Browsing articles tagged with " İNCİ AKTAŞ"

Bastırma O Zaman Teyze (!) – İnci Aktaş

Eyl 25, 2014   //   by admin   //   Bastırma O Zaman Teyze (!), Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Yıllar önce bir doktor arkadaşım, hala bile seminerlerimde anlattığım kısacık bir hikaye anlatmıştı. “Bazen insanlar bize sırf sosyalleşmek için geliyorlar. Geçen gün bir teyze karnına bastırarak; “Doktor Bey evladım, buraya bastırıyorum ağrıyor, bastırıyorum ağrıyor,” dedi. En sonunda acıyla gülümseyerek; “Bastırma o zaman teyze,” dedim.”

Bu hikaye beni o zamandan beri düşündürür. Gülümseyerek hatırlar ve anlatırım. Hastalıklarımızı biz mi yaratıyoruz? Evet… İnsanların inandıkları, onları hasta edebilir de iyileştirebilir de.

Beni en çok şaşırtan ise; insanların doktora gidip zorla kendisine bir teşhis koydurmaya çalışması. Doktorun boğazına sarılıp “Ne olur söyleyin doktor bey kanser miyim?” diye sorması ve doktorun “Hayır, aksine turp gibisin,” cevabıyla neredeyse hayal kırıklığına uğramalarıdır. Oysa bir doktor bize istediği kadar teşhis koyabilir. Artık sağlığımızın şakaya gelmediğini anlamaya başlamamız önemli.

“Sağlığınızla ilgili yaptığınız konuşmalara dikkat edin, bağışıklık sisteminiz bunlara kulak misafiri olur,” derken Deepak Chopra, tam olarak bunu kastediyordu. “Kesin midemde bir şey var, gidip doktora bunu tescil ettirmek için yalvarayım,” diye düşünmeden önce, “Biraz stres olmuşsun, gayet iyisin,” diyen doktorlarımıza trip atmak yerine; “Nasıl daha sağlıklı olabilirim?” diye sormalıyız her gün kendi kendimize.

Başımız ağrıdığında, bu bir belirtidir. Kendi kendimize sormalıyız, acaba uykuma mı dikkat etmedim, beslenmeme mi dikkat etmiyorum, egzersiz mi yapmıyorum. Aslında en önemlisi “Ben nasıl düşünüyorum?” diye sormalıyız kendimize.

Bu yazımı da en sevdiğim sözlerden biriyle noktalamak istiyorum.

“Kişi ister zengin olsun ister fakir olsun, hastalığı iyileştiren de, mutsuzluğu mutlu kılan da para değil; zihnidir.”

-Edmund Spenser

Sağlıkla ve Sevgiyle kalın,

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu, NLP Uzmanı, Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Başarı Asosyalliktir (!) – İnci Aktaş

Eyl 2, 2014   //   by admin   //   Başarı Asosyalliktir (!), Kariyer, Makaleler  //  No Comments

Geçtiğimiz aylarda bir üniversitemizin kariyer günlerinde ‘başarı’ ve ‘NLP’  hakkında bir sunum yapıyorduk. Katılımcılara ‘Sizce başarı nedir?’ diye sorduğumuzda öğrencilerden biri şöyle cevap verdi. ‘Başarı; ineklik ve asosyalliktir.’

Bir anda içime bir üzüntünün yerleştiğini hissettim. Gençlik, geleceğimiz, yarınlarımız, başarıyı asosyallik ve ineklik olarak tanımlıyordu. Başarı, onların gözünde bu şekilde algılanıyordu. Peki bunu nasıl yarattık?

Danışanlarımdan üniversiteye hazırlanan bir genç vardı. Çoğu genç gibi o da kendisinden beklenen bölüme girmeyi amaçlıyordu. Ona; “Bırakalım şimdi bunları da sen ne istiyorsun?” diye sordum. Aşçı olmak istediğini söyledi. ‘Peki neden Gastronomi okumuyorsun?’ diye sordum. Aldığım cevap gençlerin başarı algısını ve içinde bulundukları zor durumu gözler önüne seriyordu.

‘Eğer babamın değil de, kendi istediğim bölümü okur, sonra başarılı olamazsam babamların yüzüne nasıl bakarım…’

Durdum ve sonra şöyle cevap verdim. ‘Hayatta tek bir başarı vardır, o da istediğin gibi yaşamaktır. Bu yolda asla başarısız olmazsın. Yenilgi sandıkların seni daha iyi olmaya zorlayan yoldaşın olurlar. Ayrıca başarılı olacak kişi sensin, iş değil. Eğer başarısız olursan, -ki başarısızlık diye bir şey yoktur, yalnızca öğrendiklerin vardır- bu gerekli bedeli ödemediğimiz takdirde her girişimimizde karşılaşabileceğimiz bir deneyim olur…’

Ne biz ne de çocuklarımız yarış atı değiliz. Her gün, çocuğunu baleden alıp koşturarak piyano dersine götüren, ordan tenise bırakan ve en sonunda eve geldiğinde saat gecenin 10’unda hala ders çalışmasını bekleyen anne babalarla karşılaşıyorum. Gençler ve çocuklarımız gece 11′ e kadar dersanede, sonrasında sabahlara kadar evde ders çalışmaya zorlanıyorlar. Eğitim sistemimizin bunu mecbur kıldığını biliyorum ama hedeflerimizin ya da başarı sandıklarımızın sevdiklerimizle, sevdiğimiz şeyi yaparak geçireceğimiz zamanlardan çalmasına izin vermeyin.

Eğer madde dünyasının koşuşturmacası içinde bir an durup Tolstoy’un aşağıdaki Allegorik yapıtını okuyacak kadar vakit ayırabilirseniz, bütün haftanıza yön verebilir..

Pakhom adlı bir köylü, Rusya’nın en asil insanının sahip olduğu kadar geniş toprakları olduğunda, tam bir başarıya erişeceğine inanır. Bu da onun hedefidir. Bir gün ilginç bir teklif alır. Güneşin doğuşundan batışına kadar ne pahasına olursa olsun koşarak katettiği topraklar onun olacaktır.
Pakhom, bu cömert önerinin yapıldığı o yerlere hareket edebilmek için dünyadaki bütün varını yoğunu satar ve yola çıkar. Bir sürü güçlükten sonra varmak istediği yere ulaşır. Bir sonraki günkü büyük fırsattan yararlanabilmek için gerekli işlere girişir.
Ertesi gün şafak vakti, ölesiye koşusuna başlar. Pırıl pırıl sabah güneşiyle hücuma geçtiğinde hedefine ulaşacağından iyice emindir. Sağına soluna bakmadan o yakıcı sıcakta dört nala gider. Bütün gün yiyecek, su ya da dinlenme için mola vermeden, bütün hızıyla koşar. Her koştuğu adımla toprağının daha da genişlediğine inanır. Nihayet güneş çölün arkasında kaybolmaya başlayıp etrafı karanlık bastığında Pakhom sendeleye sendeleye bitiş çizgisine ulaşır. İşte Zafer! Hedefine ulaşmıştır sonuçta. İşte başarı ! Ve sonra…Pakhom son adımıyla yığılıp kalır.İşte şimdi yalnızca… iki metrelik toprağa ihtiyacı vardır.
-Tolstoy

En büyük düşünüzü bir gün gerçekleştireceğinizi biliyorum. Tabi ki, bunun için kendinize bir hedef belirlemeli ve bunun için zaman, enerji ve çaba sarfetmelisiniz. Ancak sabırlı olun. Gününüzü temel amacınıza engel olacak şeylerle doldurmayın. Sadece elinizden gelenin en iyisini yapın. Keyfinize bakın ve rahatlayın. Yeter ki başınızı yastığa huzurla koyun.  Sevdiğinizi ve sevildiğinizi bilerek.

Sevgiyle Kalın,
İnci AKTAŞ
Profesyonel Yaşam Koçu & Yazar

Eğer Profesyonel bir yaşam koçu ile çalışmak isterseniz, sitemizden bize ulaşabilirsiniz.
www.akademiplena.com

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

(224)2434314

İşler Zorlaştığında Vazgeçme Günahının Affı Yoktur! – İnci Aktaş

 

Ünlü Amerikalı yazar Napoleon Hill, bir keresinde Edison’a ampulü mükemmel hale getirebilmek için yaptığı ve on binlerce kez başarısız olduğu deneyler hakkında; ‘Sonunda sırrı bulmasaydın ne yapardın?’ diye sordu. Edison gözlerinde neşeli bir parıltıyla, ‘Şu anda seninle konuşarak zaman kaybetmek yerine laboratuvarımda çalışıyor olurdum.’ diye cevap verdi.

Peki siz başarısız olduğunuzda ne yapıyorsunuz? Danışanlarımız bize gelirler ve binlerce kez denedim ama olmuyor derler, oysa onlar iki kere bile denememişlerdir. KFC’nin kurucusu Albay Sanders, emekli olduktan sonra ortaya çıkardığı tavuk tarifini satmak için Amerika’yı baştan sona dolaştı ve tam 1009 kere reddedildi. Eğer siz 1009 kere reddedilseydiniz, 1010.’yu dener miydiniz? Denemelisiniz! Her insan hayalini kurduğu ve inandığı her şeyi gerçekleştirebilir.

Bazı insanlar ise bir kere bile denemeden vazgeçerler. Onlar ise korku ve endişelerine yenilmişlerdir. Oysa işler zorlaştığında vazgeçme günahının affı yoktur.

Eğer biraz daha sabredebilirsek ileride mutlaka pırıltılı bir şeyler belirecektir. Bazıları karşılaştıkları her engelden korkar ve onu düşman olarak görür. Gerçekte onlar dostturlar ve sizi olmak istediğiniz yere götüren yardımcınızdırlar. Başarı bir sonraki dönemeçte olabilir ama köşeyi dönmeden asla orda olduğunu bilemezsiniz.

Karşılaştığımız her başarısızlıkta bizim için bir lütuf vardır. Başarısızlık yanında gözü açık olanlar için mutlaka bir fırsat getirir. Hayat daima yaşadıklarınızı telafi eder. Bazen başarısızlığımıza o kadar takılıp kalıyoruz ki, önümüzden geçip giden fırsatı kaçırıyoruz.

Asla bırakmayı denemeyin, asla denemeyi bırakmayın…

Sevgiyle Kalın,

 

İnci AKTAŞ

Profesyonel Yaşam Koçu & Nlp Uzmanı & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

DİKKAT! Konsantrasyonum Bozuk – İnci Aktaş

Tem 31, 2014   //   by admin   //   DİKKAT! Konsantrasyonum Bozuk, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Dikkat, konsantrasyonum bozuk! Her şeyi yapabilirim… Kaza yapabilirim, sınavda kaydırma yapabilirim, derslerimde başarısız olup sınıfta kalabilirim… Daha da önemlisi, mutsuz, moralsiz, elini kolunu kaldırmak istemeyen, kararsız, halsiz, sinirli ve şüpheci ve bunu belli etmemeye çalışan bir insan olabilirim.

Eğer konsantre olamadığınızı düşünüyorsanız sadece herhangi bir konuda başarısız olmazsınız, aynı zamanda mutsuz da olursunuz.

Konsantre olmamızı sağlayan zihnimiz sürekli bir odak arar. Beynimiz Richar Bandler’in dediği gibi kapalı düğmesi olmayan bir makineye benzer; eğer siz ona yapacak bir iş vermezseniz, elektrik kesilinceye kadar başıboş çalışmaya devam eder. Elektrik kesildiğinde ne olacağını da siz düşünebilirsiniz.

Günlük hayatımızda Dikkat ve Konsantrasyon kelimelerini çok fazla kullanıyoruz. Dikkat Köpek var, Dikkat etsene oğlum kıracaksın, dikkatsizlikten kaydırma yaptım, dikkat dağınıklığım var vs… Öyleyse nedir dikkat? Dikkat duygu ve düşüncelerimizi belirli bir yere yönlendirme, odaklamadır. Aslında gün içerisinde beynimizi odaklamadığımız bir an yoktur. Ancak bilinçli bir şekilde odaklanmazsak, beynimiz bizim için ya da en azından o an için gerekli olmayan yerlere odaklanır. Biz bu odaklanma işlemini bilinçli şekilde iptal etmezsek, doğal olarak orda takılı kalırız.

Dikkatimiz, bizim için gerekli olmayan yerlerde takılı kaldığında ise dikkat ve konsantrasyon sorunları ortaya çıkar. Ancak bu durum bilinçli bir çabayla aşılabilir.

Dikkat hayattır. İnsanların genellikle takılı kaldığı konular geçmiş, gelecek ya da bitirilmemiş işlerdir. Bugünün işini yarına bırakmayın. Dilenmemiş bir özürünüz, aranmamış bir sevdiğiniz ya da okumadığınız bir kitabınız varsa okuyun. Bunları yapamıyorsanız basitçe ‘boş ver’ deyin. Boş ver diyebiliyorsanız beyninizi takılı kalmaktan kurtarırsınız. Diyemiyorsanız o işi yapın ve bitirin. Bazen o kadar kolay olmayabilir. Bir profesyonelden yardım almaktan çekinmeyin. Dikkat ve Konsantrasyon Geliştirme çok önemli bir konudur. Bir dikkat ve konsantrasyon eğitimine katılabilir ya da bir yaşam koçu/danışmandan destek alabilirsiniz…

Dikkatli günler dilerim.

İnci AKTAŞ

Pofesyonel Yaşam Koçu & Eğitmen & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Yıldızlar Ne Kadar Güzel! – İnci Aktaş

Tem 24, 2014   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Yıldızlar Ne Kadar Güzel!  //  No Comments

Yağmur, sevimli köpeğimiz Peter ve ben bahçede oynarken, yağmur birden başını kaldırdı ve bağırdı; “Aaaa, yıldızlar ne kadar güzel..”

Yağmur 5 yaşında ve  her baktığı şeyde farklı güzellikler görüyor. Peki biz ne zaman bıraktık çimenin yeşilinin kaç farklı tonda olduğunu görmeyi?

“Yaşlandığımız için oyun oynamayı  bırakmayız; oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız,” diyen Bernard Shaw, şu soruyu size de sordurmuyor mu? ‘ Nasıl tekrar çocuklar gibi düşünmeyi öğrenip yeniden biraz yaratıcılık kazanabiliriz?’

Küçük çocukları seyredin. Resim çizerken onları izleyin. “Bu bir inek mi?” diye sorarsınız. “Hayır, o bir ağaç,” der küçük çocuk. Resimler, onlar ne olmasını istiyorsa o olur.

Yaratıcı olmak istiyorsanız, özgür olmalısınız. Özgürce düşünmeli ve konuşabilmelisiniz. Bu nedenle çocuklar özgürdür. Sizin “Tanıştığıma memnun oldum,” dediğiniz kişiye onlar, “Onu sevmedim, o gitsin,” diyebilirler. Yani siz özgür değilsiniz. Belli kalıpları izliyorsunuz ve davranışlarınızı sınırlıyorsunuz. Yağmur, gökyüzüne bakıyor ve yıldızları görüyor. Belki de siz, gökyüzüne bile bakmıyorsunuz.

Çocuklar meraklıdır, dikkatli ve yaratıcıdır. Bu nedenle sizin görmediklerinizi görürler. Sihirbazlık numaralarını anında fark ederler. Elindeki güvercini kaybedip şapkadan çıkaran sihirbaza ağlamaklı bir şekilde “diğer kuş öldü mü?” diye sorarlar.

Artık içimizdeki çocuğu uyandırmanın zamanı gelmedi mi? oyun oynayın, eğlenin, kahkaha atın ve merak edin. İşte her kapıyı açan anahtar budur.

Bu anahtarı bir kez bulduğunuzda artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.

Bol farkındalıklı ve meraklı bir gün dilerim.

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu & Eğitmen & Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Hipnoz ve Farkındalık – İnci Aktaş

Tem 3, 2014   //   by admin   //   Hipnoz ve Farkındalık, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  10 Comments

 

Kişide herhangi bir konuda iyileşme sağlamak için hipnozu kullanan psikoterapiste, hipnoterapist denir. Aslına bakarsanız hipnozu sadece problem çözümünde kullanmayız. Kişinin içinde bulunduğu durumdan daha iyi bir duruma gelmesi için kullanırız.

Örneğin, kişi gelir ve “Ben insan ilişkilerinde çok iyi olmak istiyorum,” der. Biz de “Çok iyi olmadığını mı söylemek istiyorsun diye sorarız,”. “Hayır, çok iyiyim, ama daha iyi olmak istiyorum,” diyebilir. Bu ilginç bir yaklaşımdır ama kişisel gelişim için kullanıldığında nasıl bir farkındalık yaratacağını bir düşünsenize…

Kişide değişim, hipnoterapistin kullandığı hipnotik teknikten doğan hipnozun değeri farklı yaklaşımlar çerçevesinde gelişir.

Hipnoz iyileşme ve değişme sürecini kolaylaştıran bir etkendir. Özellikle belli hedeflere ulaşmada büyük önem taşır. Bu hedefler arasında, bilinçdışına itilmiş unsurları ortaya çıkarmak ve davranış değişikliğini teşvik etmek gibi çalışmalar sayılabilir.

Ayrıca hipnoz; kişisel gelişim, zayıflama, sigarayı bırakma, anksiyete, depresyon, dikkat, konsantrasyon, disiplin, çalışma alışkanlığı kazandırma, affetme, satış, insan ilişkileri, olumlu tutum, kendisiyle ilgilenme vb birçok davranış değişikliği için kullanılabilir.

Hipnoz, uyku değildir. Tam tersi uyanmışlık halidir. Mevcut hipnozunuzdan çıkar ve farkındalık kazanırsınız. Bugüne kadar neyi niçin yaptığınızı fark eder, bundan sonra nasıl davranacağınızı tasarlayabilirsiniz.

Hipnozla ilgili sorularınız için her zaman bize yazabilirsiniz.

Mail : info@akademiplena.com

Sevgiyle kalın…

 

İnci Aktaş

Hipnoterapist, Profesyonel Yaşam Koçu

(224)2434314

Çocuklar Evden Ayrılırken

Haz 28, 2014   //   by admin   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Bireylerin gelişim evrelerinde evlenme, çocuk sahibi olma, çocuğu yetiştirme ve çocuğun sonunda evden ayrılması büyük öneme sahiptir.

Bu evrede, çocuklarınıza tavsiyelerde bulunabilirsiniz, çocuk kendi kararını verirken duygu sömürüsü yapmak yerine güçlü ve neşeli olmalısınız. Bir çok anne baba, çocuklarının sonsuza kadar yanlarında kalacağı yanılgısına düşerler. Ancak çocuğun verdiği karar ailenin isteğine uymasa da ebeveynler çocuğun erdiği karara saygılı olmalı, bu kararı ısrarla kendi kusurlarını gösteren bir unsur olarak görmemelidirler.

Çocuklar, onları suçlu buldukları ya da onlardan kaçmak istedikleri için evden ayrılmıyor olabilir. Çocukla arkadaşça yüzleşmeli, çocuğun kendi problemlerini çözmesi ve bağımsız davranışlar sergilemesi konusunda destek olmalıdırlar.

Bireyin gelişim evrelerini konu alan yazılarıma yarın da, evliliğin yenilenmesi konusu ile devam edeceğim.

Şimdilik sevgiyle kalın,

İnci Aktaş – Profesyonel Yaşam Koçu, NLP Uzmanı, Eğitmen, Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ergenlikte Çatışma ve Kontrol – İnci Aktaş

Haz 26, 2014   //   by admin   //   Ergenlikte Çatışma ve Kontrol, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Bu dönemde aile genç üzerinde  kontrol kurma, ortaya çıkabilecek çatışmalar ve aile dışından kimselerin genç üzerindeki etki kurması konularını başarılı bir şekilde yoluna koyabilmelidir. Aile bir yandan çocuğu korumaya devam ederken bir yandan da ondaki bağımsızlık duygusunu beslemelidir.

Onu korumak için koyduğumuz kurallar, bağımsızlığını engellediğinde büyük çatışmalara yol açabilir. Onu korumaya çalıştığımızda neden koruduğumuza dair net bir görüşe sahip olmalıyız. Bu korumacılık ona karşı güvensizliğimizden mi yoksa inançsızlığımızdan mı kaynaklanıyor? Yoksa bir çocuğun korunması gerektiği kadar mı koruyoruz? Bu denge için gerekirse profesyonel bir koç veya danışmanla görüşebilirsiniz.

Ailenin çocuklarında gördükleri yüzlerce alışkanlık (Çocuğun kendine bakabilmesi, kelime seçimi, sosyalleşme..vb.) onların başarılarının bir göstergesi olur ve bunları görmek, ailede çocuktaki eksikliği görmekten çok daha fazla fayda sağlar.

Eğer çocuk matematikten 90 aldıysa, bunu görün. Tabi ki 100 almak bir hedef olabilir ama 90 alışını da gözardı etmemelisiniz. Matematikle sorun yaşayan 12 yaşındaki danışanımın tek derdi ailesinin doksanın altında not aldığında onunla dalga geçmesiydi. Ailesi onunla 72’lik diye dalga geçiyordu. Bu da çocuğun daha sorumsuz ve tembel olmasına yol açıyordu. Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim. Çocuk, başarmaya çalıştığı yaşta, başarısızlığından dolayı eleştirilirse bu tembelliğe yol açabilir.

Gençler, cinsellik, uyuşturucu, politik ve kültürel değişim gibi konularda bilgilendirilmeli, bu şekilde onlarla gerçekliklerle ilgili konuşmalar yapılmalıdır. Bununla birlikte gencin özeline saygı duyulmalıdır. Bu konuda bir ebeveyn koçundan yardım alabilirsiniz.

Bekar bir ebeveyn ise bu becerilerin yanında bir de ikinci bir ebeveynin destek ve yardımı olmadan çocuk yetiştirmeyi başarmak durumundadır. Ebeveyn eşler ise, disiplin ve yumuşaklık arasındaki dengeyi  kurarken ve izin verilecek hususlarda karar verirken kullanacakları metotlar üzerinde dostça bir anlaşmaya varmalıdırlar.

Çocuk yetiştirme söz konusu olduğunda aynı taraftasınız. Ne olursa olsun tek istediğiniz çocuğunuzu iyi yetiştirmek ve mutlu olması. Örneğin; eşlerden biri bir konuda aşırı gevşek davranabilirken, diğer çok sert davranabilir. Bu durumda bir anlaşmaya varabilmelisiniz. Çocuğunuzda vardığınız anlaşmaya uymak durumundadır.

Bunun yanında eşler başarıyı paylaşmayı bildikleri gibi karşılaştıkları zorlukların getirdiği sorumluluğu da paylaşmalıdırlar. Hepimizin bildiği gibi bazı ailelerimizde, çocuk iyi bir şey yaptığında benim kızım/oğlum, toplumca kabul edişlemeyen bir şey olunca senin kızın/oğlun olmaktadır. Çocuk ne yaparsa yapsın sizin çocuğunuzdur, sorumluluk da sizindir.

Çocuk yetiştirirken karşılaşılabilecek çatışmalar ve kontrol konulu yazımı burda bitirirken, konuyla ilgili önceki yazılarıma aşağıdaki linklerden ulaşabileceğinizi eklemek isterim.  Yarın evlilik ve parasal durumla devam edeceğim. Şimdilik sevgiyle kalın.

İnci Aktaş

Profesyonel Yaşam Koçu, Ebeveyn Koçu, Nlp Uzmanı, Eğitmen, Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Çocuk Yetiştirirken Bilmeniz Gerekenler – İnci Aktaş

Haz 26, 2014   //   by admin   //   Çocuk Yetiştirirken Bilmeniz Gerekenler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Çocuk büyüdükçe ebeveynler de bir dizi farklı davranış kazanırlar. 0‐2 yaş aralığında ebeveynler çocuklarını sakinleştirmek; çocuğun bencil davranışlarına rağmen koşulsuz pozitif ilgi göstermek ve çocuğun çıkarabileceği zorluklara rağmen çocukta güven ve
umut oluşturabilmek için beklenmeyen davranışlar geliştirmelidirler.

Örneğin hayal gücü nedeniyle eleştirilen çocuk, suçluluk duygusuna kapılabilir ve çekingenlik gösterebilir. Ebeveynler bebeğin gelişimini gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirebilmelidirler.

2‐7 yaş aralığındaki çocukların ebeveynleri, çocuk üzerinde disiplin kurabilmeli ve çocuğu kontrol etmek ve yardımcı olmak amacıyla takındıkları zorlayıcı tutumları bırakmalıdırlar. Böylece çocuğu bağımsızlaşmaya teşvik etmelidirler.

Çocuğun koltuğa çıkması için yardım ettiğiniz bir anda yetersizlik duygusuna kapılmasına ve bunun tüm yaşamını etkilemesine neden olabilirsiniz.

Bu yaştaki çocuklar için ebeveynler, çocukların soruşturur araştırmalarını engellememeli ve onlarla uygun bir dille ilişki kurmalıdırlar. Ebeveynler çocuklarının bitmek tükenmek bilmeyen sorularına sabırla cevap vermelidirler.

Eğer merakları bastırılırsa öğrenmezler, aynı zamanda öğrenmeye karşı heveslerini de kaybederler. Cinsellikle ilgili sordukları sorular ise son derece basit bir dille ama doğru olarak açıklanmalıdır.

Aileler çocuklarının ihtiyaçlarını giderirken aynı zamanda da onlara kendi ihtiyaçlarını
nasıl gidereceklerini öğretmelidirler. Bunu yaparken uygun örneklemeler
yapabilmelidirler.

Çocukların kendi ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken yaşadıkları başarısızlıklar, eğer başkalarıyla karşılaştırılırsa ileride kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılama konusunda tembelliğe yol açacaktır. Çocuklarınıza başarabileceği işler vermeniz özellikle önemli.

Ebeveynler kendileriyle ilgilenmeli, kendi ihtiyaçlarını giderebilmeli ve bunu çocuklarına gösterebilmeli ki çocuklar bu çeşit bir bencilliğin normal olduğunu öğrenebilsinler.

7‐12 yaş arasındaki çocukların ebeveynleri, çocuklarındaki farklılaşmaya ve bağımsızlaşmaya daha da anlayışlı olmalıdırlar. Aileler var olan değerlere katı bir şekilde tutunmaktansa bunlar hakkında tartışabilmeli ve bu konuda istekli
olmalıdırlar. Ayrıca çocukların kabahatleri hakkında açıklamalarını dinlemeli ve onların aile üzerinde etki yaratmalarına izin vermelidirler.

Önemli kararlarda onların da fikri alınmalı, dikkatle dinlenmeli ve fikirlerinin olumlu ve olumsuz yönlerini tartışabilmelisiniz. Fikirlerinin ciddiye alındığını bilen çocuk ileride kendini özgürce ifade edebilme yeteneğine sahip olacaktır.

Çocuk ebeveynin denetimi olmaksızın hareket ederse bu durumda ebeveyn anlayışlı davranabilmelidir. Kurallar ve sorumluluklar ne kadar belli olsa da çocuğun hatalarından ne kadar çok ders aldığını hesaba katmalısınız.

Bireylerin gelişim evreleri konulu yazılarıma yarın, genç üzerinde kontrol ve özgürlük evresiyle devam edeceğim. Önceki evrelere, www.akademiplena.com  internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
Şimdilik sevgiyle kalın,

İnci Aktaş
Profesyonel Yaşam Koçu, NLP Uzmanı
Psikolojik Danışman, Eğitmen, Yazar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Konuşmanızla Hipnoz Edin – Topluluk Önünde Hipnoz Edici Bir Konuşma Nasıl Yapılır?

Yapılan araştırmalar insanların en büyük korkusunun ölüm, ikinci korkusunun ise topluluk önünde konuşma korkusu olduğunu kanıtladı. Topluluk Önünde Konuşma ve Hitabet konusunda yıllardır yaptığımız çalışmalar bir de kitabın ortaya çıkmasını sağladı.

Bizi bu kitabı yazmaya iten şey, topluluk önünde konuşmanın yalnızca doğuştan hatip olan kişilere özgü olmaması, yeteneğin NLP ile modellenebilmesidir.

Bu kitap değişim için fırsat yaratacak, topu yuvarlamaya başlayacak ve siz ilerlerken, size adım adım rehberlik edecektir. Fakat fırsatı değerlendirecek, kendi iyiliği için gereken eforu sarf edecek ve sonunda golü atması  gerekecek olan kişiler sizsiniz.

Bir gün karşılaşmak ümidiyle…

İnci AKTAŞ & Özlem AKTAŞ

İnci ve Özlem Aktaş, Bursa’da yoğun ilgi gören Topluluk Önünde Konuşma Eğitimi’nin eğitmenleridir.

NLP Uzmanı Bursa, Profesyonel Yaşam Koçu Bursa, Eğitmen

 

Kişisel Gelişim Uzmanlarımız İnci AKTAŞ ve Özlem AKTAŞ’ ın ‘Konuşmanızla Hipnoz Edin ‘ isimli kitabı çıktı ! Şimdilik D&R Kitapyurdu ve tüm internet kitapçılarında..Kısa bir süre sonra tüm kitapçılarda..
Aşağıdaki linklerden satın alabilirsiniz…

http://www.dr.com.tr/Kitap/Konusmanizla-Hipnoz-Edin//Egitim-Basvuru/Kisisel-Gelisim/urunno=0000000590049

http://www.kitapyurdu.com/arama/default.asp?anahtar=konu%FEman%FDzla+hipnoz+edin&ara.x=0&ara.y=0&stype=4&type=list&populer=0&aramasekli=1&exactly=ON&satis=2&x2=0

Topluluk Önünde Konuşma Eğitmi Bursa

Plena Human Bütünsel İnsan Gelişim Akademisi

(224)2434314

Sayfalar:«12345678»

Ara

Kategoriler