Browsing articles tagged with " nlp uzmanı"

Gerçek Zenginlik ve Bolluk Nasıl Elde Edilir? – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Ara 15, 2011   //   by ozlemaktas   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Mutlaka Okuyun  //  No Comments

GERÇEK ZENGİNLİK ve BOLLUK  NASIL ELDE EDİLİR?

Yaşam Koçu  ve NLP Uzmanı Özlem AKTAŞ

Ne kadar zengin olduğunu düşünüyorsunuz? Burada tam olarak zenginlik olarak kastettiğim şey, her konudaki tatmin düzeyiniz. Zihninizde kendinizle ilgili yarattığınız imaj nedir? Bir şeyleri hak ettiğinize ve sahip olabileceğinize inanıyor musunuz? Zihninizde çizdiğiniz senaryo başarısız olduğunuz, zaten bir şeyleri hak etmediğiniz ise hayatınıza girecek olan da başarısızlık ve parasızlık olacaktır. Zengin ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilmek  için önce zihinsel odağınızı değiştirmek zorundasınız . Eğer zenginliğin ve paranın ancak kötü yolla gelebileceğine inanıyorsanız, bolluğun sizin için artık çok geç olduğunu düşünüyorsanız, içinizdeki şartlarda bunun pek de olası olduğuna inanmıyorsanız aynen düşündüğünüz gibi olacaktır. Zenginlik ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilirim ya da olamam demeniz halinde ikisinde de haklısınızdır çünkü biz ne düşünürsek ‘o’ oluruz.

Darel Rutherford, ‘Alaaddin’in lambasındaki cininiz bolluk bilincinizdir.’ der. Çok doğru, siz bolluk içinde olmayı hakkınız olduğuna inandığınız her an her konudaki bolluk size akmaya başlayacaktır. İster para, kariyer, iş , ister aşk olsun fark etmez.  Zenginliği ve mutluluğu istiyorsanız bunun önce zihninizde yaratılması ve var olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Yoksulluk durumumuzun oluşma nedeni ise, bizim para ile ilgili olan ilişkimiz değildir, bizim kim olduğumuzu seçmemizle ilgilidir. Gerçek zenginlik, bolluk ve mutluluk için, önce  sahip olmak istediğimiz şeylere zihnimizde sahip olduğumuzu görmek gerekir. Yani zihinsel imaj yaratmak, olmasını istediğimiz durumları ilk önce zihnimizde canlandırmak gerekir.  Bu durumlarla ilgili düşüncelerimizi değiştirip,  zihnimizde yeni bir seçenek yeni bir biz yaratmamız gerekmektedir. Hayalini  kurup zihnimizde bir hedef ve vizyon yarattığımız şeylere sahip olabiliriz.  Hiçbir şey yoktur ki önceden hayali kurulmamış olsun. Doyumlu, keyifli ve daima zenginlik dolu bir hayat istiyorsak bunun hepimiz için gerçekleştirilebilir bir durum olduğunu kabul edip önce zihnimizde zengin olmayı seçmeliyiz. Zihninizde canlandırdığımız her şey yavaş yavaş hayatınızda çeşitli yollarla oluşmaya başlayacaktır. Kısacası ne olmayı istiyorsan önce  zihninde o kişi olmayı seç. Bu bilinçaltının çalışma kuralı ve evrensel yasadır. Önce olmak istediğiniz şeyi zihninizde her gün olduğunuzu görün. Bir gün  göreceksiniz ki gerçekten o kişi olmaya başlamışsınız.

Sevgiyle kalın…

(0224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Başarmayı Ne Kadar İstiyorsun? – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Eyl 14, 2011   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Başarmayı Ne Kadar İstiyorsun?  – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Hepimizin istekleri, beklentileri var bu hayatta.  Ancak ne kadarımız adım atıp, harekete geçiyoruz.  Şuan ki durumumuzda bizi ne mutlu ediyor? Çalışma şeklimiz, geleceğe ait beklentilerimiz bizi ne kadar mutlu edip, harekete geçiriyor? Bu sorulara cevap bulabilmek, farkındalığımızın artmasına, bizi doğru adımları atmaya sevk eder. İçinizdeki gücü ne harekete geçirir? Michael Jordan, Bill Gates gibi kişiler daha çok küçükken zengin olmayı kafalarına koymuşlardı.  Sen ne istiyorsun? Yüreğine bir bak, geçmişte başardıklarına bir bak, yine yapabilirsin. Hayalini gözünde canlandır,  içini coşku kaplıyorsa, bil ki doğru yoldasın. Hedeflerin seni coşkulandırmıyorsa, sende istek uyandırmıyorsa, bir yerde eksik var demektir. Başarmak istediğin şeyi gerçekten istiyor musun? Bu herhangi bir şey olabilir. Sınav kazanmak, istediğin okulda okumak,  istediğin sağlıklı, fit bir fiziğe sahip olmak, istediğin kariyere sahip olmak, mutlu bir evlilik… Önce yüreğine bak, ne kadar istediğine, ulaşmak için ne kadar arzu duyuyorsun bir bak. Sonra hedefine giden adımları tespit et. Yeterince istersen, her şeyi ama her şeyi başarabilirsin. Hedefine giden yolda kendine şu soruları sor;  Hedefime ulaştığımda ne olacak, ben nasıl biri olacağım, neler hissedip, neler görüp, neler işitiyor olacağım?  Hangi adımları atarak bu hedefe ulaşabilirim? Beş yıl sonra kendimi nerede görüyorum? Bu soruların cevaplarını hayal edebiliyorsan bil ki başarabilirsin. Başarı ve mutlulukla dolu bir hayat senin elinde.

Sevgiyle kalın…

Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Hayatın Temelinde Yaratıcılık Vardır – Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Eyl 4, 2011   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Mutlaka Okuyun  //  No Comments

HAYATIN TEMELİNDE YARATICILIK VARDIR  – Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Bir şeyi hayal edebiliyor musun? Hayal edebiliyorsan gerçekleştirmek için adım atmışsın demektir. Hiç bir başarı yoktur ki daha önce hayali kurulmamış olsun. Bir şeyi hayal edebiliyorsan gerçekleştirme gücüne de sahipsin demektir. Sürekli her günü kendini, aynı şeyleri yaparak tekrarlıyorsan, bil ki  sürekli değişip gelişen bu dünyada olduğun yerde kalıyorsun demektir. Hayatımızda karşılaştığımız her problem yaratıcılığımızın, içimizdeki gücün ortaya çıkması için bir şanstır. Önemli olan problemleri fırsata dönüştürebilme gücüdür. Yaratıcı ve başarılı insanlar, zorlukların içindeki gücü görürler.  Başarılı olan insanların ortak özelliği, yaratıcı fikirlere sahip olmalarıdır. Hayat yaratıcılığı sever. Hayatın temelinde özünde yaratıcılık vardır. Yaratıcı düşünce ve fikirlerle insanlar fark yaratırlar, oldukları yerden bir adım ileriye risk alma cesaretini  göstererek adım atan kişiler yaratıcı kişilerdir. Risk almayan kişi gerilerde kalmanın sıkıntısı,  ilerleyememenin mutsuzluğu ile daha çok risk alır. Her problemin birden fazla çözümü vardır. Çözümleri ancak dünyaya yaratıcı gözlerle baktığımızda görebiliriz ve çoğu zaman çözüm problemin içindedir. Başarabileceğinden şüphe etmek, yaratıcı olmanın önündeki en büyük engeldir. Yaratıcı olmak demek, herkesin baktığı şeye bakıp, farklı şeyler görebilmek ve farklı şekilde davranabilmek demektir. Yaratıcı insanlar, alışılmış şeyleri değil, denenmemiş olanı denemekten, yapmaktan keyif alırlar. Yaratıcılık , kendine hata yapma özgürlüğü vermektir. Hata yapmak, hiçbir adım atmamaktan her zaman daha iyidir ve geliştiricidir. Her insanın özünde yaratıcılık vardır ve yaratıcılığa sezgilerimizi kullanarak  ulaşabiliriz. Yaratıcılık bir öğrenme sürecidir aynı zamanda. Kesinlikten vazgeçmek demektir. Güvenli limanlarımızdan biraz uzağa bakabilme cesareti demektir.  Dünya hayal gücüyle gelişir ,  değişir ve zenginleşir.  Dünyaya farklı gözlerle bakabilme, yaratıcı olabilme gücü hepimizin içinde. Sadece zihinsel kalıplarımızı kırarak, farklı olmayı deneyerek, farklılıktan korkmayarak, cesaretle bunu başarabiliriz. Hayatın daima size ilham vermesi ve yeni fikirleri ve olanakları görmeniz dileğiyle…

Sevgiler

Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sevgi Deponuz Sürekli Dolu Olsun – Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Nis 18, 2011   //   by admin   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

SEVGİ DEPONUZ SÜREKLİ DOLU OLSUN -Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Sevgi dünyadaki  yaşanılası en güzel şeydir. İnsanı canlı tutar yüreği dolu insan hayata da bir başka bakar. Sevgi büyüdükçe insanda büyür. He rşey güzelleşir parlaklaşır insanın gözünde. İnsan sevdiği kadar sevilmekte ister. Psikologlar, sevildiğini hissetme ihtiyacının diğer tüm duygusal ihtiyaçların önüne geçtiğini düşünmektedir. Sevgi olmadan zorlukların üstesinden gelinemez.

Hepimiz için sevgiyi tanımlama şeklimiz farklıdır. Kimi, ‘bunu onu sevdiğim için yaptım’ der, kimi evlilik dışı ilişkiye girer ve bunu sevgi adına yaptığını söyler. Psikologların gözünde ise bu durum  ‘karşılıklı bağımlılıktır.’  Amaç  duygusal  sağlığımız açısından bizi doyuran sevgiyi bulmaktır.

Bir çocuğun  duygusal açıdan dengeli olabilmesi için tüm duygusal ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Bu duygusal ihtiyaçlardan hiçbiri kişinin bir yere ait olduğunu, istenip kabullenildiğini bilme ihtiyacı kadar önemli değildir.  Eğer çocuk yeterince ilgi ve sevgi görür yaptığı davranışlarla  onaylanırsa bilinçli bir yetişkin haline gelir. Aksi taktirde gelişiminde geri kalacaktır. Eğer çocukların sevgi depoları doldurulmazsa, çocuk yanlış davranışlara yönlenir, hatta yaramazlıkları dahi bu sevgi deposunun eksikliğinin sebebidir. Çocuklar dolduramadıkları sevgi eksiklerini başka yerlerden yanlış biçimlerde arayabilirler.

Sevgiye duyulan ihtiyaç sadece çocuklara özgü bir şey değildir. Birer yetişkin olduğumuzda, evlendiğimiz de, yaşlılığımızda dahi bu ihtiyacımız devam eder. Aşık olmak bir süre bu ihtiyacımızı karşılar.

Ancak aşkın o büyük coşkusu kaybolduktan sonra, sevgiye duyduğumuz asıl ihtiyaç ortaya çıkar. Varlığımızın temelindeki ihtiyaç budur. Sevme ve sevilme ihtiyacıdır.

Hepimiz eşimiz tarafından sevildiğimizin hissettirilmesini  isteriz. Sevgi bekleriz bunun gösterilmesini bekleriz. Küçücük bir söz, orada var olduğumuzu gösteren, sevgiye değer olduğumuzu gösteren bir söz ve belki bir bakış bekleriz. Eğer ki sevildiğimizi bilmiyorsak sahip olduğumuz onca şeyin paranın, evin, arabanın ne kıymeti kalır ki ?

İnsan, başka bir insanla yakınlaşmak ve sevilmek ister. Evlilik, bu yakınlık ve sevgi ihtiyacını sağlıklı yollardan karşılamak için tasarlanmıştır. Evlilikte sevginin gösterilmesi çok önemlidir. Birçok çift sevgi depoları yeterince doldurulmadığı için birbirlerinin ihtiyaçlarını anlayamayıp belli bir zaman sonra aşkımız öldü, birbirimizi anlayamıyoruz, birbirimizin ihtiyaçlarına cevap veremiyoruz, birbirimize katlanamıyoruz tahammülümüz kalmadı gibi gerekçelerle psikologlara, ilişki koçlarına danışırlar. Evliliklerinde yaşadıkları acılar, kırgınlıklar, acı sözler, yaralanmalar,  içlerindeki sevgi yoksunluğundan olabilir mi? Sevgi yoksunluğu doldurulabilir ise evlilikler kurtarılabilir mi acaba? Evlilik için sevgi deposunun dolu tutulması bir arabanın benzin deposuna benzer. Nasıl ki boş bir depo ile araba yürümezse, evliliklerde sevgisiz bir ortamda yürüyemez. Eğer ki sevgi deposunu dolduran kişi,  5 sevgi dilini anlayabilir ve eşimizin baskın sevgi dilini öğrenip konuşabilir ve davranışlarımızı ona göre değiştirirse sonsuza dek sürebilecek mutluluğun anahtarını eline almış olacaktır.

Sevgi deponuz  sürekli dolu olsun. Sevgisiz kalmamak dileğiyle…

Sevgiyle kalın.

Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sayfalar:«1234

Ara

Kategoriler