşinizin gözündeki en önemli kişi olduğunuzu bilmenin güvenlik duygusu inanın hepsine bedeldir ve her şeye değer bir duygudur.

Daima sevgiyle kalın…

Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler