Bunu Mu Demek İstediniz?

Kas 22, 2011   //   by inciaktas   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim  //  2 Comments

BUNU MU DEMEK İSTEDİNİZ?

Ne kadar çok şey bilirsen bil, anlatabildiğin, karşıdakinin anlayabildiği kadardır.

Hz. Mevlana

Şöyle bir düşündüğümüzde bir gün içinde dahi ne kadar çok iletişim kazası yaşıyoruz değil mi? İşin kötüsü bu kazalar öyle büyük çapta oluyor ki yüreğimizden midemize doğru ince bir sızı halinde yayılıyor ve en sonunda tarifi mümkün olmayan kalp kırıklıklarına yol açıyor. Bazen ne söylediğimizi bilmediğimiz gibi bazen de ne söylediğimizi çok iyi bilip karşımızdakinin de bizim anlatmak istediğimizi tam anlamıyla anlamasını bekliyoruz. Anlamadığında ise karşıdakini suçluyor, beklentilerimiz karşılanmadığı için karşımızdakini düşman görüyor, ona kırılıyor, inciniyor hatta ilişkimizi zedeliyoruz. Bununla birlikte karşı tarafta bize öyle şeyler söylüyor ve tam anlamıyla anlatmak istediğini anlamamızı bekliyor ki olay iletişim durumu karmaşık haline dönüşüyor. Çünkü Mevlana’nın da dediği gibi anlatabildiğin karşıdakinin anlayabildiği kadardır.

İletişim kazalarının çoğu karşımızdakinin bizim söylediklerimizi tam anlatmak istediğimiz gibi anladığından emin olmamızdan kaynaklanır. O kadar eminiz ki karşı tarafa söylenilenler karşısında beklenilen cevabı vermediğinde ya da beklenilen davranışta bulunmadığında ise inciniriz ve belki de bu kaçınılmaz bir kavgaya dönüşür. Oysa herkesin bir kelimeden ne anladığı geçmiş deneyimlerine bağlıdır. Ve eğer biz yeterince açık olmaz ve karşımızdakinden de yeterince açık olmasını istemezsek sarf edilen her cümleyi o öyle demek istemese bile kendi deneyimlerimize göre yorumlarız. Örneğin, ‘rahat’ kelimesi size ne ifade ediyor? Benim için ‘iç huzuru’ ifade ediyor ama karşımdaki için plajda palmiyeler altında güneşlenmeyi ifade edebilir. Ve ben ‘Rahat mısın?’ diye sorduğumda ‘Hayır değilim.’ derse sizce kırılmalı mıyım? Oysa ben, “Benim yanımda huzurlu musun?” diye sormak istemiştim o ise palmiyeler altında olmadığı için, “Hayır!” dedi… Ne dersiniz, sık sık iletişim kazası yaşayıp birbirimizi bu şekilde kırmıyor muyuz?

Böyle durumlarda en iyi yöntem ‘Bunu mu demek istedin? ’ veya  ‘Ne demek istediğini biraz açabilir misin?’ sorusunu sormaktır. Çoğunlukla eşimizle kavga eder ve arkadaşlarımıza ‘Bana bunu dedi.’ diye dert yanarız hatta arkadaşımız bizi uyardığında o kadar eminizdir ki ‘Hayır kesin böyle demek istedi eminim.’ deriz. Oysa belki de bambaşka bir şey demek istemiştir.

Anlatılmak istenen bir şeyde kelimelerin fonksiyonu %7 iken beden dili %55 ses tonu ve söyleyiş biçimi %38’lik bir öneme sahiptir. Yani karşıdakinin ne söylediği değil nasıl ve hangi davranışla bunu söylediği daha önemlidir.

Bu durumda karşınızdakinin “size seviyorum” demesine de inanmamalısınız “sevmiyorum” demesine de… Bu sizi biraz paronoyak yapabilir. Sakın korkmayın davranışları ve söyleyiş biçimi elbette kendini ele verecektir.

Bundan böyle değer verdiğiniz biriyle sertleşmeye başlayan bir tartışmaya girdiğinizde bu tatsız sohbeti “Bunu yapmayalım.” diyerek sona erdirin. Karşınızdaki kişi kırıcı bir söz söylediğinde ya da sizin bunu yanlış anlamış olabileceğinizi varsaydığınızda ise “Bunu demek istemediğini biliyorum.” diyerek yolu kesin. Ve ne demek istediğini açmasını isteyin.

Doğru yerlerde ve doğru zamanlarda kullanmaya başlayarak olası kavgaları önleyeceğiniz, ‘Bunu mu demek istedin?’ sorusu, kavgaya dönüşmeyen bir sohbetle ‘Kendimi şanslı hissediyorum.’ cümlesine dönüşecektir.

Sevgiyle kalın…

İnci AKTAŞ

(0224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

2 Comments

  • Bana google diyo hep bunu mu demek istediniz diye sinirimi bozuyo ama :/

    • Google aradığın bilgiyi tam ve doğru bulmanı sağlamak ve zaman kaybını engellemek için soruyor değil mi? Net sonuçlara ulaşmak için…İnsanlar arasında iletişimde kelimelerin payı %7’yken google’ın sorduğu ‘bunu mu demek istediniz?’ sorusundan bile daha fazla bu soruyu sormalıyız bence..:)

Leave a comment

Ara

Kategoriler