Browsing articles tagged with " evlilik danışmanı"

Aile terapisinde ilişki sorunları- Özlem Aktaş

İlişki sorunlarında danışanların iç konuşmaları , birbirleri ile iletişimleri gözden geçirilerek sağlıklı bir iletişim şekli belirlemek amaçlanır. Genellikle çiftler nasıl iletişim kuracakları konusunda emin olamazlar . Geçmişten ailede belirledikleri kalıpları sürdürürler. Oysaki aile ve evlilik geçmişin yazgısının sürdürüldüğü bir yer olmaktan çıkıp iki yetişkinin sağlıkla ve mutlulukla sürdürdüğü bir yuva olabilmenin başarıldığı bir yer olmalıdır. Hangi rolleri evlilikte sürdürdüğümüzün belirlenmesi de önemlidir. Bazen ebeveyn rolü, çocuk rolü , yetişkin rolümüzün üstüne çıkar, Bu durum ilişkilerin sağlığını bozar. Bu rollerin farkına varıp, iki yetişkin olarak ilişkiyi sürdürmek önemlidir. Bununla beraber ilişkilerde kişinin kendi öz değer ve kendine duyduğu özmerhamet duyguları ile de çalışılır. Gerçek şifa kişinin kendine vereceği özmerhamette gizlidir . Bu sebeple kişinin güçlü kaynaklarını harekete geçirme , içerde gizli kaynakları fark ettirme ve bu güçlü yönlerin çözüm süreçlerinde harekete geçirilmesi kişinin terapiden maksimum fayda almasını sağlar. Odak çözümdür, öz kaynaklara ulaşmaktır. Geçmişten ders alıp, geleceğe umutla bakabilmektir. Hayatta ve ilişki tarzında işe yaramayanları fark edip , yeni bir kapı açacak kilidi bulabilmek esastır. Aile danışmanlığı ve aile terapisi danışanlara bu yeni olasılıkları ve yolları bulduran ve yeni bir kapı açtıran anahtar gibidir.

Özlem Aktaş

Aile Danışmanı, Terapisti, Psikoterapist

Bursa ve İstanbul ofislerimizde Aile terapisi, Psikoterapi ve Bireysel Danışmanlık hizmetleri verilmektedir.

Bursa iletişim 02242434314

İstanbul İletişim 05335179512

Evlilik Ve Parasal Durum ‘Dar boğaz ‘ ve ‘Bolluk’ – İnci Aktaş

Haz 27, 2014   //   by inciaktas   //   Makaleler  //  No Comments

Bireyin gelişim evrelerini anlattığım yazılarıma bugün de evlilikte parasal durum ile devam etmek istiyorum.  Milton Ericson’un tanımladığı gelişim evrelerinde bu evre geniş bir yer tutar.

Evliliklerde her şey her zaman istendiği gibi gitmeyebilir. Hayal edilen pembe panjurlu evler satın alınamayabilindiği gibi, eşler maddi açıdan dar boğaza da girebilirler.

Bu evrede maddi açıdan dar boğazda olan çiftler, birbirlerinin mükemmel olması gerekmediğine dair bir tutum geliştirmelidirler. Asla içinde bulunduğunuz durum için birbirinizi suçlamayın. Bu işlerin daha fazla ters gitmesine sebep olur. Birbirinizi destekleyin. Elinizde olanları değerlendirmek ve fırsata çevirmek için çaba harcayın.

Bu durumda çiftler istedikleri takdirde bir evlilik danışmanı, yaşam koçu ya da psikolojik danışmandan yardım alabilirler. Ayrıca bu durum sayesinde maddi veya duygusal geçici tersliklerin, kişisel başarısızlık göstergesi olmadığını anlayabilirler.

Herkes zor zamanlardan geçer.  Eşler bu zor zamanların onları daha iyiye taşıyacak basamaklar olduğunu bilmelidir. Karşılarına çıkan engelleri düşman olarak görmek yerine dost ve yardımcı olarak görün.  Böyle zamanlarda canlı tutulması gereken en önemli şey umuttur. Eğer biraz sabredebilirseniz ileride mutlaka ışıltılı bir şeyler belirecektir. Bu durumda tek yapmanız gereken şey çözüm odaklı olup beklemektir.

Eşler çözüm bulma konusnda azimli olmalıdır. Karşılaşılabilecek zor zamanlarda gururu elden bırakıp dışarıdan yardım isteyebilirler ya da farklı işler öğrenebilirler. Terzilik gibi. Zor zamanlar için özellikle önemli olan ikinci şey gururu elden bırakmaktır. Çiftler karşılaştıklarını düşündükleri haksızlıklara, azimle karşı durabilmelidirler.

Zor zamanlarda umudu canlı tutun, birbirinizi destekleyin, gururu elden bırakın ve çözüm odaklı olun. ‘Bunu nasıl çözebiliriz?’ gibi doğru soruları sorun. İçinde bulunduğunuz durumu yazın. Olası çözümleri listeleyin. İçlerinden birini seçin ve ilk adım için karar verin.

Yarın çocukların evden ayrılması konulu yazımla devam edeceğim. Şimdilik sevgiyle kalın.

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Nlp Uzmanı & Eğiten & Yazar & Psiklojik Danışman

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Çok Önemli Bir Karar Çocuk Sahibi Olmak – İnci Aktaş

Nis 2, 2014   //   by admin   //   Çok Önemli Bir Karar Çocuk Sahibi Olmak, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Büyük bir şirketin pazarlama müdürü olan bir adam vardı. Günde 16 saat çalışıyor ve sürekli dünyanın her yerine iş seyahatlerine gidiyordu. Karısı onu bu yüzden terkettiğinde ülsere yakalandı. Bir süre sonra da kalp krizi geçirdi. Doktoru artık dağcılık yapamayacağını söylediğinde çok üzüldü, zira bu onun tek zevkiydi. Yine de çalışmaya devam etti. Genel müdür yardımcılığına terfi ettiği gün 17 yaşındaki oğlunun kansere yakalandığını öğrendi. Ama hırslıydı. Amacı genel müdür olmaktı. Artık bazen 18 saat çalışıyor ve oğlunu ancak haftada bir ziyaret edebiliyordu. Genel müdür olduktan 1 hafta sonra oğlu vefat etti. Cenazeden sonra işe döndüğünde sekreterine şöyle dedi; “Biliyor musun, hayatta en çok istediğim şey bir oğlum olmasıydı ve en çok değer verdiğim şey de oydu.” Ama gerçekten öyle miydi? Bir çocuk sahibi olduğumuzda çocukla birlikte bir annenin ve bir babanın doğduğunu bilmiyor muydu?

Bireylerin gelişim evrelerini Ericksoncu yaklaşımla aktardığım yazılarıma bugün çocuk sahibi olma evresiyle devam ediyorum.

Öncelikle potansiyel ebeveynler üçüncü bir kişiyi aralarına alma ve onu büyütme isteklerini ailelerinin baskısından ayırmalıdır. Özellikle “ben anne ya da baba olduğumda, daha kendim çocuktum,” diyecek çok genç yaşta çocuk sahibi olmak isteyen bireylerin, bunun iyice ayrımına varabilmesi gerekir.

Üvey çocuklara sahip olmak ise ebeveynlere çocukların muhtemel kırgınlıklarını bertaraf etmek gibi daha farklı sorumluluklar yükleyebilir. Ayrıca eşler sevgilerini genişletebilmeli, sadece biyolojik olanak onlara ait olan bir çocuğu sevme gibi narşist bir tutum içine girmemelidirler.

Ailenin kendi çocuğu olsa da olmasa da, çocuklar eve girdiği andan itibaren anne babanın şahsi zevk ve isteklerini erteleyebilmesi ihtiyacını yaratır. Buna hazır mısınız? Sırf iki küçük çocuğunuz var diye, onlar en az 3 yaşına gelene kadar tüm zevklerinizi bir kenara bırakabilir misiniz? Cevabınız “evet” olmadan bu karara varmamanızı öneririm.

Eşler çocuğa bakabilmeli, yönlendirebilmeli ve baskın ama arkadaşça bir tavırla onları idare edebilmelidirler. Kurallar olmalı ve çocuğu bu kurallara uyma sorumluluğu verilmelidir. Bir kez sorumluluk verildiğinde ise sorumluluğu yerine getireceğine güvenmelisiniz.

Bağlılık gösteren davranışlar kadar sözlü ve sözsüz sevgi ifadeleri kullanılmalıdır. Ebeveynler, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için almaları gereken sorumluluklara dayanabilmeli, çocuğun sözsüz davranışlarıyla ilgili hemen hüküm vermekten kaçınmalıdırlar.

Ayrıca eşler çocuklarının istekleriyle, kendilerinin giderilmemiş ihtiyaçlarının getirdiği istekleri birbirinden ayırmalıdır. Kendisi doktor olamadı diye, bunun için çocuğunu zorlamamalıdır.

Çocuğu yetiştirme evresine yarınki yanımda değineceğim, şimdilik sevgiyle kalın.

 

İnci Aktaş

Evlilik Danışmanı, NLP Uzmanı & Profesyonel Yaşam Koçu, Eğitmen

(224)2434314

Mutlu Evlilik ve Sevgi – İnci Aktaş

Mar 31, 2014   //   by admin   //   İlişkiler, Makaleler, Mutlu Evlilik ve Sevgi  //  No Comments

 

Bir gün bir kadın, bir din adamına gider ve ona şöyle der; “Ben kocamdan ayrılmak istiyorum, onu hiç sevmiyorum, ama öyle bir terk etmek istiyorum ki bunu hiç unutmasın.” Din adamı dinler ve cevap verir: “Çok iyi, öyleyse bugün eve git ve kocana onu ne kadar sevdiğini söyle, onun sevdiğini bildiği her şeyi yap. Her sabah, her öğlen, her akşam günün her saati ona sevildiğini hissettir ve o bundan en mutlu olduğu anda ondan ayrılmak istediğini söyle. Bu, onu çok yaralayacaktır.” Kadın bu fikre bayılır. Her gün her dakika kocasına onu sevdiğini hissettirir ve bir süre sonra bakar ki, kocasını çok seviyor, kocası da kendisi de çok mutludur. Din adamına gider ve artık kocasını sevdiğini ayrılmak istemediğini söyler . Sevmek bir eylemdir. Sevgi de bu eylem sonucu oluşan bir duygu…

Bugünkü yazımda yetişkin bireyin evliliğe adım atma evrelerinden bahsedeceğim.

Evliliğe adım atma evresinde, kişinin önceki evrelerde kazandığı becerileri ilişkisine yansıtabilmesi gerekir, ancak bunu yaptıktan sonra evliliğe karar vermelidir. Bekar kalmayı tercih etmekte aynı şekilde bir “karar”dır. Bu karar uygun da olabilir, bu anlamda ortaya konan kararları gayri resmi bir evliliğe (eşcinsellik, evlenmeden beraber yaşama gibi) de işaret edebilir. Günümüzde bu vakalarla birlikte, boşanıp tekrar evlenme vakaları da sıkça görülmektedir. Fakat böyle bir durumda daha önce yapılan hatalardan arınmak ve ders almak özellikle gereklidir. Bu yalnızca 2. evliliklerde değil, ilk evliliklerde de görülür. Kişi eski “acılı” ilişkisinin travmatik izlerinden arınmadan özgüvenini kazanmadan, hatalarının farkına varmadan yeni bir ilişkiye sonra da evliliğe gider. Ne yazıkki bu hatalar, sonraki evlilikte de kendini tekrarlar.

Evliliğe adım atma aşamasında eşler kendi ailelerinden (anne-baba ve kardeşlerin oluşturduğu) sağlıklı bir şekilde ayrılmalı; kendi aileleriyle ve birbirlerinin ailesiyle yeni etkileşim şekilleri kurmalıdırlar.

Ailelerden sağlıklı kopamamak mutlu bir evliliğin önünde duran en önemli engellerden biridir. Bu aşamada seçimler, eşlerin ailelerinden gelen baskılar bertaraf edilerek, çok fazla seçeneğin arasından her bireyin değerini ifade etmesiyle yapılmalı.

Eşler, evlilik içinde birbirine bakabilmeli, biri diğerinden “ilgi isteyebilmeli” veya diğerine ilgi gösterebilmelidir. Ayrıca eşler problemlerini bağımsız ve birlikte çözebilmeli, birbiriyle oynamalı, eğlenmeli, beraber hareket edebilmeli ve birbirlerinin davranışlarını eğitmek için eğlenmeyi bırakabilmeli, suç ve sebep arasındaki farkı görebilmelidirler. Problemlerin ciddiyetini gerçekçi olarak değerlendirilebilmeli, problemleri aciliyetine göre çözebilmelidirler.

Her şeyin ötesinde evlilikte duygusal açıklık olmalı, eşler duygularını içine atmamalı, sorun çıktığı anda konuşulmalı ve özür dilenmiş ya da çözümlenmiş bir konu tekrar tekrar gündeme getirilmemelidir.

Eşler birbirlerine sözler vererek iletişimlerini daha iyi hale getirebilirler. Başkaları içinde tartışmamaya, birbirlerine sıfatlar takmamaya ve sevgilerini ifade etmeye söz verebilirler. Ne de olsa güven eylemle kazanılır.

Bir dahaki yazımda çocuk sahibi olmayla devam edeceğim.

Şimdilik sevgiyle kalın.

İnci AKTAŞ – Evlilik Danışmanı, Koç, NLP Uzmanı

(224)2434314

Ara

Kategoriler