Falcının Sırrı

Eki 25, 2011   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Üzerinde en çok düşündüğümüz şeyin başımıza geldiğinin farkında mısınız? Ama ne yazık ki genelde korkularımız üzerine düşündüğümüz ve odaklandığımız için ‘korktuğumuz başımıza gelir.’ Aslında istediklerimiz de başımıza gelir istemediklerimiz de.

“Sakınan göze çöp batar.” da ne kadar çok korkularımıza odaklanırsak o kadar başımıza geleceğini gösteren bir atasözüdür. Öyleyse artık odağımızı değiştirmenin zamanının geldiğini düşünmüyor musunuz?

Dualarınıza dikkat edin, her an gerçekleşebilirler, ki gerçekleşecekler. İnandığınız çaba sarf ettiğiniz ve güvenle beklediğiniz her şey gerçekleşir. Biz her şeyi düşüncelerimizle yapıyorsak neden dualarımızı da ona göre şekillendiremiyoruz?

Aslında süreç hep aynı işler. Tanrı dualarımızı kabul eder, ya da evren dileklerimize yanıt verir veya nörolojik şartlanma yoluyla elde ederiz isteklerimizi. Bir insan bir dua eder ya da bir niyet belirtir, yeni bir karar verir. Sonra bu duanın kabul edildiğine, niyetin duyulduğuna ve kararına uyacağına inanır. Çünkü bu karar onu sonuca götürecektir. Şüphe duymaz, olumsuz düşüncelere kapılmaz. Emindir. Bu isteği gerçekleşecektir. Mutludur, çünkü emindir. Tüm planlamalarını, çalışmalarını ve günlük yaşamını buna göre düzenler ve sanki istediğini şimdiden elde etmiş gibi mutlu olur. Ne de olsa beyin gerçekle hayal arasındaki farkı ayırt edemez. Ve bilin bakalım ne olur? Mucize…

Daha önce mucizeler, onu bekleyene gelir demiştim. Sonuçta korkularımızla, parayla, ilişkilerimizle, işimizle olan kavgalarımız sürdükçe mucize beklemediğimiz kesindir. Bize gelmeyeceği de…

Siz bir şeyi istediğiniz zaman yeryüzünde bir istek oluşur ve tüm evren bu isteğinizi gerçekleştirmek için işbirliği yapar. Ne de olsa Yüce Yaratıcı tüm dünya insanının dualarını duyuyor. Neticede şuanda çevrenizde gördüğünüz her şey yalnızca bir düşünceden ibaretti. Ve biri o düşünceyi hayal etti, daha hayal ederken mutlu oldu, zihninde ve kalbinde varmış gibi yaşadı, hayata geçirebileceğine inandı ve en büyük mucitler en büyük icatlarını bu şekilde yaptı.

Süreç basit. Duanızı edin, bir dilekte bulunun ya da ne istediğinize dair bir karar verin. Zihninizde bunu yaşıyormuş gibi canlandırın. Sıkılmadan her gün. Şüphe duymayın. Duanızın kabul edildiğinden şüpheniz olmasın. Nasıl olabilir ki? Dileğiniz kabul olacak, istediğiniz elde edeceksiniz. Sanki elde etmiş gibi mutlu olun. Lütfen olun. Yalandan da olsa mutlu olmanın kime zarı dokunur ki… Ve bekleyin en doğru zamanda isteğinizi elde edeceksiniz…

Anlatmayı sevdiğim bir hikaye var:

Bir gün bir genç kadına; ‘Kısmetin açık, ruh eşinle bu ayın sonuna kadar tanışacaksın.’ dedi falcı. Genç kadın bu falcının adını çok duymuştu. Gelecek hakkında yorumlar yapabiliyordu. Bu öngörü onu çok heyecanlandırmıştı. Sonunda duaları kabul olmuştu. Bir ay içinde hayalindeki ruh eşiyle tanışacaktı. Bütün bu ayı, bu mutluluk ve inanç duygusuyla geçirdi. Emindi, ne de olsa falcı çok ünlüydü. Hiç şüphe duymadı. Bilin bakalım ne oldu? O ayın sonunda ruh eşiyle tanıştı. Mutlu son…

Peki bu falcının sırrı neydi? Gerçekten geleceğini biliyor muydu, yoksa bilerek genç kadının geleceğini mi yazıyordu?

Cevap ne olursa olsun, süreç daima işe yarar, siz inanır ve sebat ederseniz. Kimsenin bize geleceğimizi söylemesine ihtiyacımız yok. Çünkü biz düşüncelerimizle kaderimizi yaratırız. Unutmayın herkes kendi falını kendi yazar…

Sevgiler…

İnci AKTAŞ

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Leave a comment

Ara

Kategoriler