Browsing articles tagged with " doğru iletişim"

Etkili İletişim-Çatışma Yönetimi Eğitimi

Şub 10, 2014   //   by admin   //   Eğitimler, İletişim Eğitimi  //  12 Comments

 

EĞİTİMİN AMACI

Ne söylersen söyle karşındakinin anlayabildiği kadardır.

Hz Mevlana

Nlp İle Etkili İletişim Eğitiminin amacı, anlamak, anlaşılmak ve kendini etkili ifade edebilmektir. Karşınızdakini hipnoz eden konuşmalar yapmak, yazışmalar gerçekleştirmek, beden dilini kullanarak uyumu sağlamak, iş ve özel yaşamınızda zirveye çıkmak için, iletişim eğitimi her bireyin  alması gereken bir eğitim ve kazanması gereken bir beceridir.

EĞİTİMİN İÇERİĞİ

İletişim Nedir?

Kişilerarası İletişim

Sıkça Karşılaşılan İletişim Problemleri

Etkili Konuşma

Konuşarak İkna, İkna Teknikleri

Uyum ve Bağ Kurma Becerileri

Etkili Dinleme

Etkili Yazma

İletişimde Kişilik Özelliklerini Anlamak

Meta Programlar (Kişilik Tipleri)

NLP Nedir?  Bilinçaltı işlevleri

NLP İletişimin İlkeleri

Temsil Sistemleri, Temsil Sistemleri Birleştirme, Hipnotik İletişim

Meta Model (Dildeki Silme, Genelleme Ve Çarpıtmalar)

Hipnotik Dil Kalıpları

Vücudunuzun konuştuğunu biliyor musunuz?

İş Hayatında Zirveye Çıkmanın Yolları

İletişim Çatışmalarının  Çözümü

Yeniden Çerçeveleme

Uygulamalar

Eğitimin Süresi: 10 saat

Tarih Seçenekleri: Hafta İçi/Hafta Sonu bir gün 2 şer saat şeklinde toplam 4 hafta sürmektedir.

Teklif almak için bize ulaşabilirsiniz.

Tel: (224)2434314

info@akademiplena.com

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Söz Ola Kese Savaşı, Söz Ola Kestire Başı – Hicran İpekbağlar

Ara 28, 2013   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Söz Ola Kestire Başı  //  1 Comment

Dildir insanı abâd eden,  dildir insanı berbad eden!

Sözüme çok sevdiğim değerli bir büyüğümün deyişiyle başlamak istedim.

Evet, insanoğlunun en temel iletişim aracıdır; “SÖZ”.

Asırlardır insanlar  sevgisini, aşkını, öfkesini, nefretini diliyle ya kusmuş, ateş püskürmüş ya da güller saçmış, gülistan olmuş.

Duygunun kaynağı olan kalb ve onun tercümanı konumundaki dil, sözün değerini belirler. Bu yüzden insanlık tarihinde sözün ayrı bir önemi vardır. Zihnimizle kalbimiz birleşir; düşünce, duygular doğar ve ancak dille ifade edilir. Sözümüz, “ÖZ” ümüz dendir.  Kendini bilmek, tanımak isteyen önce kullandığı dile baksın. Sözü, özüne “AYNA”dır.

Bir rivayete göre, Davud (a.s) Lokman Hekimden bir koyun keserek en  iyi  iki parçasını getirmesini ister.  Lokman Hekim ona kestiği koyunun dil ve yüreğini götürür. Aradan birkaç gün geçince Davud (a.s) yine Lokman Hekimden bir koyun keserek bu sefer en kötü yerini getirmesini ister. Lokman Hekim yine koyunun dili ve yüreğini götürür. Davud (a.s) bunun hikmetini sorunca, Lokman Hekim şöyle cevap verir: ” Bu ikisi iyi olursa bunlardan daha iyisi, kötü olursa da daha kötüsü  bulunmaz “der. Yani bu dünyadaki hayatımızı “Kalp yazar, dil okur.” Sözlerimiz ilim, irfanımızı ya da noksanımızı ortaya serer.  Bu yüzden ilim sahipleri söz söylemeyi bilmeyenlere sükûtu tavsiye eder. “Biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar.” Bu deyişler bizim medeniyetimizin incileridir. Güzel konuşmak, önce susup dinlemeyi bilmekten geçer. Yüce Allah dinlemenin faziletini, yaratılış mucizesinde ne güzel göstermiş, insana “iki kulak, bir ağız vermiş”.  Sözlerimiz ok gibidir, ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmez.

Kişi sözü söylemeden önce ona  hakimken, söyledikten sonra ona mahkum olur.  Söylenen sözün manası kadar,  yerinde söylenmesi de önemlidir. Yerinde söylenen söz ciddi etkiler yaratır. Bu anlamda sevgili Yunus Emre bakın ne demiş?

“Söz ola kese savaşı/ söz ola kestire başı.

Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede.

Önemli olan her sözü her yerde değil, anlayanların bulunduğu yerde söylemeyi bilmektir. Anlamayanlara söylenen sözün değeri düşer, ayaklarda pul olur. “Her sözün vakti, her nüktenin yeri vardır. Dilsizin dilinden ancak anası anlar.” Sözü  anlayabilmek içinse göz ve kulaktan çok, kalp ve gönül lazım. Kalpten çıkan söz, kalbe ulaşır, ağızdan çıkan söz ise kulak duvarına çarpar bir türlü aşamaz.  Sözü dinleyen de,  söyleyen kadar önemlidir.  Satıcının güzelliği, alıcıdan gelir. Kalpten gelen söz,  girecek bir gönül mutlaka bulur.  Eşrefoğlu Rumi şöyle der:

“Dil dudak debreşmeden, sözden anlayan gelsin!”

Anlayana beden dili,  yüz ifadesi,  göz,  kaş hareketi bile yeter. Bütün mesele sözü doğru söyleyecek ve söyleneni doğru anlayacak insan bulmakta.  Bu tüm insanlığın özlemidir.

Namık Kemal için şöyle bir hikâye anlatırlar. Rivayete göre Magosa’ da zindandayken yanına bir mahkum gelir.  Üstad şiirler yazar ve yazdıklarını zindan arkadaşına okurmuş. O da bu şiirleri ağlayarak dinlermiş. Namık Kemal de bu durumdan çok etkilenir,”Ne kadar duygulu ve hassas insan” dermiş. Hatta dışarıdaki arkadaşına şöyle bir mektup yazmış: “Zindandayım,  ama çok mutluyum. Çünkü burada beni anlayan birine rastladım. Ben söylüyorum o ağlıyor, o ağlıyor ben söylüyorum.” Namık Kemal bir gün zindan arkadaşına “Ben şiirlerimi okudukça, sen hep ağlıyorsun neler hissediyorsun bana anlatır mısın?” diye sorar. Zindan arkadaşı Namık Kemal’e “Sen yazdıklarını okudukça, sakalın sallanıyor. Ben de sakalın sallandıkça, köyümdeki keçimi hatırlıyorum.  Onu çok severdim, özlüyorum. ” diye cevap verir.

İşte,  Mevlana’nın da dediği gibi,”Siz ne anlatırsanız anlatın, anlattıklarınız karşınızdakinin sizi anladığı kadardır.

Öyleyse nasıl duyurmaya çalışıyoruz sesimizi,  kime anlatmaya çalışıyoruz bildiklerimizi? Anlattıklarımız ve bildiklerimiz, diğerlerinin anladığı ve bildiği kadar. Belki de bazınız, çoktan bıraktınız bu makaleyi okumayı. Eğer buraya kadar okuduysanız,  gönülden gelen sözlerim delmiştir kulak duvarını,  inmiştir kalbinize…

SEVGİYLE KALIN.

Hicran İpekbağlar

Kişisel Gelişim Uzmanı – Yaşam Koçu

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sihirli İletişim – Çatışmalarının Çözümü Semineri

Tem 18, 2013   //   by admin   //   Sihirli İletişim - Çatışmaların Çözümü Semineri  //  No Comments

Birisi size hoşunuza gitmeyen bir şey söylerse nasıl tepki verirsiniz?

Size sorulmasından nefret ettiğiniz sorular var mı?
Hiç kimsenin kazançlı çıkamayacağı bir tartışmaya dahil olursanız ne yaparsınız?
Biri ricanızı reddederse ne yaparsınız?
Şikayetleri nasıl sona erdirebilirsiniz?
Tartışmalardan nasıl zarif bir şekilde uzaklaşırsınız?
Problem yaratan sözcükleri nasıl hayatınızdan çıkarabilirsiniz?
Kendisini görür görmez kafanızı öbür tarafa çevirdiğiniz, adını bile duymaya tahammül edemeyeceğiniz kadar sevimsiz birini tanıyor musunuz? Onunla nasıl anlaşabilirsiniz?
Nasıl “hayır” diyebilirsiniz?
Ne söyleyeceğinizi bilmediğinizde ne söyleyebilirsiniz?
Kişileri herhangi bir şeye nasıl ikna edebilirsiniz?
İletişim, birisine bir bilgiyi iletip anladığını tahmin etmekten daha ileri bir şeydir.
Bütün bu soruların cevabını ve çok daha fazlasını bu seminerde bulabileceksiniz.
NOT : Sınırlı sayıda kontenjan bulunması nedeniyle ön kayıt zorunludur.
Hafta sonu ve hafta içi tercihleriniz için lütfen bize ulaşın:
Tel : 0 (224) 243 43 14
Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

İlişkilerde Sağlıklı İletişim Nasıl Olmalı? – İletişim ve Yaşam Koçu Özlem Aktaş

Ağu 15, 2012   //   by ozlemaktas   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

İlişkilerde  sağlıklı iletişim nasıl olmalı?

İletişim hayatın belki de en zor işi. Özelikle duygusal bir ilişki ise yaşadığımız. Sağlıklı ve kalıcı sevgiler kurmak, yaşatabilmek;  farklılıkları anlamak ve farklılıklarla aslında hayatın güzel olduğunu ve daha yaşanılır olduğunu anlamaktan geçer.  İlişkilerimizde birbirimizi anlayabilmek, sevgimizi olması gerektiği gibi yaşayabilmek için aslında;  farklı cinsler  olarak öncelikle hayata bakış açılarımızın farklı olabileceğini  anlamamız gerekiyor. Karşımdaki insanın her konuda benim gibi  düşünmesini beklemem, düşünmediği ve  beklentilerimi karşılamadığı için aslında anlaşamadığımıza karar verip , ilişkimizde sorunlar olduğuna inanıp bunu ilan etmek, çabuk karar vermek olabilir mi? Ya da karşımdakinin de kendisine ait bir karakterinin olduğunu, deneyimlerinin ve dünyayı algılayış şeklinin farklı olabileceğini niye görmek istemeyiz ki? Bilimsel olarak kanıtlanmış bazı gerçekler var. Kadın ve erkek beyni farklı çalışıyor. Bunu artık herkes biliyor. Peki, bu durumda hala niçin karşımızdakinin bizi yeterince anlamadığını düşünüyoruz ? Aslında anlamadığımız farklı iletişimler kurabileceğimiz olamaz mı? Ya da aslında karşımızdaki kişinin anlatmak istediği başka bir şey olabilir mi? Aslında yanlış anlamalara sebep olmamak için iletişim ve ilişki  koçluğunda bizim sıkça sorduğumuz şu soru sorulmalıdır? Bana bunu mu demek istedin ? Bu soru duruma daha çok netlik kazandıracaktır. Çünkü genellikle birbirimizi yanlış anlamaya eğilimine sahibiz. Durumları, anlamak istediğimiz şekilde anlamayı, aldığımız bilgiyi kendimize göre çarpıtıp, genelleyerek farklı yorumlamalar yapıp kendi dünya modelimize göre anlamlandırmayı tercih ederiz.

İletişimin % 7 ‘sinin sözcükler, %38 ‘in sözcükleri söyleyiş şeklimiz,  geri kalanının ise beden dilinin oluşturduğunu düşünürsek aslında doğru iletişim kurabilmek için, sözcüklerden ziyade sözcükleri nasıl söylediğimiz ve beden dilimizle bunu nasıl ifade ettiğimiz önemlidir. İkili ilişkilerimizde şöyle  düşünürüz ;  “Eşim bana artık sevdiğini söylemiyor ya da benden nefret ettiğini söyledi, beni kesin sevmiyor.” diyerek aslında sevginin sadece sözel olarak ifade edilebileceğini düşünerek kendimizi hem üzüyor, hem de kısıtlı düşünüyoruz.  Aslında karşınızdaki kişi belki de bambaşka şeyler söylemek ve anlatmak istiyor olamaz mı? Nasıl söylediğine bakın, sevdiğiniz insan  seni sevmiyorum artık derken, gözlerinin içi deli gibi sizi sevdiğini anlatmaya çalışıp bedeni sizi sevdiğini  her şekilde gösteriyor mu? Belki de kızgınlığından canınızı acıtmaya çalışıyordur, olamaz mı? Dikkate almanız gereken şeyler öncelikle bunlar, beden dili ve kelimeleri nasıl söylediğimiz.

İletişim kurabilmek, empatik olup birbirimizi gerçekten anlamaya çalışmak evet  zor iş. Ne yazık ki sorunlar genellikle birbirimizi yeterince dinlemeyip, anlamaya çalışmamaktan, birbirimizin isteklerini, beklentilerini görmezden  gelmekten, birbirimize yeterince dikkat etmemekten kaynaklanıyor. Karşınızdaki kişi sizin birçok kişi arasından sevmek için seçtiğiniz kişi ve o kişi sizin  sevgi dolu, ilgili yaklaşımımızı hak ediyor. Hep bekleriz, daha fazla ilgili, sevgi, şefkat, oysa ki ne verdik ki bekliyorsunuz? Unutmayın, daha fazla sevgi, saygı, anlaşılmak bekliyorsanız, önce bunları siz vermelisiniz. Diğer yandan, eğer ben sevgi, saygı, ilgi, alaka gösterebiliyorken, daima yaşama neşe, sevinç mutluluk dolu gözlerle bakabiliyorken sevgili eşim daima şikayet ediyorsa işte o zaman da  ortada sorun var  demektir. Zihinlerimiz farklı çalışıyor olabilir ancak ilişkilerde ortak bakış açısı ilişkilerin olmazsa olmazıdır. Yaşama hangi gözlerle bakıyorsunuz? Biriniz olumlu tarafından görürken hayatı, diğeriniz her şeyin olmazını, olumsuzunu mu görüyor? Hayata hangi gözlerle baktığınız önemli, farklılıkları fark edip , kabul edip ve aynı zamanda dünyaya aynı gözlerle bakabilmek. En azından eşimiz olumlu tarafından bakmayı istiyorsa sizde olumlu olun, bundan kimseye zarar gelmez . Aksine siz de hayatın güzelliklerini görüp, daha çok gelişirsiniz. Son olarak; karşımızdaki insan bizim hayatımızı sürdürmek istediğimiz kişi ise gerçekten empatik yaklaşmak, anlatmak istediği şeyin aslında gerçekte ne olduğunu anlamak için gayret etmek, onun dünyayı algılayış şeklinin farklı olabileceğini kabul etmek ve iletişimin bir bütün olduğunu hatırlayarak değerlendirme yaparken bir  bütün olarak bakmak ve en önemlisi de hayata aynı gözlerle bakmak kalıcı ve sağlıklı ilişkinin anahtarıdır.

Her zaman sevgiyle kalın..

İletişim ve Yaşam Koçu Özlem Aktaş

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler