Browsing articles tagged with " yaşam koçu bursa"

Sevgi Deponuz Sürekli Dolu Olsun – Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Nis 18, 2011   //   by admin   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

SEVGİ DEPONUZ SÜREKLİ DOLU OLSUN -Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Sevgi dünyadaki  yaşanılası en güzel şeydir. İnsanı canlı tutar yüreği dolu insan hayata da bir başka bakar. Sevgi büyüdükçe insanda büyür. He rşey güzelleşir parlaklaşır insanın gözünde. İnsan sevdiği kadar sevilmekte ister. Psikologlar, sevildiğini hissetme ihtiyacının diğer tüm duygusal ihtiyaçların önüne geçtiğini düşünmektedir. Sevgi olmadan zorlukların üstesinden gelinemez.

Hepimiz için sevgiyi tanımlama şeklimiz farklıdır. Kimi, ‘bunu onu sevdiğim için yaptım’ der, kimi evlilik dışı ilişkiye girer ve bunu sevgi adına yaptığını söyler. Psikologların gözünde ise bu durum  ‘karşılıklı bağımlılıktır.’  Amaç  duygusal  sağlığımız açısından bizi doyuran sevgiyi bulmaktır.

Bir çocuğun  duygusal açıdan dengeli olabilmesi için tüm duygusal ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Bu duygusal ihtiyaçlardan hiçbiri kişinin bir yere ait olduğunu, istenip kabullenildiğini bilme ihtiyacı kadar önemli değildir.  Eğer çocuk yeterince ilgi ve sevgi görür yaptığı davranışlarla  onaylanırsa bilinçli bir yetişkin haline gelir. Aksi taktirde gelişiminde geri kalacaktır. Eğer çocukların sevgi depoları doldurulmazsa, çocuk yanlış davranışlara yönlenir, hatta yaramazlıkları dahi bu sevgi deposunun eksikliğinin sebebidir. Çocuklar dolduramadıkları sevgi eksiklerini başka yerlerden yanlış biçimlerde arayabilirler.

Sevgiye duyulan ihtiyaç sadece çocuklara özgü bir şey değildir. Birer yetişkin olduğumuzda, evlendiğimiz de, yaşlılığımızda dahi bu ihtiyacımız devam eder. Aşık olmak bir süre bu ihtiyacımızı karşılar.

Ancak aşkın o büyük coşkusu kaybolduktan sonra, sevgiye duyduğumuz asıl ihtiyaç ortaya çıkar. Varlığımızın temelindeki ihtiyaç budur. Sevme ve sevilme ihtiyacıdır.

Hepimiz eşimiz tarafından sevildiğimizin hissettirilmesini  isteriz. Sevgi bekleriz bunun gösterilmesini bekleriz. Küçücük bir söz, orada var olduğumuzu gösteren, sevgiye değer olduğumuzu gösteren bir söz ve belki bir bakış bekleriz. Eğer ki sevildiğimizi bilmiyorsak sahip olduğumuz onca şeyin paranın, evin, arabanın ne kıymeti kalır ki ?

İnsan, başka bir insanla yakınlaşmak ve sevilmek ister. Evlilik, bu yakınlık ve sevgi ihtiyacını sağlıklı yollardan karşılamak için tasarlanmıştır. Evlilikte sevginin gösterilmesi çok önemlidir. Birçok çift sevgi depoları yeterince doldurulmadığı için birbirlerinin ihtiyaçlarını anlayamayıp belli bir zaman sonra aşkımız öldü, birbirimizi anlayamıyoruz, birbirimizin ihtiyaçlarına cevap veremiyoruz, birbirimize katlanamıyoruz tahammülümüz kalmadı gibi gerekçelerle psikologlara, ilişki koçlarına danışırlar. Evliliklerinde yaşadıkları acılar, kırgınlıklar, acı sözler, yaralanmalar,  içlerindeki sevgi yoksunluğundan olabilir mi? Sevgi yoksunluğu doldurulabilir ise evlilikler kurtarılabilir mi acaba? Evlilik için sevgi deposunun dolu tutulması bir arabanın benzin deposuna benzer. Nasıl ki boş bir depo ile araba yürümezse, evliliklerde sevgisiz bir ortamda yürüyemez. Eğer ki sevgi deposunu dolduran kişi,  5 sevgi dilini anlayabilir ve eşimizin baskın sevgi dilini öğrenip konuşabilir ve davranışlarımızı ona göre değiştirirse sonsuza dek sürebilecek mutluluğun anahtarını eline almış olacaktır.

Sevgi deponuz  sürekli dolu olsun. Sevgisiz kalmamak dileğiyle…

Sevgiyle kalın.

Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Evlenince Sevgiye Ne Oluyor? – Yaşam Koçu ve Nlp Uzmanı Özlem Aktaş

Nis 17, 2011   //   by admin   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Evlenince Sevgiye Ne Oluyor ?

Evlenince sevgiye ne oluyor? Gerçekten bitiyor mu? İnsanların kafasını karıştıran bir konu bu. Evlenmeden önce ölümsüz sandığımız sevgimize, aşkımıza neler oluyor? İş hayatlarımızda inanılmaz başarılara imza atsak da, arkadaş ilişkilerimizde başarılı olsak da evliliklerimizde bu başarıyı sürdüremeyebiliyoruz nedense. Flört döneminde o ayaklarımızı yerden kesen aşka ne oluyor? Uçup gidiyor mu ? Hayallerimiz, umutlarımız, büyük heyecanla kurulan birlikteliklere neler oluyor? Kimileri sevgilerini aşklarını canlı tutmayı başarırken diğerleri neden başaramıyor? Boşanma oranlarının bu kadar yüksek olduğu ülkemizde de bu sorular birçok insan tarafından soruluyor. Birbirimizi birbirimizin gözlerinden göremiyor muyuz yoksa? Herkes bir yerlerde bunun cevabını arıyor.

Evliliklerde sevgiyi koruyabilmek çok önemlidir. Televizyon radyo programları ve birçok dergide evliliğin nasıl canlı tutulacağından bahsedilir. Bu konu ile ilgili bir sürü kitap yazılıyor. Peki, öyleyse evlendikten sonra sevgilerini korumayı başaran kişi sayısı neden bu kadar az? Birtakım şeyleri değiştirmeye çalışıp sonra eski hallerine dönüp her zamanki gibi yaşamaya devam etmelerinin sebebi nedir? Sebep insanlarının sevgi dillerinin farklı oluşudur. Herkes sevgisini farklı şekilde göstermeyi sever. Eğer sağlıklı bir evlilik ve ilişki kurulması isteniyorsa  eşler arasında ortak sevgi dili oluşturulması şarttır ve bu sevgi dilinin iki taraf açısında anlaşılması ve ona göre davranılması ilişkiyi canlı tutacaktır.

Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak istiyorsak, öncelikle eşimizin baskın sevgi dilini keşfetmek ve öğrenmek zorundayız. Bu ne demek; eğer ki eşine iltifat eden bir erkek sevgisini karısına sık sık iltifat etmekle gösteriyor ancak karısı bundan anlamıyorsa ve yeterli gelmiyorsa karısının sevgi dili farklı olabilir. Sevginin davranışlarla gösterilmesini istiyor olabilir. Sevgiyi, sıcaklığı, yakınlığı hissetmek istiyor olabilir. Kadın ve erkek genelde aynı sevgi dilini konuşmazlar yani sevgilerini aynı şekilde ifade etmezler. Aynı şekilde ifade edebilenler de zaten mutlu bir beraberliği yaşıyor olanlardır.  Kendi baskın sevgi dilimiz ile konuşur ve bunu eşimizin anlamasını bekleriz. Anlamadığında, anlaşılmadığımızı düşünerek hayal kırıklığına uğrarız. Çünkü sonuç olarak eşimizin anlamadığı bir dilde konuşuyoruzdur. Eşimizin ve kendimizin baskın sevgi dilini anladığımızda uzun ömürlü ve sevgi dolu bir evliliğe sahip olabileceğiz demektir. Bunun için değer değil mi? Eşimiz için mutluluğumuz için sevgiyi gösterme şeklimizi anlayarak ve bunun  için çabalayarak ortak sevgi dillerimizi bularak mutluluğu yakalayabiliriz. Biraz karşı tarafı anlama isteği bu kadar basit. Bu hareketiyle gerçekten ne demek istiyor? Beni kırmak istedi mi gerçekten? Farklı yargılar çıkarmadan önce sadece  sevdiğimiz insana dikkat etmek, gerçekten ne beklediğini, ne anlatmak istediğini anlamaya çalışmak, onun programına saygı duymak, sevdiğimizin sevgiyi ifade ediş şeklini anlayıp saygı duymak ve onu anlayarak o yönde ilgili davranmak . Belki eşiniz sadece birkaç sevgi sözcüğü duyduğunda sevildiğinden emin olacak ya da belki ona bir sıcak gülümsemeniz ya da dokunmanız sevgiyi hissetmesini sağlayacak, ya da onu güzel bir yemeğe götürmeniz sizin sevginizi gösterdiğinizi anlayacak. Sadece biraz daha özen ve fark etmek. Hepimiz biraz fark edilmek ve anlaşılmak istiyoruz. Sevdiğimizi biraz olsun fark etmek, gerçekten O’ nu görmek, ne istediğini anlamak için çaba göstermek, ilişkimizi çok daha doyumlu noktalara taşıyacaktır.  Nice  sevgi dolu ilişkilere….

Sevgilerimle

Yaşam Koçu ve Nlp Uzmanı

Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Çok Kazanan Biri Olmak – Yaşam Koçu, Nlp Uzmanı Özlem Aktaş

Nis 13, 2011   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Çok Kazanan Biri Olmak – Yaşam Koçu, Nlp Uzmanı Özlem Aktaş

Çok kazanan biri olmak, evet yapılabilir, başarılabilir. Gelirinizi tahmininizden çok daha üst seviyelere çıkartabilirsiniz. Bunu başarabilmiş birçok insan var. Daha azıyla yetinmeyip daha fazlasını arayan ve bunu elde eden. Daima ideallerinin peşinde koşan ve asla vazgeçmeyen. Kendimizi nerede görüyorsak oyuz aslında. Neden daha iyisi olmayalım? Bunu başarmış milyonlarcası varken sizi yerinizde tutan,  harekete geçmekten alıkoyan nedir? Korkularınız mı? Başarısızlık korkusu mu? Elinizdekilerden vazgeçememe korkusu mu? Daha iyisini hak etmediğinizi mi düşünüyorsunuz? Hangisi? Sadece ihtiyaçlarımız sağlayacak kadar kazansam yeter mi diyorsunuz? Yoksa çok para kazanmak kim, ben kim mi diyorsunuz? Çok kazanan biri olmak için, sadece istemek ve yapılabileceğini bilmek yeterli. Boşuna dememişler istemek başarmanın yarısıdır. Hepimizde bu güç var. Sadece inanmak lazım. İnanıp odak noktamızın yoğunluğunu arttırmaktır işin sırrı aslında, çalışma saatlerinin çokluğu değildir. Çoğumuz sanırız ki başarı çok geç saatlere kadar çalışmakla sağlanır. Aslında önemli olan neye odaklanacağımızı bilmek ne istediğimizi bilmektir. Bizde standartlarımızı yükselterek fırsatları görebilir hale gelebiliriz . Sadece istemek, odaklanmak ve başarmak.

Çok para kazanan kadınların sırları adlı kitabında Barbara Stanny ‘ nin bahsettiği gibi “Çok para kazanan kadınlar, çoğu kez şahsi uyanışlarından, yaşamlarının anlamını ve amacını, kendi gerçek özlerini keşfedişlerinden ve yalnızca geçimlerini sağlamaları değil, aynı zamanda bütün varlıklarını da kısıtlayan sınırların genişleyişinden, finansal ilerlemelerine kıyasla, daha hararetle söz ederler.” der.

Bu düşünce yapısını hepimiz hayata geçirerek, daha doyumlu, hayallerimizin ötesinde bir yaşama sahip olabiliriz.

O halde isteyerek, amacımızı ve odağımızı belirleyerek ve cesaretle adımlar atarak, hem yaşamımızın anlamını keşfederek hem de finansal gelirimizi arttırmanın yollarını bulabiliriz.

‘Çok Kazanan Kadınların Sırları’ adlı kitabında Barbara Stanny’ in bahsettiği o çok güzel sırlardan 8 tanesini sizinle paylaşmak isterim.

Bu sırlar, çok kazanan biri olmayı isteyen herkes için geçerlidir.

Sır 1- Finansal başarı neredeyse her alanda mümkündür ve eğitim eksikliği geride kalmanıza neden olmamalıdır.

Sır 2-Çok çalışmak her zaman çalışmak değildir.

Sır 3-Parasal kazanca değil, önem verdiklerinizi gerçekleştirmeye odaklanın.

Sır 4-Yaptığın şeyi sevmek, ne yaptığından çok daha önemlidir.

Sır 5-Korkuyu hisset, şüphelerin olsun , yine de peşine düş.

Sır 6-Kendine uygun dengeyi bulmak için, fedakarlık ettiğini değil, bir şey uğruna başka bir şeyden vazgeçtiğini düşün.

Sır 7-Bazen tek yapman gereken omuz silkmek ve güzel bir kahkaha atmaktır.

Sır 8-Bolluğun değerini bil.

Hepinizin hayatına bir nebze de olsa bu sırlardan bir şeyler katabilmeniz ve bolluk bereketle dolu günlere ulaşmanız dileğiyle…

Bol kazançla ve cesaretle geçecek günlere…

Yaşam Koçu, Nlp Uzmanı Özlem Aktaş

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sayfalar:«12345

Ara

Kategoriler