Browsing articles tagged with " kilo kontrolü"

Kilo Vermek İçin Duygusal Açlığa Son Verin..-İnci Aktaş

Şub 5, 2015   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

‘Kendime hakim olamıyorum.’ ‘Stresten yiyorum’. ‘Depresyondayım.’ ‘Benimki duygusal açlık.’

Her gün kaç kişiden duyuyorsunuz bu cümleleri? Çoğumuz yeme probleminin midesiyle ilgili
olmadığını anlamış durumda. Artık duygularımız konuşuluyor. Içimizdeki sevgi, ilgi açlığı ya da
duygusal yüklerimiz belki de depresyonumuz, hayatımızdaki stres..yaşadığımız her neyse bir
şekilde çok yemekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Öncelikle şunu bilmeliyiz. Tüm duygular iyidir. Tüm o sıkıntılı duygularının bir nedeni vardır.
Duygularımız bize bir şeyler anlatmaya çalışırlar böylece kendimize yardım edebiliriz. Duygularımız
arabanın gösterge tablosundaki işaret ve ışıklara benzerler. Arabadaki bu gösterge ve ışıkların
orada bulunmalarının bir nedeni vardır. Arabanın düzgün çalışması için neler yapmamız gerektiğini
bize gösterirler, böylece uzun süre güvenilir bir şekilde aracımız çalışır.

Aynı geçerlilik sizin ve bedeniniz içinde söz konusudur. Duygular kendinize en iyi nasıl
bakabileceğinizi size söylemeye çalışırlar.

Eğer bir arabaya da bedeninize bakar gibi bakarsanız arabanız bir süre sonra teklemeye
başlayacaktır. Aynen şimdi sizin içinde bulunduğunuz tekleme gibi.

Arabanızın yağ lambası yanıyorsa benzin koymaya kalkmazsınız, hele daha benzin deposu dolu
gözüküyorsa. Oysa bedenimize yaptığımız tam olarak budur.

Bugüne kadar hissettiğimiz tüm duygular; sıkıntı, ümitsizlik, endişe, depresyon ya da benzeri kötü
duygular bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Oysa biz onları anlamaya çalışmadık belki de
anlayamadık. Onları yemek yiyerek doyurmaya ya da susturmaya çalıştık.
Eğer bugüne kadar duygularınızı yemeklerle doyurmaya kalktıysanız, bunun işe yaramadığını
görmüşsünüzdür. Anlık zevkleriniz asla sorunu çözmedi. Üstünü örttüğünüz her an bir sonraki
öğünde daha çok yediniz. Belki de kendinizden intikam alırcasına.
Arabanın yağ göstergesi yanmaya devam ettiği zaman, sürücü arabanın yağ durumunu kontrol
etmesi gerektiğini bilir. Eğer ısı lambası yanarsa, sürücünün radyatördeki su miktarını kontrol
etmesi gerekir. Sileceklerin su lambası yandığı zaman, sürücü daha fazla su koymak gerektiğini
bilir. Bu ışıklar yararlıdır. Dikkat gerektirirler. Bu durumlarda arabaya daha fazla benzin koymanın
hiçbir yararı olmaz.

Endişe, korku, kızgınlık veya depresyon. Hepsi size bir şey anlatmaya çalışıyor. Bu anlamda
hayatınızdaki en büyük sıçrama yardım almak olacaktır. Yardım alın. Yardım aldığınız kişi bir
yaşam koçu olabilir, bir psikolojik danışman olabilir ya da bir kişisel gelişim eğitimine katılabilirsiniz.
Asıl mesele; kilo vermek, kilo kontrolü ya da kilonuzu korumak değildir, zayıflamak değildir. Asıl
mesele duygularınızı yönetmektir, altında yatan nedenleri çözebilmektir. O zaman yemek yemek
sizin için sadece bir ihtiyaç olacaktır.
Sevgiyle…
İnci AKTAŞ
Profesyonel Yaşam Koçu & NLP Uzmanı

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kilo Vermek: Bütün Mesele Bu Mu? Yaşam Koçu – İnci AKTAŞ

Ara 13, 2011   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  1 Comment

Yaşam Koçunuzdan günün sorusu: Fazla kilolu olmak veya olmamak işte bütün mesele bu mu?

Kilo vermek; Hatta bu kilo sorunu hayatınızın merkezi haline mi geldi? Ne yerseniz yiyin sonunda pişman olmaya mı başladınız. Evet sıkı durun, eğer bu olmaya başladıysa eğer henüz kilo almadıysanız bile almaya başlayacaksınız demektir. Çünkü zihninizi kilo almaya programlıyorsunuz. Oysa bilinçaltı doğuştan mükemmel sağlığa programlıdır. Tüm hastalıklar ve kilo problemi bilinçaltıyla bilinçli zihnin irtibatını kaybetmesinden ortaya çıkar.

Bir alışkanlığın başlangıcı görünmez bir iplik gibidir, ama o hareketi her tekrarlayışımızda o ipi sağlamlaştırırız, ona bir elyaf daha ekleriz, sonunda kapkalın bir kablo olur, düşünce ve hareketlerimizi geri dönülmez biçimde bağlar.

-Orison Swett Marden

Kilo verme konusunda kişilere ne istediğini sorduğumuzda genelde çok uzun dakikalar boyunca neleri istemediklerini anlatmaya başlarlar. ‘Artık kilolu olmak istemiyorum, şişman gözükmek istemiyorum, aynada kendimi böyle görmek istemiyorum, eşimin beni şişman bulmasını istemiyorum, kötü görünmek istemiyorum…’ Ama unuttukları bir şey vardır. Biz hayatta neye odaklanırsak onu elde ediyoruz. Eğer hep istemediğimiz şeylere odaklanırsak onlar sıklaşmaya başlar. Değişiklik yapmanın ilk adımı belli bir şeye karar vermektir ki, ona doğru ilerleyebilesiniz. Yani artık olmak istediğiniz kiloda olmayı istemeyin. Olmayı seçin. Ne istediğiniz konusunda yeterince net olabilirseniz elinizde onu gerçekleştirebilecek daha büyük güçler bulunur. Bilinçaltı muğlak ifadeleri kabul etmez ve tepki vermez. Aynada güzel görünmek istiyorum ya da elbiselerime sığmak istiyorum gibi muğlak ifadeler yerine daha net ifadeler kullanmak yararımıza olacaktır. Örneğin;60 kilo olmayı seçiyorum. İşte bu yeni kararınız olabilir !

Bir de olmak istediğiniz şeyi neyin engellediğini bulmanız gerekiyor. Engel ise her zaman için değişmeye bağladığınız acının şimdiki durumdaki acınızdan daha ağır basmasıdır. Kafanızda belirsizlik vardır. Ya değişirsem ve o pastayı ya da kebabı yemezsem de yine de kilo veremezsem. O değişikliği şimdi yaratmanın tek yolu onu acil hale getirmektir. Yeter artık dediğiniz o an değişime başladığınız an olacaktır. Belki artık minik bebeğinizi kucağınıza almak bile sizi yoruyordur, merdiven çıkarken kalbiniz sıkışıyordur, en sevdiğiniz giysilere giremiyorsunuzdur vs. Artık yeter demenin zamanı gelmiştir. Halinden memnun olmak durağanlığı getirmez mi? Halinizden memnun musunuz? Memnunsanız harika, değilseniz değişme vaktiniz gelmiş demektir…

Kilo verme kararını geçici zevklere değil uzun vadeli zevklere göre vermeliyiz. Bana söyler misiniz, hangi yiyecek zayıf olmaktan, giydiğimizin yakışması ve özgüvenimizin verdiği zevkten daha fazla zevk verebilir insana?

Koca bir dilim pastayı mideye indirme kararını genelde onu yemenin on dakikalık zevkine bağlayarak alırız. Ancak kararımızı onu yememenin ömür boyu vereceği zevke istinaden verirsek, onu elimizle itmekten bile kısa vadeli zevki zaten hissederiz.

Ancak ne yazık ki biz insanoğlu kararlarımızı acıdan kaçınmaya göre alıyoruz. Herkes karşımızda bir buçuk porsiyon İskender kebabı yerken bizim yalnızca üzüm şırası içmemize engel olan, kebabı yeme kararını verdiren, yemediğimiz takdirde o gün ve o an çekeceğimiz acıdır. Yemenin zevki değil aslında. Yine de ben sonunda zevk getirecek acılara dayanılabileceğini düşünenlerdenim. Bilinçaltının duygusal açlığı bilinçli olarak yeme kararını vermemize neden olmaktadır. Çünkü biz kararlarımızı duygularımızla alır bilincimizle destekleriz.

Çok yeme alışkanlığı ise midenin açlığından değil tamamen duygusal açlıktan kaynaklanmaktadır. Hepimizin midesi yumruğumuz kadardır ve o kadar yiyecekle doyarız. Daha fazlasını yediğimizde sırf keyif için yeriz. Öyleyse neden diyet yaparak kendimizi sevdiğimiz yiyeceklerden mahrum bırakalım. Çözüm sadece olmak istediğiniz kişi olmayı seçmekte. Kilo sorunu olmayan insanlara bir bakın. İstediklerini istedikleri zaman yerler ama zayıf kalmayı başarırlar. Bunun tek nedeni bilinçaltı programlarıdır. Birincisi ne yerlerse yesinler kilo almadıkları gibi bir inanca sahiptirler, ikincisi ise yarın olağanüstü hal ilan edilecekmiş gibi depo yaparcasına her öğünde çılgınca yemek yerine canlarının çektiğini canlarının çektiği kadar ve canlarının çektiği vakitte yerler. Başarının anahtarlarından biri modellemeyse eğer, ideal kilosundaki insanları modellemeyi deneyin. Biri yapabiliyorsa siz de yapabilirsiniz…

Biraz da egzersizden bahsetmek istiyorum;

Çoğu kişinin formda olmakla sağlığın arasındaki farkı kavrayamaması, ibadet yaparcasına düzenli egzersiz yapmasına rağmen göbeklerindeki o üç beş kilo fazlalığı atamamalarına yol açmaktadır. Sağlıkla formda olma arasındaki en büyük fark, aerobik ile anaerobik egzersiz arasındaki farkı anlamakta düğümlenir. Aerobik oksijenli demektir. Uzun süre sürdürülebilen ılımlı egzersizlerle ilgilidir. Uygun beslenme ve egzersizle bu sistem harekete geçtiğinde yağ yakmaya başlar. Bununla birlikte anaerobik oksijensiz demektir. Kısa süreli güç patlamaları yaşatan egzersizleri anlatmaktadır. Yakıt olarak glikojen yakar ve bu arada vücudun yağ depolamasına yol açar.  Bazı insanlar daha doğarken yüksek aerobik bir sistemle doğarlar. İşte bunlar yeyip yeyip de kilo almayanlara örnektir. Egzersizin yoğunluk düzeyi aerobik sisteminizi mi yoksa anaerobik sisteminizi mi kullandığınızın bir göstergesidir. Yürüyüş, koşu, bisiklet, yüzme, dans vb iki yararı da verebilir. Düşük kalp atışları bu egzersizleri aerobik yapar yüksek kalp atışları ise anaerobik yapar. Genellik tenis, basketbol vb sporlar anaerobiktir. Oysa bütün egzersiz programlar aerobik temel oluşturmayla başlamayı gerektirir. Anaerobik yaşam bize: halsizlik, dalgınlık, bedbinlik, sıkıntı ve depresyonu beraberinde getirir. Çünkü vücuttaki şeker enerji sağlamak için yetmediğinde, kan şekerine yönelinir ve kan şekerinin üçte ikisi sinir sistemimiz kullanmak zorunda olduğuna göre bu açık baş ağrıları ve dalgınlık başlatır. Çünkü metabolizmaları şeker yakmak üzere eğitilmiştir yağ yakmaya değil. Hiç fark ettiniz mi neden spordan sonra şekerli bir şeyler yeme içme ihtiyacı hissediyorsunuz? Bu anaerobik egzersiz yaptığınızı gösterir. Vücudunuzu aerobik olarak eğitmek istiyorsanız 2-6 ay arasında aerobik egzersizler yapmalı kesinlikle anaerobik egzersiz yapmamalısınız. Eğer belinizdeki o inatçı yağ tabakasından kurtulmak istiyorsanız, vücudunuzu yağ yakmaya eğitmelisiniz, şeker yakmaya değil…

Bazı kimseler de diyet yaparlar ve hayatlarından yağı çıkarırlar, bu şekilde vücutlarını acil duruma sokarlar, o zaman vücut daha fazla yağ toplamayı öğrenir. Bunun üzerine bir de kendilerini aç bırakırlar. Sonunda eski yeme alışkanlıklarına döndüklerinde, eskiden yedikleri kadar bile yeseler, vücutları daha çok yağ toplamaya başlar çünkü mahrum bırakılmıştır. Kaybettiklerinden daha çok kiloyu hemen alırlar.

Egzersiz yaparken konuşabiliyorsanız aerobik, soluk soluğa yapıyorsanız anaerobiktir. Aerobik egzersize başlamadan önce 15 dk ısınma hareketi yapmalısınız. Aerobik egzersiz alanınızın içinde en az 20 dk, ideal olarak otuz ya da kırk beş dk. çalışmanız gerekmektedir. Soğumak için de on, on beş dakika ayırmalısınız.

Eğer bu işin zaman alacağını düşünüyorsanız zamanınızı iyi kullanmaya yönelik başka yöntemler düşünebilirsiniz.  Örneğin, ısınma süresinde cd dinleyebilir, okuyabilirsiniz.  Ya da edilmesi gereken telefonlarınızı edebilirsiniz. Ya da haberleri dinleyebilirsiniz.

Bir egzersizi on iki ay boyunca sürdürürseniz bir bağımlılık oluşurmuş. Hayat kalitemizi yükseltecek fiziksel canlılığa hepimizin ihtiyacı vardır.

“İnsan vücudu, insan ruhunun en güzel resmidir.”

Ludwig Wittgenstein

Sağlıklı beslenme, egzersiz alışkanlığı kazandırma ve kilo kontrolü bilinçaltının doğru programlanmasıyla sağlanabilir. Bilinçaltınız ana rahmine düştüğünüz anda kusursuz bir yazılımdı. Ta ki kötü yazılımlar (virüsler) bilinçaltınıza girip programını çökertene kadar. Eğer sağlıklı beslenmediğinizi, kilo almaya başladığınızı ya da fazla kilolarınız olduğunu düşünüyorsanız. Şuanda sistem yanlış çalışıyor. Tekrar programlamanın zamanı gelmedi mi?

Sağlıklı yaşam koçunuz olarak temennim; Sağlıklı ve ideal kilonuzda yaşamanızdır..

Sevgiyle kalın,

İnci AKTAŞ-Yaşam Koçu NLP Uzmanı

(0224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sağlıklı Yaşam Koçluğu

May 2, 2011   //   by admin   //   Sağlıklı Yaşam Koçluğu  //  No Comments

Bireylerin sağlığını ve kilosunu koruması,zihnini ve vücudunu yenilemesi, sağlıklı yaşaması için kurulmuş bir sistemdir. Bilinçaltı şartlanması ve hipnoz yoluyla sağlıklı yaşam ve kilo kontrolü mümkündür.

Bunun yanında NLP, yani zihinsel programlama nedeni psikolojik olan tüm rahatsızlıkların tedavisinde kullanılabilir. Alerji tedavisi, hiperaktivite tedavisi, sigarayı bıraktırma da aynı program içinde söz konusu olmaktadır.

Sağlıkla formda olmak arasında fark vardır. Çok formda ve kaslı bir vücuda sahip olabilirsiniz ancak önemli olan sağlıklı ve formda olabilmektir.

Kilo Kontrolü

Kilo kontrolü zihinde başlar. Zihnimizi eğitemediysek hiç bir diyet fayda vermez. Zihinsel şartlandırma ve hipnoz yoluyla kilo kontrolü için sağlıklı yaşam koçunuza başvurunuz.

Detaylı bilgi için bkz. Hipnozla Zayıflama, Hipnozla Sigarayı Bırakma

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Bize Ulaşın

Tel: (224) 243 43 14

İnci AKTAŞ (533) 547 52 41

Özlem AKTAŞ (533) 517 95 12

Ara

Kategoriler