Browsing articles tagged with " inanmak"

İşler Zorlaştığında Vazgeçme Günahının Affı Yoktur! – İnci Aktaş

 

Ünlü Amerikalı yazar Napoleon Hill, bir keresinde Edison’a ampulü mükemmel hale getirebilmek için yaptığı ve on binlerce kez başarısız olduğu deneyler hakkında; ‘Sonunda sırrı bulmasaydın ne yapardın?’ diye sordu. Edison gözlerinde neşeli bir parıltıyla, ‘Şu anda seninle konuşarak zaman kaybetmek yerine laboratuvarımda çalışıyor olurdum.’ diye cevap verdi.

Peki siz başarısız olduğunuzda ne yapıyorsunuz? Danışanlarımız bize gelirler ve binlerce kez denedim ama olmuyor derler, oysa onlar iki kere bile denememişlerdir. KFC’nin kurucusu Albay Sanders, emekli olduktan sonra ortaya çıkardığı tavuk tarifini satmak için Amerika’yı baştan sona dolaştı ve tam 1009 kere reddedildi. Eğer siz 1009 kere reddedilseydiniz, 1010.’yu dener miydiniz? Denemelisiniz! Her insan hayalini kurduğu ve inandığı her şeyi gerçekleştirebilir.

Bazı insanlar ise bir kere bile denemeden vazgeçerler. Onlar ise korku ve endişelerine yenilmişlerdir. Oysa işler zorlaştığında vazgeçme günahının affı yoktur.

Eğer biraz daha sabredebilirsek ileride mutlaka pırıltılı bir şeyler belirecektir. Bazıları karşılaştıkları her engelden korkar ve onu düşman olarak görür. Gerçekte onlar dostturlar ve sizi olmak istediğiniz yere götüren yardımcınızdırlar. Başarı bir sonraki dönemeçte olabilir ama köşeyi dönmeden asla orda olduğunu bilemezsiniz.

Karşılaştığımız her başarısızlıkta bizim için bir lütuf vardır. Başarısızlık yanında gözü açık olanlar için mutlaka bir fırsat getirir. Hayat daima yaşadıklarınızı telafi eder. Bazen başarısızlığımıza o kadar takılıp kalıyoruz ki, önümüzden geçip giden fırsatı kaçırıyoruz.

Asla bırakmayı denemeyin, asla denemeyi bırakmayın…

Sevgiyle Kalın,

 

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & Nlp Uzmanı & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sınav Kaygısı mı, o da ne? – Özlem Aktaş

Tem 11, 2014   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, o da ne?  //  No Comments

Endişeleri düşünürsen başarısız olursun. Endişeleri bırakıp zaferi düşünürsen başarılı olursun.

-D.J.Schawartz

Türkiye’deki eğitim sistemi malüm. Başarımız girdiğimiz sınavlardaki sonuçlarımız ile değerlendiriliyor. Pırıl pırıl gençlerimiz kendilerini ispatlamak için ilk andan itibaren bir çok sınavı başarı ile geçmek zorunda. Ailelerde çocukları kadar bu zorlu süreci başarı ile atlatmak zorunda. Herkes çocuğunun iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyor ve bunu sağlamak için tüm ailenin olanakları seferber ediliyor. Bu kadar yatırım yapılan çocuklardan beklentiler yüksek. Çocuklar hem aileden  hem okuldan hem de çevreden gelen baskıların farkında. Bu beklentiler abartıldığında çocuklarda psikolojik bir baskı oluşuyor ve zaten istek ve yeteneklerinin çok farkında olmayan gençler ciddi kaygı sorunları ile mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Sınav sisteminin içindeki sorunlardan ziyade yazmak istediğim çocukların, gençlerin bu süreci nasıl başarı ile aşacakları. Hayatları boyunca bir yarışın içerinde yarış atı gibi koşturulmaya çalışılan çocukların öncelikle ilgi, yetenekleri ve isteklerinin keşfedilmesi çok önemli. Kendi yetenekleri ile örtüşen bir meslek seçiminde kişi çok daha başarılı ve mutlu bir kariyerin yolunu açması kaçınılmazdır. Peki gençlerimiz, çocuklarımız ilgilerinin, yeteneklerinin, isteklerinin, hedeflerinin ne kadar farkında? Kendi arzularına, hayallerine göre mi seçimler yapıyorlar yoksa başkalarının istek ve beklentilerine göre koşullanmış tercihler mi  yapıyorlar? Bu sorulara verilecek cevaplar geleceklerine yön vermek isteyen gençler için önemli. Farkındalıklı, özgüvenli, ne istediğini bilen gençlere ihtiyacımız var. Hayatının sorumluluğunu ele alan, ne istediğini bilen ve hedefleri için çabalayacak, eyleme geçecek gençlere. Bir çok genç sınav baskısı, kaygı ve endişe ile baş edemediği için kapasitesinin çok altında sonuçlar almakta ve işin üzücü tarafı bunu “kader” olarak kabullenmeleri. Oysa ki, endişe normal bir durum değildir. Endişe, durumlar karşısında verdiğimiz  negatif tepkilerdir. Kendimize ve gelecekle ilgili yarattığımız korku dolu senaryolar endişe ve kaygının en üst düzeyde yaşanmasına sebep olmaktadır. Başarı için belli düzeydeki kaygı gerekli olmakla beraber fazlası başarısızlığa götüren bir faktör olmaktadır. Sınav kaygısı, üstesinden gelinebilecek bir durumdur. Potansiyelin altında kalarak istemediğimiz sonuçlara razı gelmek kaderimiz değildir. Tüm durumlar yönetilebilir ve değiştirilebilir. Koçluk, Nlp yöntemleri, hipnoterapi ve daha bir çok yöntem bu baskıların üstesinden gelinip, arzu edilen sonuçların oluşturulmasında etkili olmaktadır. Koçluk ve Nlp ile kendi gücünüzü keşfeder, neyi başarabileceğinizi kavrar, farkındalığınızı geliştirerek verimli çalışma  metodları geliştirerek, öğrenmeyi kolaylaştırır ve hedeflerinizine ulaşmayı kolaylaştırırsınız. Özellikle sınav kaygısı, endişesi gibi ihtiyacınız olmayan duyguları yönetmek ve durumlarınızı değiştirebilme becerisini hipnoterapi, Nlp ile kazanabilirsiniz. Çalışmalarımızla  yapılan, sadece size kendinzdeki varolan gücü hatırlatmak ve her şeyi yalabileceğinize olan inancınızı arttırmak. Hayatınızın sorumluluğunu ele almak ve istediğiniz değişimi yaparak, yaşamınızı daha yaşanılır hale getirmek sizin elinizde. Çözüm sizsiniz! Süreci endişeli yaşamak mı yoksa keyif alarak mı geçirmek istersiniz? Sonuçla beraber sürecin de çok önemli olduğunu daima hatırlayın.

Sevgiyle kalın..

Özlem Aktaş – Nlp Koçu, Hipnoterapist

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Başarmayı Ne Kadar İstiyorsun? Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Tem 29, 2013   //   by admin   //   Başarmayı Ne Kadar İstiyorsun?, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Hepimizin istekleri ,  beklentileri var bu hayatta .  Ancak ne kadarımız adım atıp ,  harekete geçiyoruz.   Şu anki durumumuzda bizi ne mutlu ediyor?  Çalışma şeklimiz ,  geleceğe ait beklentilerimiz bizi ne kadar mutlu edip , harekete geçiriyor ?  Bu sorulara cevap bulabilmek ,  farkındalığımızın artmasına ,  bizi doğru adımları atmaya sevk eder.  İçinizdeki gücü ne harekete geçirir ?  Michael Jordan ,  Bill Gates gibi kişiler daha çok küçükken zengin olmayı kafalarına koymuşlardı.  Sen ne istiyorsun?  Yüreğine bir bak,  geçmişte başardıklarına bir bak,  yine yapabilirsin .  Hayalini gözünde canlandır,  içini coşku  kaplıyorsa ,  bil ki doğru yoldasın.  Hedeflerin seni coşkulandırmıyorsa ,  istek uyandırmıyorsa ,  bir yerde eksik var demektir.  Gerçekten başarmak istediğin şeyi istiyor musun ?  Bu herhangi bir şey olabilir.  Sınav kazanmak, istediğin okulda okumak,  istediğin sağlıklı ,  fit bir fiziğe sahip olmak,  istediğin kariyere sahip olmak,  mutlu bir evlilik…  Önce yüreğine bak , ne kadar istediğine ,  ulaşmak için ne kadar arzu duyuyorsun bir bak.  Sonra hedefine giden adımları tespit et. Yeterince istersen ,  her şeyi ama her şeyi başarabilirsin .  Hedefine giden yolda kendine şu soruları sor.  Hedefime ulaştığımda ne olacak ,  ben nasıl biri olacağım ,  neler hissedip,  neler görüp,  neler işitiyor olacağım?  Hangi adımları atarak bu hedefe ulaşabilirim ?  Beş yıl sonra kendimi nerede görüyorum ?  Bu soruların cevaplarını hayal edebiliyorsan bil ki başarabilirsin.  Başarı ve mutlulukla dolu bir hayat senin elinde .

Sevgiyle kalın…

Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Makaleler Categories

Ara

Kategoriler