Browsing articles tagged with " AFFETMEK"

Affetmek, Özgürlüktür…

Geçmişte başımıza gelen acı olaylara ve bunlara sebep olan kişilere duyduğumuz  öfkeyi tutmak insanın ciddi ruhsal ve sonrasında bedensel sıkıntılar yaşamasına sebep olur. Hayat ve ilişkiler zaman içinde bizi zorlayabilir çünkü insan hatalar yapabilen bir varlıktır. Bu hataları anlayabileceğimizi ve bize zarar verecek kişileri affedebileceğimizi düşünemeyiz bile. Kaybettiğimiz güveni kazanamayacağımızı ve affedersek karşı tarafa lütuf yapacağımızı ve tekrar incitilebilir olacağımızı düşünürüz. Oysa ki affetmek insanın kendisine şifadır. Cesur olan kişiler affedebilme cesareti gösterir. Hayat acıları ile vardır ve herkes hata yapabilir. Bazen en zoru kendimizi affedip özmerhameti kendimize gösterebilmektir. Affedemeyen insan bir daha sevmekte zorluk çeker çünkü sevgi, kinin ve öfkenin olduğu yerde var olamaz. İntikam ve acı ile yaşamak bir seçimdir ve tabi kendini olumsuz duygulardan özgürleşirmeyi seçmekte bir seçimdir. Affedeceğiniz insan hayatınızda olmak zorunda değildir ancak yaşanıp bitmiş olayın duygularını taşımak zorunda olmadığınız da bir gerçektir. Gerçek bir iyileşme hali oluşturmanın yolu, merhamet dolu bir anlayış ve affedicilikle mümkündür. Kişi kendine de nazik olarak hatalarından, geçmişinden dolayı kendini suçlamayı bırakarak, içindeki yargılayıcı parçayı susturarak kendisine özmerhameti geliştirilen affetmeyi başarabilir. Önemli olan kendini ve diğerlerini kusurlarına ve hatalarına rağmen sevebilme becerisidir. Kolay olmasa bile niyet etmek ve eyleme geçmekle başarılabilir. Ruhsal iyi olma, mutluluk, huzur duyguları özmerhamet ve affedicilikle oluşur, zaman alan bu duygularla başa çıkılamadığında bir uzmandan psikolojik  destek almak büyük fayda sağlar. Kendi kendinize ve insanlığa farkındalık ve sevgiyle yaklaşacağınız sevgi dolu günler yaşamanız dileğiyle.

Özlem Aktaş

Aile Danışmanı, Psikoterapi, Hipnoterapist, Eğitmen

İstanbul ve Bursa Ofislerimizde hizmet vermekteyiz.

02242434314

İstanbul Ofis ; 05335179512

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Hayatta gerçek mutluluk; hoşgörü ve cömertlik- Özlem Aktaş

Günümüz dünyası insanının en büyük sorunu; tatminsizlik, doyumsuzluk ve tükenmişlik. Kendimize dönük bu duyguların kaynağını araştıracak sorular sorduğumuzda çoğunlukla çevremize, insanlığa ve kendimize hoş görüyü kaybettiğimizi fark ederiz. Hoşgörülü olmak, anlayışlı olmak bugüne seslenen bir değerdir, hatta en önemli değerlerdir. Bunca üzüntü, keder, acı birbirimize katlanamamanın anlayamamanın sonucudur. Başkalarının durum ve koşullarını kendisi ile kıyaslamadan anlayabilmektir hoşgörü ve anlayış. Sınıf, insan ayırımının yapılmamasıdır. Bu bağışlama, unutma gönüllülüğü gösterme ve dünyayı daha iyi hâle getirecek yolları araştırma arzusu taşıma durumudur. Diğer kişileri ötekileştirmeden, benim gibi olmadığı, düşünmediği için yargılamadan anlamak , sevmek, affetmek mümkün mü? Kinimiz ve kızgınlığımız ile hissettiğimiz her tür kötü duygu kendi içimizde cehennemi yaratarak, doyumsuz, tatminsiz tükenmiş bir hayat yaşamamıza sebep olur. İncitilebilme olasılığıma rağmen sevebilmek, hoşgörülü olmak, tüm geçmiş yılgınlıklarıma rağmen insanı, insan olduğu için Yaradan’dan ötürü sevebilmek belki de en çok ihtiyacımız olan değerdir. Hoşgörü ve sevgi konusunda cömert olabilmek ise, yüce ruhluluktur.
Cömertlik, sadece maddi cömertlik değildir. Manevi yatkınlığın yüksek olması demektir. Destekleyici olabilmektir. Manevi sıkıntılara da ortak olabilmektir. Başkalarının zor zamanlarında yanında olabilmektir. Aristo’ya göre cömertlik, birinin ihtiyacı olduğunda bencillik göstermeksizin ona verilen destek ve ümittir. Kısaca insan olmaktır. Peki biz bu değerleri ne zaman unuttuk. Ruhsal sıkıntılar , hastalıklar bu değerlerin unutulması ile ilgili olabilir mi? Herkes hoşgörü ve sevgi de cömert olabilse bu kadar sıkıntı ve keder olur mu? Aile danışmanlığı ve terapilerinde gördüğümüz çiftlerin birbirine hoşgörüsüzlüğü, sevgide cömert olmamaları, Bireysel seanslarımızda gördüğümüz; çocuklarımıza , çalıştığımız ekip arkadaşlarımıza ve ailemize ne kadar anlayış ve hoşgörü de eksik olduğumuz, ne kadar sevgimizi paylaşma konusunda isteksiz olduğumuzdur. Bu kritik konular karşısında sorular sorabilmek kişinin kendine, içine dönüp ayna tutmasına ve belki bu yönde bir adım atmasına yardımcı olabilir. Bu hayatta önemli manevi değerlere sahip olmak bir nevi kendinin terapisti ve koçu olmasının önünü açar. Çünkü ruhsal olarak iyilik halini kolayca oluşturabilir. Biraz sevgi ve hoşgörüde cömert olmamız ve yaşamımızın koçu ve terapisti olmamız niyetiyle..

Özlem AKTAŞ

Aile danışmanı, Psikoterapist, Hipnoterapist, Eğitmen

İstanbul ve Bursa Ofislerimizde hizmet vermekteyiz.

05335179512

İstanbul Ofis, 02242434314

Online eğitimler ve online seanslar hakkında bilgi almak için internet sitelerimizi ziyaret edebilirsiniz.

www.akademiplena.com

www.plenahuman.com

Suçluluk Duygusu ve Kendini Affetme

Mar 16, 2017   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

imagesBizim için önemli olan kuralları ihlal ettiğimizde, değerlerimize uygun yaşamadığımızda suçluluk hissi duyarız. Kendimizi yanlış bir şey yaptığımız için yargıladığımız zaman suçlu hissederiz. Suçluluk duygusunun üstesinden gelmek, yapılan şeyin sorumluluğunu üzerimizden atmak anlamına gelmez. Böyle hissetmenize sebep olan şey işe barışmanız ve her ne ise doğru olanda sorumluluk almanız gerektiği anlamına gelir. Bir danışanım hayatının bir döneminde değerleriyle uygun olmadığını düşündüğü şekilde davranmıştı. Bu davranışıyla kimseye zarar vermemiş olmasına rağmen, en büyük zararı kendisine vermekteydi. Kendisi dışındaki herkesi affedebilmişti ancak kendisini bir türlü affedemiyordu. Oysa kişinin kendini affetmesi kendine vereceği en önemli en mükemmel hediyedir.

Herkes hayatının bir döneminde hata yapmıştır. Ben hep doğru davrandım, hiç hata yapmadım, hiç yalan söylemedim diyen kişilere inanamayız. Önemli olan yapılan hatalardan ders almak, öğrenmemiz gerekenleri öğrenmek, telafi edilmesi gereken zararları telafi edebilmektir. Bazen yapılan hata o kadar hata değilmiş gibi gözükür ki, kişi hiç bir şey olmadan binlerce adım atabilir ve değerlerini ve kurallarını çiğnediğini fark etmeden felaketin kıyısına kadar yürüyebilir. O zaman bir adım bile kişiyi bu suçluluk hissiyle, depresyona, hatta intihara kadar sürükleyebilmektedir. Paulo Coelho’nun Işığın Savaşçısının El Kitabı, isimli kitabında aktardığı gibi:

‘Işığın savaşçısı, ışığı izlemenin en iyi yol olduğunu öğrenmiştir.

İhanet etmiş, yalan söylemiş, yolundan sapmış, karanlığa göz kırpmıştır. Ve sanki hiç bir şey olmamış gibi her şey yolunda gitmiştir. Sonra ansızın bir uçurum açılır, güvenlik içinde binlerce adım atmış olabilirsiniz, ancak fazladan atılan bir adım her şeyin sonu olabilir. İşte o zaman savaşçı kendisini felakete sürüklemeden önce durur.

Bu kararı aldığında şu dört yorumu duyar. ‘Sen hep yanlış yaparsın.’ ‘Değişmek için artık çok geç’ ‘İşe yaramazsın.’ ‘Bunu hak etmiyorsun.’

Başını kaldırıp göğe bakar. Bir ses ona şunu söyler.’Herkes hata yapabilir. Bağışlandın. Ama yürekten istemelisin bunu. Bu senin tercihin olmalı.’

Işığın gerçek savaşçısı bağışlanmayı kabul eder. ‘

Suçluluk duygusundan kurtulmak için şu beş adımı izleyebilirsiniz: davranışlarınızın ciddiyetini değerlendirmek, kişisel sorumluluğu tartmak, sessizliği bozmak (uygun kişiyle paylaşmak), yol açtığınız herhangi bir zararı onarmak ve kendinizi affetmek.

Affetmek gerçek bir hediyedir. Kendinize mükenneliğin hediyesini verin ve kendinizi affedin.

Sevgiyle,

İnci AKTAŞ

Hipnoterapist NLP Uzmanı Profesyonel Koç

Bursa

Duygusal Özgürleşme Tekniği (EFT), Neuro Linguistic Programming (NLP), Hipnoz ve Hipnoterapi hakkında detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

EFT, NLP, Hipnoz ve Hipnoterapi’nin Kullanım Alanları:

-Panik Atak

-Depresyon

-Öfke Kontrolü

-Hipnozla Zayıflama

-Hipnozla Sigarayı Bırakma

-Ansiyete/Endişe Bozukluğu

-Obsesif Bozukluk (Takıntılar)

-Tükenmişlik Sendromu

-Özgüveni Geliştirme

-Travma Sonrası Stres Bozukluğu

-Kaygı Bozukluğu

-Dikkat ve Konsantrasyon

-Fobiler/Korkular

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Her Şey Bizim İyiliğimiz İçin Olur

Kas 23, 2011   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

İlişkilerde başarısız sayılmazdı aslında. Ancak duygusal ilişkisi süresince kurup düşündüğü ayrılıkla ilgili büyük korkusu başına gelmişti. Ne de olsa insanların korktuğu başına gelir. Korku ve tereddüt en büyük dilektir hatta emirdir. Ayrılık her zaman kolay atlatılan bir durum değildir. Ancak ayrılığı bile ve beraberindeki sebep her neyse biz onu kendimize çekeriz. En çok düşündüğümüz şeyi kendimize çekeriz. Bahsettiğim kişi biz ona Ayşe diyelim, bu yıpratıcı ayrılık sonunda biten ilişkisini değerlendirip ondan ders almaya karar vermişti. Yaptığı hataları yapmayacaktı ancak fark etmediği bir şey vardı ki o da bir sınırlayıcı inanca takılıp kalmaktı. Bütün erkekler aldatır.

O esnada aynı zamanda ruh eşinin hayatına girmesini diliyordu. Kendisi bunu net bir şekilde ifade ettiğini ve artık aramasına gerek kalmadığını çünkü ruh eşinin kendisini bulacağını düşünüyordu. Strateji kısmen doğruydu. Çünkü, kendinize bir eş dilediğinizde aramamanız gerekir. Çünkü aramak bulamamaktır. O doğru zamanda doğru yerde bulacaktır sizi.

Aylar sonra karşısına gerçekten dilediği gibi birisi çıkmıştı. Ayşe ruh eşine rastladığını düşünüp duygusal bir ilişkiye başladı ancak unuttuğu bir şey vardı. Sınırlayıcı inancı ‘Bütün erkekler aldatır.’ dı. Bu net dilek, yüreğiyle inandığı hayatının aşkını bulacağı dileğinin önüne geçmişti. Korku ve tereddüt en net dilektir. Ve Ayşe bir süre sonra öğrendi ki, erkek arkadaşının kendisinden başka yürüttüğü bir ilişkisi daha vardı.

İşte dilek dilerken yaşadığımız en büyük ikilem budur. Bir şeyi isteriz ama aslında gerçekten ne istediğimizi, yüreğimizde neye inandığımızı bilmeyiz. Oysa ki bir şeyi doğru istersek olur. Çünkü dilekler gerçekleşir hem de tam istediğiniz gibi. Ayşe ruh eşini içten içe adeta iman ederek inandığı bütün erkekler aldatır inancını kırmadan dilemişti. Ama dileği beraberinde inancını da haklı çıkaracak şekilde bir bonusla gönderilmişti.

Bu nedenle dualarınıza dikkat edin, her an gerçekleşebilirler, ki gerçekleşecekler diyoruz. Kişi mutlu bir ilişki arzusundayken aynı zamanda içten içe böyle bir aşkın olmadığını düşünürse bu dileği tam da istediği gibi, ağır ağdalı dramlara sahne olan bir ilişki ile gerçeğe dönüşür.

Peki Ayşe’ye ne mi oldu? O bu olaydan sonra içten içe iman ettiği inancını inanılmaz acılara bağlayarak değiştirdi ve yerine mutlu bir ilişkinin her zaman mümkün olacağı inancını yerleştirdi. Daha sonra mutlu ve sonsuza kadar sürecek birlikteliğini diledi ve hayalini kurdu. Buna bütün kalbiyle inandı ve mutlu oldu. Şuan o birlikteliği yaşıyor ve çok mutlu. Kendisine sorlduğunda o yaşadığı iki deneyim olmasaydı şuan ki eşini bulamayacağını söylüyor.

Yani her şey bizim iyiliğimiz için olur. Bu nedenle siz geçmişi bırakın, her ne yaşadıysanız fark etmez. Öğrendikleriniz için şükredin ve onlarla yolunuza devam edin. Ve dileyin. Mutlu olun. Mutluluk masalsı bir enerji yayar ve bütün dilekleriniz gerçek olur.

Sevgiyle kalın…

İnci AKTAŞ

(0224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler